Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2006/435 E. 2010/568 K. 03.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2006/435
KARAR NO : 2010/568
KARAR TARİHİ : 03.02.2010

KARAR

Zimmet ve görevi kötüye kullanmak suçlarından sanıklar … ve …’un yapılan yargılanmaları sonunda; atılı suçlardan sanık …’ın mahkümiyetine ve sanık …’ın beraetine dair, Trabzon Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 20/09/2004 gün ve 2002/35 Esas, 2004/285 Karar sayılı hükümlerin Yargıtay’ca incelenmesi sanık … ve katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcı1ığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelendi;
Yokluğunda verilen hükmün sanığa Tebligat Yasasının 35. maddesine göre yapılan tebliğinin usulüne uygun olmaması nedeniyle geçersiz bulunması ve ayrıca CGK.nun 07.11.2006 gün ve 2006/213-229 sayılı kararında ayrıntısı açıklandığı üzere CMK.nun 34/2, 231/2. ve 232/6. maddeleri gereğince kararda başvurulacak yasa yolu, süresi, mercii ve başvuru şeklinin açıkça gösterilmesi gerektiği, aksi halde aynı Yasanın 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedenlerinin oluşacağı, 20.09.2004 günlü kararda ise “yasa yolu, süresi, mercii ve başvuru şekli” gösterilmeyerek usul hükümlerine aykırı davranıldığı, bu itibarla sanık …’ın 06.01.2005 tarihli dilekçesiyle yaptığı başvurunun süresinde yapılan temyiz istemi niteliğinde olduğunun kabulüyle, Ceza Genel Kurulu’nun 12.02.2008 günlü 2007/9-230 Esas, 2008/23 sayılı Kararı gereğince sanık …’ın duruşmalı inceleme talebinin sonuç ceza miktarı itibarıyla 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK.nun 318. maddesi uyarınca reddine ve başvuru kapsamına göre katılanın temyiz isteminin sanık … hakkında verilen beraet hükmüyle sınırlı olarak incelenmesine karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık …’a yüklenilen görevi kötüye kullanma suçuna 765 sayılı Yasanın 240. maddesinde öngörülen cezanın üst sınırı itibariyle aynı Kanunun 102/4. maddesinde belirlenen beş yıllık asli zamanaşımına tabi olduğu, sanığın sorgusunun yapıldığı 11.06.2002 tarihi ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından hükmün 5237 sayılı TCK.nun 7/2. maddesi ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilmek suretiyle CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddeleri uyarınca davanın zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, …/…
Sanık … hakkında zimmet suçundan kurulan hükmün incelenmesinde ise;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesinde “zaman bakımından uygulama”, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesinde ise, “lehe olan hükümlerin uygulanmasında usul” kurallarının düzenlenmesi, ayrıca 5252 sayılı Kanunun 12. maddesi ile 765 sayılı Türk Ceza Kanununun yürürlükten kaldırılması, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve bu Kanunların hükümden sonra 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunması karşısında;
5237 sayılı Kanunun 7 ve 5252 sayılı Kanunun 9. maddeleri uyarınca, sanığın hukuki durumunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri de nazara alınarak yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, esası incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Aslı Gibidir. BAŞKAN
Yz.İş.Müdürü