Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2013/12180 E. 2015/15443 K. 22.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12180
KARAR NO : 2015/15443
KARAR TARİHİ : 22.10.2015

Tebliğname No : 4 – 2011/192570
MAHKEMESİ : Antalya 7. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/02/2011
NUMARASI : 2010/291 Esas, 2011/33 Karar
SUÇ : Tefecilik

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 241. maddesinde atılı suçun; “Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi,…” biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı, tefecilik suçunun ekonomi, sanayi ve ticarete ilişkin suçlar bölümünde topluma karşı suçlar kısmı içinde yer aldığı, 5237 sayılı Yasanın 43/1. maddesi, suçun mağdurunun aynı kişi olmasını suçun zorunlu unsuru haline getirmiş iken, 08/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5377 sayılı Kanunun 6. maddesi ile anılan madde ve fıkraya eklenen “Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.” hükmü ile zincirleme suçun kapsamının genişletildiği ve mağduru aynı kişi olsun ya da olmasın maddenin son fıkrasındaki istisnalar dışındaki tüm suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün hale getirildiği, bu nedenle suçun temadi ettiğinden ve birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği, ancak suçun zincirleme olarak işlenmesinin olanaklı olduğu ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında bu miktar paranın karşılıksız verilmesinin de hayatın olağan akışına ve genel hayat tecrübelerine uygun düşmediği anlaşılmakla; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, mağdur İbrahim hakkındaki Antalya 1. İcra Müdürlüğü’nün 2008/24358 ve 10. İcra Müdürlüğü’nün 2010/6235 sayılı dosyaları ile sanığın alacaklı olduğu diğer icra takip dosyalarının getirtilerek incelenmesi, mağdurlar Süleyman ile Mustafa’nın ifadeleri ile 14/07/2010 tarihli dilekçelerindeki beyanlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, mağdur İbrahim’in şikayet dilekçesinde isim ve adreslerini belirttiği Cafer ve Murat ‘nın tanık olarak dinlenmeleri, sanık hakkında tefecilik suçundan başka dava açılıp açılmadığının araştırılması varsa dosyasının getirtilip incelenmesi sonrasında oluşacak kanaate göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.