Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2013/12015 E. 2015/14994 K. 12.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12015
KARAR NO : 2015/14994
KARAR TARİHİ : 12.10.2015

Tebliğname No : 5 – 2012/301747
MAHKEMESİ : Ordu 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2012
NUMARASI : 2011/169 Esas, 2012/339 Karar
SUÇ : Tefecilik

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
Açığa imzanın kötüye kullanılması suçunun mahiyetine göre doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, bu nedenle hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşılan Hazinenin bu suçtan kurulan hükme ilişkin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, incelemenin tefecilik suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 241. maddesinde atılı suçun; “Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi,…” biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı, tefecilik suçunun ekonomi, sanayi ve ticarete ilişkin suçlar bölümünde topluma karşı suçlar kısmı içinde bulunduğu, 5237 sayılı Yasanın 43/1. maddesi, suçun mağdurunun aynı kişi olmasını suçun zorunlu unsuru haline getirmiş iken, 08/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5377 sayılı Kanunun 6. maddesi ile anılan madde ve fıkraya eklenen “Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.” hükmü ile zincirleme suçun kapsamının genişletildiği ve mağduru aynı kişi olsun ya da olmasın maddenin son fıkrasındaki istisnalar dışındaki tüm suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün hale getirildiği, bu nedenle suçun temadi ettiğinden ve birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği, ancak suçun zincirleme olarak işlenmesinin olanaklı olduğu, sanığın katılana borç para verdiğine ilişkin savunması, tefecilik yaptığına ilişkin zabıta araştırması, tefecilik suçundan sabıka kaydı bulunduğu da gözetildiğinde, sanığın kazanç karşılığı ödünç para verme işiyle uğraşıp uğraşmadığı yönünde vergi inceleme raporu aldırılması ve borç
alınan miktarla ilgili olarak katılan ve tanık Dursun’un beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmesinden sonra tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre sanığın hukuku durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.