Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2013/12718 E. 2015/15450 K. 22.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12718
KARAR NO : 2015/15450
KARAR TARİHİ : 22.10.2015

Tebliğname No : 5 – 2012/304449
MAHKEMESİ : Salihli 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2012
NUMARASI : 2012/487 Esas, 2012/827 Karar
SUÇ : Tefecilik

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
TCK’nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun, kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı da gözetilerek, değişik zamanlarda ve farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında TCK’nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel sanık hakkında dava konusu olsun ya da olmasın tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği,
Salihli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/04/2009 tarihli, 2008/280 Esas ve 2009/203 Karar sayılı ilamı ile zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması eleştiri konusu yapılarak tefecilik suçundan sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünün Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 29/02/2012 gün ve 2012/4165 Karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği, söz konusu dosyada birleşen dosya da nazara alındığında iddianame tarihlerinin 08/04/2008 ve 26/06/2008, suç tarihinin ise beyanlara göre sanıktan borç paranın alındığı 2005 ve 2006 yılları olduğunun anlaşıldığı,
Dava konusu somut olayda ise, tanık sıfatıyla beyanları tespit edilen şahısların 2005, 2006 ve 2007 yıllarında sanıktan faiz karşılığı borç para aldıkları, dolayısıyla bu tarihlerin daha önce karara bağlanan ve tefecilik suçundan kesinleşen mahkumiyet hükmüne konu eylemlere ilişkin iddianame tarihlerinden önceye tekabül ettiği ve temyize konu davadaki 07/02/2011 günlü iddianamenin de hukuki kesinti oluşturmadığı, sadece Salihli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/280 Esas sayılı dosyasında yargılama konusu yapılan eylemlerin teselsülü mahiyetinde olduğu, keza kesinleşen bahse konu dosyadaki mağdurlar farklı olup, sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmadığı ve Yargıtay onama ilamında da bu eksikliğin eleştiri konusu yapıldığı tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, TCK’nın 3/1 ve 61/1. maddeleri de gözetilerek sanığa aynı Kanunun 241/1. maddesi gereğince verilecek cezada 43/1. maddesi uyarınca arttırım yapıldıktan sonra kesinleşen dava dosyasından verilen cezanın bu cezadan mahsubu ile cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmak suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 22/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.