Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2023/985 E. 2023/3219 K. 09.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/985
KARAR NO : 2023/3219
KARAR TARİHİ : 09.03.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/1051 D.İş, 2022/1051 K.
SAYISI : İHK-2022/2202
HÜKÜM/KARAR : Davalının itirazının kabulüne
SAYISI : K-2020/94701

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda, Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının kabulü ile … kararının kaldırılmasına ve başvurunun usulden reddine karar verilmiş, temyiz incelemesi sonucunda Dairece … kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İtiraz Hakem Heyetince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı vekilinin itirazının kabulü ile … kararının kaldırılmasına ve başvurunun zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

… kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta (…) Poliçesi ile sigortalı olan aracın yapmış olduğu tek taraflı kaza neticesinde araçta yolcu olan davacının yaralandığını ve % 4,3 oranında malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının işleyecek yasal faizi birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 01.03.2019 tarihli bedel arttırım dilekçesiyle talebini 40.971,44 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; maluliyet raporunun yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmediğini, müterafik kusur ve hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini gerektiğini savunmuştur.

III. … KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu kaza nedeniyle olay tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe göre davacının % 4,3 oranında malul kaldığının tespit edildiği, müterafik kusur ve hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması gerektiğine ilişkin davalı itirazının yerinde olmadığı, aktüer bilirkişi raporunda davacının sürekli iş göremezlik zararının 40.971,44 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle başvurunun kabulüne, 40.971,44 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 31.07.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından itiraz başvurusunda bulunmuştur.

B. İtiraz Sebepleri
Davalı vekili; davacı tarafından dosyaya sunulan maluliyet raporunun usulüne uygun şekilde hazırlanmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, davacının sürekli iş göremezlik zararının TRH 2010 Yaşam Tablosu esas alınarak belirlenmesi gerektiğini, temerrüt tarihinin hatalı tespit edildiğini ve davacı yararına nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek karara itiraz etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı tarafından Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından bir yıllık iyileşme süresi dolmadan düzenlenen 13.07.2020 tarihli rapor ile davalı … şirketine yapılan başvurunun usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin itirazının kabulü ile … kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi suretiyle başvurunun dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 17.03.2022 tarihli 2021/12902 Esas ve 2022/5161 Karar sayılı ilamı ile; “Davacı tarafından alınan 13.07.2020 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere uygun biçimde, konusunda uzman doktor bilirkişi heyeti tarafından ve kazadaki yaralanma ile maluliyet arasındaki illiyet bağı da kurularak düzenlendiği, davaya konu trafik kazasının 05.07.2012 tarihinde meydana geldiği, maluliyet raporunun ise 13.07.2020 tarihinde düzenlendiği, bu haliyle maluliyet raporunun karara esas alınabilir mahiyette bir rapor olduğu gözetilmek suretiyle inceleme yapılması, davalı vekilinin … kararına ilişkin diğer itirazları da değerlendirilip karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. İtiraz Hakem Heyetince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uyularak yapılan inceleme sonucunda, dosyada mevcut maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe uygun olarak hazırlandığı, başvuranın kişisel muayenesinin yapıldığı ve konusunda uzman hekimler tarafından imzalandığı anlaşıldığından davalı vekilinin maluliyet raporuna ilişkin itirazlarının reddi ile, davalının zamanaşımı def’i yönünden yapılan değerlendirmede, her ne kadar bozma kararına uyulmuş olsa da diğer itirazların değerlendirilmesi sonucu dava konusu 05.07.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde başvuranın yaralandığı, ceza zamanaşımını düzenleyen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66 ıncı maddesi uyarınca başvuru tarihi olan 31.08.2020 tarihi itibariyle 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davalı vekilinin itirazının kabulü ile … kararının kaldırılmasına ve başvurunun zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetince yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu kaza nedeniyle davacının bedensel bütünlüğünün zarar gördüğü ve tedavinin bir süreye yayıldığı, oluşan zararın miktarının tıbbi bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hastane raporuyla açıklığa kavuştuğu, zamanaşımı süresinin, zarar miktarının öğrenildiği tarihten başlayacağı, 26.03.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile ”Yargı Alanındaki Hak Kayıplarının Önlenmesi Amacıyla Getirilen Durma Süresinin Uzatılmasına Dair Karar” uyarınca Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle yargılamaya ilişkin hukuk dava zamanaşımı sürelerinin durduğunu ileri sürerek usul ve yasaya aykırı … kararın bozulmasını istenmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı … tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (…) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı yolcunun uğradığı sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 116, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 54, 72 ve 161 inci maddeleri, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85, 89, 90, 91 ve 109 uncu maddeleri, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66 ıncı maddesi ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları.

3. Değerlendirme
Zamanaşımı, bir talep veya dava hakkının, kanunda tayin edilen süre içinde kullanılmaması halinde, usul hukukunca öngörülen şekilde ileri sürülmek koşuluyla, borçluya borcunu ödememe imkanı veren bir hukuki müessesedir. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu eksik bir borç haline dönüştürür ve alacağın dava edilebilme niteliğini ortadan kaldırır. Olay tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nın 161 inci maddesinde düzenlenen; “Zamanaşımı ileri sürülmedikçe, hakim bunu kendiliğinden göz önüne alamaz” kuralında da vurgulandığı üzere, zamanaşımı kişisel bir savunma nedeni (def’i) olup bütün öteki savunmalarda olduğu gibi ve özellikle itiraz nedenlerinden farklı olarak savunulmadığı takdirde mahkemece re’sen gözetilemez ve uygulanamaz. Diğer bir deyişle; zamanaşımının davayı etkisiz bırakması, kendiliğinden gerçekleşmemekte ve ancak davalının iradesine bağlı bulunmaktadır.

Maddi hukuktan kaynaklanan bir def’i ve savunma aracı olan zamanaşımının yargılamanın hangi aşamasında ileri sürülmesi gerektiği konusunda ise mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda (HUMK) olduğu gibi yürürlük tarihi itibariyle eldeki davada uygulanması gereken HMK’da da açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Zamanaşımı, kanunda (HUMK’un 187 nci maddesi, HMK’nın 116 ncı maddesi) sınırlı olarak sayılan ilk itirazlardan olmadığından cevap dilekçesi ile ileri sürülme zorunluluğu söz konusu değildir. Zamanaşımının ileri sürülme zamanı daha çok savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağıyla ilgilidir.

Davaya yasal süresi içerisinde cevap vermemiş olan davalının süresinden sonra vereceği cevap dilekçesi ile zamanaşımı def’inde bulunabilmesi ancak davacının muvafakat etmesi ile mümkündür. Aksi halde savunmanın genişletilmesi itirazı ile karşılaşan zamanaşımı def’ine değer verilemez. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 202 nci maddesi uyarınca davacının açık ya da zımni muvafakati yeterli iken HMK’nın yürürlüğünden sonra, tarafların açık muvafakati olmadığı sürece iddia ve savunma genişletilemeyeceğinden, davacının açık muvafakati olmadığı sürece zamanaşımı savunması dikkate alınamayacaktır.

İfade olunan tüm bu sebeplerle; davalı vekilinin sunduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı def’ini ileri sürmediği, bozma öncesi verilen hakem heyeti kararına itiraz aşamasında zamanaşımı def’ini ileri sürdüğü, davalı tarafın süresinde ve usulünce ileri sürülmüş zamanaşımı def’inin bulunmadığı hususları gözetilerek işin esasına girilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR
Değerlendirme bölümününde açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan … kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,
09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.