Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2013/11865 E. 2015/14995 K. 12.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/11865
KARAR NO : 2015/14995
KARAR TARİHİ : 12.10.2015

Tebliğname No : 4 – 2011/300688
MAHKEMESİ : Kırklareli Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09/02/2011
NUMARASI : 2008/197 Esas, 2011/86 Karar
SUÇ : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Kooperatife üye olmayıp herhangi bir alacağı da bulunmayan, oğlu Erdinç’in alacağını alamadığından bahisle şikayetçi olan, sanıklara isnat edilen suçtan katılan sıfatını alabilecek surette doğrudan zarar görmediği anlaşılan M.. T..’ün usulsüz olarak davaya katılmasına karar verilmesi hükmü temyiz etme hakkı vermeyeceğinden, katılan M.. T.. vekilinin temyiz taleplerinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 317. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin katılan E.. T.. vekili ile sanıklar müdafiin temyiz istemleri ile sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanıklar M.. M.., O.. A.., Ö.. A.., M.. E.., Z.. E.. ve E.. Ç.. haklarında görevi kötüye kullanma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesinde yer alan “Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir.” biçimindeki düzenleme nazara alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren ve beraatine karar verilen sanıklar lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve katılan vekili ile sanıklar müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususun duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına “kendisini bir vekille temsil ettiren sanıklar M.. M.., O.. A.., Ö.. A.., M.. E.., Z.. E.. ve E.. Ç.. için karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 550 TL’nin Hazineden alınarak sanıklara verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanık M.. M.. hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde ise;
Bilirkişi mali müşavir tarafından düzenlenen 26/05/2009 tarihli raporda; kooperatifin ortaklarına ait olan borçlarının yıllar itibariyle arttığının, ödeme kabiliyetinin azaldığının, kamu ödemelerine öncelik verildiğinin, bu sebeple ortaklara olan borçlarını ertelediğinin tespit edildiği, üç kişilik Sayıştay denetçileri tarafından düzenlenen 13/05/2010 tarihli raporda ise; kooperatifin 2005, 2006 ve 2007 yıllarında her ayın son günü itibariyle gelir vergisi stopajını, KDV’yi, KDV Damga Vergisini ve Damga Vergisini ödemeye fazlasıyla yetecek kadar kasa mevcudunun bulunduğu, buna karşılık sanık M.. M.. tarafından vergi borçlarının zamanında ödenmesi ihmal edilerek ve 9.214,07 TL gecikme zammı veya cezası ödenmesine sebebiyet verilerek kooperatifin bu miktarda zarara uğramasına neden olunduğunun tespit edilmesi, sanık Murat’ın ise ödeme tarihlerinde kooperatif kasasında nakitin bulunmadığını, hesapta görülen miktarların çek olarak bulunduğunu savunması karşısında; bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi, sigorta pirim borcu ile vergi borçlarının ödeme tarihleri itibariyle kooperatif kasasında ödemeye yetecek miktarda nakit bulunup bulunmadığı hususunda yeni bir bilirkişi incelemesi yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
2011 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre; sulh ceza mahkemelerinde hükmedilecek vekalet ücretinin 550 TL ve maktu olduğu gözetilmeyerek “550 TL maktu” yerine “500 TL nispi” olarak belirlenmesi,
Kanuna aykırı, katılan vekili ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.