Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2008/10386 E. 2010/606 K. 04.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2008/10386
KARAR NO : 2010/606
KARAR TARİHİ : 04.02.2010

KARAR

Cebri irtikap suçundan sanıklar … ve …’ın bozma üzerine yapılan yargılanmaları sonunda; sanık …’ in müştekiler… ve …’a, sanık …’ın ise müşteki …’a karşı irtikap suçundan beraetlerine, her iki sanığın müşteki …’a karşı işledikleri irtikap suçundan mahkümiyetlerine dair, Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 15/11/2006 gün ve 2006/111 Esas, 2006/122 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay C.Başsavcılığından 23/06/2008 tarihli tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle sanık …’in müşteki…’a karşı cebri irtikap suçunu işlediğinden bahisle açılan kamu davasından beraetine dair verilen hüküm usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle ONANMASINA,
Oluşa, dosya içeriğine ve dairemizin 27/05/2004 günlü bozma ilamına ve bozma doğrultusunda yapılan araştırma sonucuna göre, sanıkların birlikte hareketle müşteki …’dan oğlunun ameliyatı için 45 milyon Türk Lirası para istediği, müştekinin de kabul ederek ödediği, böylece sanıkların eyleminin suç tarihi itibariyle yapmak zorunda olduğu bir şeyi yapmak için rüşvet almak suçunu oluşturduğu, buna karşılık sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.nun rüşvet suçunu farklı düzenlemesi ve yalnızca kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı iş karşılığı menfaat temininin rüşvet olarak kabul edilmesi, bu durumda sanıkların eyleminin 5237 sayılı TCK.nun 257/3. maddesi kapsamında görevi kötüye kullanmak suçunu oluşturması ancak bu suç için öngörülen cezanın tutarına nazaran aynı Yasanın 66/1-e maddesinde belirlenen 8 yıllık asli zamanaşımına tabi olması ve sanıkların sorgu tarihi olan 04/12/2001 ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK.nun 7/2. maddesi ile 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle hükümlerin CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sanıklar hakkında müşteki …’a karşı cebri irtikap suçundan açılan kamu davasının aynı Yasanın 322. ve 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddeleri uyarınca zamanaşımı sebebiyle DÜŞÜRÜLMESİNE, …/…
-2-

Sanıklar Haklarında müşteki …’a karşı cebri irtikap eylemlerinden kurulan mahkümiyet hükümlerine gelince,
Hükümlerden sonra 08.02.2008 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve TCK.nun 7/2. maddesi uyarınca sanıklar yararına olan 5728 sayılı Kanunun 562. maddesinin 1. fıkrası ile değişik CMK.nun 231/5. maddesinde hapis cezası için öngörülen sınırın 2 yıla çıkarılması ve anılan maddenin 2. fıkrası ile de 231/14. maddesindeki soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suç olma koşulunun kaldırılması karşısında, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının karar yerinde tartışılması lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04/02/2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Aslı Gibidir. BAŞKAN
Yz.İş.Müdürü