Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2013/12869 E. 2015/15924 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12869
KARAR NO : 2015/15924
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

Tebliğname No : 4 – 2011/329123
MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 06/05/2011
NUMARASI : 2010/160 Esas, 2011/486 Karar
SUÇ : Tefecilik

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 241. maddesinde atılı suçun; “Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi,…” biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı, tefecilik suçunun ekonomi, sanayi ve ticarete ilişkin suçlar bölümünde topluma karşı suçlar kısmı içinde bulunduğu, 5237 sayılı Yasanın 43/1. maddesi, suçun mağdurunun aynı kişi olmasını suçun zorunlu unsuru haline getirmiş iken, 08/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5377 sayılı Kanunun 6. maddesi ile anılan madde ve fıkraya eklenen “Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.” hükmü ile zincirleme suçun kapsamının genişletildiği ve mağduru aynı kişi olsun ya da olmasın maddenin son fıkrasındaki istisnalar dışındaki tüm suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün hale getirildiği, bu nedenle suçun temadi ettiğinden ve birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği, ancak suçun zincirleme olarak işlenmesinin olanaklı olduğu gözetildiğinde; sanığın mağdura para verdiğini kabul etmesi, tanık Bahaiddin’in bunu teyit eden beyanı, herhangi bir ticari ilişki bulunmamasına rağmen ödünç olarak verilen para miktarının fazla olması, ödünç verilen para karşılığında senet alınması, yine aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında önemli miktarlardaki paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı bulunması hususlarının değerlendirilmesi suretiyle mağdurun soruşturma ve kovuşturma aşamalarında vermiş olduğu ifadeleri arasındaki çelişkinin giderilmesi ve sanığın alacaklı olduğu başkaca icra takip dosyalarının bulunup bulunmadığının araştırılıp varsa incelenmesinden sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve katılan H.. H.. vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.