Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2013/10848 E. 2015/14961 K. 09.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/10848
KARAR NO : 2015/14961
KARAR TARİHİ : 09.10.2015

Tebliğname No : 5 – 2013/193244
MAHKEMESİ : İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 07/03/2012
NUMARASI : 2009/166 Esas, 2012/62 Karar
SUÇ : Rüşvet almak ve vermek

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK’nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükümlerin 29/04/2013 havale tarihli dilekçe ile vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Kanunun 18. maddesindeki “…Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması halinde Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır.” düzenlemesinin verdiği yetkiye dayanılarak Hazinenin katılma talebinin kabulüne, hükmolunan ceza miktarı itibariyle koşulları bulunmadığından sanık Ayten Kayı (Altınbay) müdafiin duruşma isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Hükümden sonra 05/07/2012 gün ve 28344 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 87. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 252. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/09/2012 tarihli yazısı ile anılan Kanun değişikliğine göre sanıkların hukuki durumlarının yeniden belirlenmesi için dosyanın mahalline gönderilmesi üzerine, yerel mahkemenin 02/10/2012 tarihli ve 2012/1044 Değişik İş sayılı kararı ile 6352 sayılı Kanun hükümlerinin, suçun tanımında ve ceza miktarında bir değişiklik getirmediği belirtilerek yeniden değerlendirme yapılmasına yer olmadığına karar verildiği ve bu karara sanıklar H.. G.. ve Ayten Kayı müdafiileri tarafından yapılan itiraz üzerine İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/12/2012 tarihli ve 2012/1161 Değişik İş sayılı kararı ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek dosya tekrar temyiz incelemesi için gönderildiği;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dosyanın mahkemeye iadesine imkan sağlayan 6352 sayılı Kanunun geçici 2. maddesine benzer bir düzenleme içeren 5320 sayılı Kanunun 8/2. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, Dairemizce de benimsenen 27/06/2006 gün ve 2006/3-172 E. 2006/168 K. sayılı ilamında da kabul edildiği üzere; kural olarak aksine bir yasal düzenleme bulunmadıkça ve verilen hüküm yasa yolu denetiminde bozulmadıkça, hükmü veren mahkemece; dosyanın yeniden ele alınması, yargılama yapılması, yasal olanak olmadığı halde kendi kararını kaldırması, sonradan benzer ya da değişik bir karar vermesinin usul hükümlerine aykırı olup hukuki dayanaktan yoksun bulunduğu, ancak yapılan yasal değişiklikler sonucu ilk derece mahkemelerince verilip temyiz edilen hükümlerde, lehe hükümlerin uygulanması yönünde dosyanın doğrudan ilgili mahkemesine iade edilebilme yetkisinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verildiği durumlarda, başlamış olan temyiz sürecini bu aşamada sonlandıran ve yeni bir süreç başlatan bu işlemin, bozma etkisi doğuran ve mahkemeye yeni bir hüküm verilmesi zorunluluğu yükleyen bir niteliğinin bulunduğu anlaşılmakla;
Hükümden sonra 05/07/2012 gün ve 28344 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca iade edilen dosya ile ilgili olarak, duruşma açılıp taraflar usulünce çağrılarak ve İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/15 Esas sayılı dosyasında bulunduğu anlaşılan sanık G.. E.. hakkındaki iletişimin tespitine ilişkin mahkeme kararları ile işbu dosyayı ilgilendiren sanıklar arasındaki görüşme tutanaklarının örnekleri denetime imkan verecek şekilde dosyaya konularak, lehe kanun hükümlerinin değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması,
Kanuna aykırı, katılan vekili ve sanıklar müdafiilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden esası incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.