Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2013/11238 E. 2015/14917 K. 08.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/11238
KARAR NO : 2015/14917
KARAR TARİHİ : 08.10.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/139167
MAHKEMESİ : Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2012
NUMARASI : 2011/86 Esas, 2012/41 Karar
SUÇ : Basit zimmet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Hanak ilçesi .. Köyü muhtarı olan M.. K..’nın, muhtarlık adına tahsil ettiği toplam 1.700 TL’yi uhdesinde bulundurduğunun 14/02/2012 günlü bilirkişi heyeti raporunda belirtildiği, ancak bu açığın ilkokul mezunu olup muhasebe bilgisi bulunmayan sanığın köy gelir gider defterinin tutulması işlemini mevzuat hükümlerine uygun olarak yapmaması ve bazı ödemeler için karar almayarak makbuz düzenlememesinden kaynaklandığı kabul edilip, suça konu parayı zimmetine geçirerek mal edinme kastı bulunmadığından değişen suç vasfına göre ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ise de; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/03/1981 gün ve 5-2/106 sayılı Kararında açıklandığı üzere ceza yargılamasının temel amacının hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde maddi gerçeğin ortaya çıkarılması olduğu, sanığın aşamalarda hakkındaki suçlamaları kabul etmediği ve dosyada toplanan delillerin hüküm kurmaya yeter elverişlilikte bulunmadığı gözetilerek, 2006, 2007 ve 2008 yıllarında .. köyü için arı konaklama izin belgesi verilen tüm şahısların açık kimlik ve adres bilgileri ile izin belgelerinin onaylı birer suretinin Hanak İlçe Tarım Müdürlüğünden temin edilerek, söz konusu şahısların belirtilen tarihlerde … köy tüzel kişiliğine ait arazilere ya da bu köydeki özel şahıslara ait arazilere arı kovanlarını koyup koymadıkları, bu konuda makbuz mukabilinde veya elden veyahut banka aracılığıyla köy muhtarı sanığa para verip vermedikleri, vermişlerse hangi yolla ne miktar ödedikleri hususlarında tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulmasından, keza belirtilen tarihlerde gezginci arıcılara ait kovanların, soruşturma aşamasında 11/02/2011 tarihinde İstanbul’da Esenyurt Polis Merkezi Amirliğinde ifadesi alınan, Yusuf adlı şahsın
arazilerinde konaklayıp konaklamadığı, konaklamışsa bu şahısların hangi arıcılar olduğu ve kiralama ücretinin kime ne şekilde ödendiği hususlarında adı geçen şahsın kardeşi olduğu anlaşılan Ahmet tanık olarak dinlenilmesinden, gerekirse arı kovanlarının konulduğu arazinin köy tüzel kişiliğine mi yoksa şahsa mı ait olduğu hususunda keşif yapılmasından, belirtilen tarihlere ilişkin köy tüzel kişiliğine ait tüm gelir-gider defterlerinin, fatura ve makbuzların getirtilmesinden sonra dava dosyasının Sayıştay Emekli Uzman Denetçilerinden oluşturulacak önceki bilirkişiler dışındaki üç kişilik bilirkişi heyetine tevdii edilerek suç tarihleri itibariyle köy tüzel kişiliğinin tüm gelir ve giderlerinin tespit edilmesi, savunma ve tanık anlatımları da nazara alınarak sanığın üzerinde köye ait para bulunup bulunmadığı, varsa nereden kaynaklandığına dair rapor aldırılarak, şayet sanığın iddianamede dava konusu edilmeyen eylemlerden dolayı sorumluluğu tespit edilirse bu hususta dava açtırılıp davaların birleştirilmesine müteakip hasıl olacak sonuca göre bir karara varılması gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
İddianamede talep edilmediği ve ek savunma hakkı da tanınmadığı halde, sanığın TCK’nın 257/2. maddesi uyarınca cezalandırılması suretiyle CMK’nın 226. maddesine aykırı davranılması,
Sanığa verilen adli para cezasına bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar belirlenirken uygulanan kanun ve maddesinin hüküm fıkrasında gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. madde ve fıkra hükmüne muhalefet edilmesi,
Suçun 5237 sayılı TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiği kabul edilmesine rağmen, sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. madde ve fıkrası gereğince cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, O yer C.Savcısı ile sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 08/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.