Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2013/11722 E. 2015/15477 K. 23.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/11722
KARAR NO : 2015/15477
KARAR TARİHİ : 23.10.2015

Tebliğname No : 5 – 2012/290069
MAHKEMESİ : Antalya 8. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/09/2012
NUMARASI : 2010/591 Esas, 2012/914 Karar
SUÇ : Tefecilik

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık O.. C.. hakkında verilen beraat hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Sanığın eylemi sabit görülmeyerek beraatine karar verilmesine rağmen hükümde CMK’nın 223/2-e maddesine yer verilmeyerek aynı Kanunun 232/6. maddesine muhalefet edilmiş ise de anılan noksanlık sonuca etkili görülmemiştir.
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükmü usul ve yasaya uygun olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanıklar S.. C.. ve K.. K.. hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Sanık K.. K..’un bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda kazanç elde etmek amacıyla birden fazla kez ödünç para verdiği kabul edilmesine karşın hakkında TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükümlerin ONANMASINA,
Sanık M.. C.. hakkında verilen üç ayrı mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 241. maddesinde atılı suçun; “Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi,…” biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı, tefecilik suçunun ekonomi, sanayi ve ticarete ilişkin suçlar bölümü içerisinde yer aldığı, bu bölümün de topluma karşı suçlar kısmı içinde bulunduğu, 5237 sayılı Yasanın 43/1. maddesi, suçun mağdurunun aynı kişi olmasını suçun zorunlu unsuru haline getirmiş iken, 08/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5377 sayılı Kanunun 6. maddesi ile anılan madde ve fıkraya eklenen “Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.” hükmü ile zincirleme suçun kapsamının genişletildiği ve mağduru aynı kişi olsun ya da olmasın maddenin son fıkrasındaki istisnalar dışındaki tüm suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün hale getirildiği, bu nedenle suçun temadi ettiğinden ve birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği, ancak suçun zincirleme olarak işlenmesinin olanaklı olduğu nazara alındığında, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında farklı kişilere değişik zamanlarda kazanç karşılığı ödünç para vermek suretiyle TCK’nın 241/1, 43/1. maddelerinde düzenlenen zincirleme şekilde tefecilik suçunu işlediği anlaşılmasına rağmen yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde üç ayrı mahkumiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.