Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2013/12820 E. 2015/15302 K. 20.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12820
KARAR NO : 2015/15302
KARAR TARİHİ : 20.10.2015

Tebliğname No : 5 – 2012/307708
MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/10/2012
NUMARASI : 2012/203 Esas, 2012/990 Karar
SUÇ : Tefecilik

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 241. maddesinde atılı suçun; “Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi,…” biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı, tefecilik suçunun ekonomi, sanayi ve ticarete ilişkin suçlar bölümünde topluma karşı suçlar kısmı içinde bulunduğu, 5237 sayılı Yasanın 43/1. maddesi, suçun mağdurunun aynı kişi olmasını suçun zorunlu unsuru haline getirmiş iken, 08/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5377 sayılı Kanunun 6. maddesi ile anılan madde ve fıkraya eklenen “Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.” hükmü ile zincirleme suçun kapsamının genişletildiği ve mağduru aynı kişi olsun ya da olmasın maddenin son fıkrasındaki istisnalar dışındaki tüm suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün hale getirildiği, bu nedenle suçun temadi ettiğinden ve birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği, ancak suçun zincirleme olarak işlenmesinin olanaklı olduğu nazara alınarak,
Sanık ve suç ortaklarının örgüt faaliyeti kapsamında tefecilik suçunu işledikleri iddiasıyla açılan Kahramanmaraş 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/262 Esas sayılı dava
dosyasında sanığın mağdurlar Ömer ve Salih’e karşı 2008 yılında aynı suçu işlediği iddiasıyla yargılanması karşısında, bu dosyanın derdest olması halinde, her iki dosya arasında sanık ve mağdurları yönünden hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle, suçun sübutuna etkisi ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanma ihtimali açısından davaların birlikte görülmesinde zorunluluk bulunduğundan bu dava ile birleştirilmesi, karara çıkmış olması halinde onaylı bir örneğinin dosya içerisine alınması suretiyle, deliller birlikte değerlendirilerek mağdurlar Ömer ve Salih’e yönelik eylem için mükerrer dava açıldığının tespiti halinde açılan bu davanın reddine karar verildikten sonra mağdur İsmail’e yönelik 2011 yılında gerçekleştirilen eylem hakkında hüküm kurulması yerine eksik incelemeyle yazılı şekilde zincirleme tefecilik suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.