Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2013/10887 E. 2015/14750 K. 02.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/10887
KARAR NO : 2015/14750
KARAR TARİHİ : 02.10.2015

Tebliğname No : 5 – 2013/186073
MAHKEMESİ : Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/07/2012
NUMARASI : 2012/82 Esas, 2012/141 Karar
SUÇ : Zimmet

İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK’nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün 15/04/2013 havale tarihli dilekçe ile vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Kanunun 18. maddesindeki “…Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması halinde Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır.” düzenlemesinin verdiği yetkiye dayanılarak Hazinenin katılma talebinin kabulüne karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Köy muhtarı olarak görev yapan sanığın, 2004-2011 yılları arasında köyde yaşayanlardan topladığı su paralarından 3.905,17 TL’yi zimmetine geçirdiğinin iddia olunması karşısında; faturası alınmadığından bahisle gider olarak kabul edilmeyip zimmete dahil edilen 556,00 TL ve 1.672,00 TL tutarındaki belgelere konu malzemelerin gerçekte alınıp alınmadığı, köyün işlerinde kullanılıp kullanılmadığı hususlarında söz konusu belgelerde ünvanı bulunan firma yetkililerinin tanık olarak dinlenmesi, savunmada ve bir kısım tanık ifadelerinde belirtildiği üzere; sanık tarafından köyün ihtiyaçlarının giderilmesi için kendi cebinden yapılan harcamaların olup olmadığının miktarlarıyla birlikte araştırılması, köye ait banka hesaplarına ilişkin ekstrelerin getirtilip gerektiğinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Koşulları oluştuğu halde, zincirleme suça ilişkin TCK’nın 43. maddesi uygulanmayarak eksik cezaya hükmolunması,
Zimmete konu para miktarının, olay tarihinde paranın satın alma gücü ve Dairemizin uygulamaları itibariyle TCK’nın 249. maddesindeki değer azlığı sınırında kaldığının gözetilmemesi,
5237 sayılı TCK’nın 53/1-a maddesindeki yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işleyen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. madde ve fıkrası gereğince, cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, katılan vekili ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, katılan vekilinin dilekçesinin içeriği itibariyle katılma isteğiyle sınırlı olması ve temyiz iradesini taşımaması nedeniyle aynı Kanunun 326/son maddesine göre ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 02/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.