Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2010/5170 E. 2011/3719 K. 05.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2010/5170
KARAR NO : 2011/3719
KARAR TARİHİ : 05.05.2011

Resmi artırma ve eksiltmeye hile karıştırmak suçundan sanıklar …, …, …, … ve …’ın yapılan yargılanmaları sonunda; atılı suçtan beraetlerine dair, Bursa 2. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 30/05/2006 gün ve 2005/303 Esas, 2006/409 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay C.Başsavcılığından 26/05/2008 tarihli tebliğname ve Yüksek 4. Ceza Dairesinin 19/04/2010 gün ve 2008/10700 Esas ve 2010/7424 sayılı iade kararıyla Dairemize gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklara isnat edilen resmi artırma ve eksiltmeye hile karıştırma eylemlerinin 5237 sayılı TCK.nun 235. maddesinde öngörülen ihaleye fesat karıştırma suçunu oluşturabileceği ve 5235 sayılı Yasanın geçici 1. maddesi uyarınca eylemi nitelendirme ve kanıtları değerlendirme görevinin ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilip görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
26.12.2003 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5020 sayılı Kanunun 12 ve 13 maddeleriyle; 3628 sayılı Kanunun 17. maddesinin 1. fıkrasında yapılan değişiklik ve 18. maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkralarla “…resmi ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma… suçlarından sanık olanlar hakkında, yapılan ihbar veya takipsizlik kararı ve iddianame Cumhuriyet Başsavcılığınca, Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü ile varsa diğer ilgili kamu kurum veya kuruluşlarına bildirilir. Hazine Avukatının yazılı başvuruda bulunması halinde Maliye Bakanlığı başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır” şeklindeki hüküm, yine 19.01.2005 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5283 sayılı Yasanın 4/c maddesine göre de “sağlık hizmeti sunan personel ile ilgili açılmış ve açılacak davaların (Sağlık Bakanlığı) husumeti ile yürütüleceği” hükmü ve ayrıca 16.05.2006 tarihinde kabul edilen 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun geçici 1. maddesi ile; SSK, Bağ-Kur ve TC Emekli Sandığı’nın; merkez ve taşra teşkilatlarının kadroları ile
kadrolarında görev yapan memur ve işçileri, her türlü mal varlığı ile alacakları, borçları, iştirakleri ve dosyaları ile birlikte, bu kurumların leh ve aleyhine açılmış davaların Sosyal Güvenlik Kurumuna devredildiği ve bu sebeple anılan kuruluşların tüzel kişiliklerinin sona erdiğine dair yapılan düzenlemeler karşısında; CMK.nun 260/1 maddesi uyarınca kamu davasından haberdar edilmemiş olupta katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olanların kanun yollarına başvurma haklarının bulunduğu gözetilerek sanıklar hakkındaki işbu davadan dolayı müdahil olma hak ve yetkisi bulunan Sağlık Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Maliye Bakanlığı’nın davadan haberdar edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan esası incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/05/2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.