Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2023/706 E. 2023/3228 K. 09.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/706
KARAR NO : 2023/3228
KARAR TARİHİ : 09.03.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/469 E., 2020/1069 K.
SAYISI : 2020/İHK-22811
HÜKÜM/KARAR : Başvurunun Reddine / İtirazın Kabulüne
SAYISI : 2020/74601

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun reddine karar verilmiştir.

Karara davacı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince itirazın kabulü ile başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

… kararı davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya zorunlu trafik sigortalı aracın yaya konumundaki davacıya çarpmasıyla oluşan 08.07.2019 tarihli trafik kazası sonucunda davacının malul kaldığını, davalı tarafça gerçek zararın karşılanmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 40.000,00 TL sürekli iş göremezlik zararının temerrüt tarihinden avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ıslah dilekçesiyle talebini 52.012,00 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zorunlu belgelerin sunulmaması sebebiyle başvurunun usulsüz olduğunu, başvuran tarafından alınan maluliyet raporunun hatalı olduğunu, kusur raporu alınması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. … KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; başvuranın sürekli maluliyetinin kesinleşmeden rapor alındığı, raporun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmediği gerekçesi ile başvurunun reddine karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.

B. İtiraz Sebepleri
Davacı vekili itiraz dilekçesinde, verilen kararın hatalı olduğunu, dosyada mevcut maluliyet raporu müvekkilin muayenesinin yapılması sureti ile kaza ile illiyeti gösterir, üç profesör, bir doçent doktor ve iki adli tıp doktoru tarafından imza altına alındığını, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ve Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik uyarınca düzenlendiğini, hukuken geçerli ve karara esas alınması gereken bir rapor olduğunu belirtmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada mübrez raporun Sağlık Bakanlığı tarafından ilan edilmiş olan yetkili hastanede görev yapan uzman hekimler tarafından Yargıtay’ca belirlenen ölçüt içerisinde, başvuranın muayenesi yapılmak kaza ile illiyet bağı kurulmak suretiyle düzenlendiği gerekçesi ile davacının itirazının kabulü ile … kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesisi ile; başvurunun kabulüne 52.012,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 27.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1-Davacı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin zarar hesabı yapılırken 100 yaşına kadar yaşayacağı ihtimali ile %0 teknik faiz esas alınarak ve hesaplama yöntemi olarak progresif rant kullanılarak hesaplama yapılması gerektiğini belirtmiştir.
2-Davalı vekili temyiz dilekçesinde; maluliyet raporunun hatalı olduğunu, TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre 1,8 teknik faiz üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, kusur raporu alınması gerektiğini, SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, son 3 aylık vergilendirilmiş yıllık ücret ortalaması esas alınması gerektiğini, rapor ücretinden sorumlu olmadıklarını, vekalet ücretinin hatalı olduğunu belirtmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalı … tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (…) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın, davacı yayaya 08.07.2019 tarihinde çarpması sonucu davacının yaralanması nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 266, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370, 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54 üncü maddesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 85, 89, 90 ve 91 inci maddeleri, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30 uncu maddesi, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 17 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekili ve davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Trafik kazasında bedensel zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre bakiye … sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Tazminat hesaplamasında, yeni ZMSSGŞ ve ekindeki cetvellere göre hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90 ıncı maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni … Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak yapılması gereklidir ki, esas alınan rapor bu yönüyle de yeterli bir rapor değildir.

Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve işleyecek devre bakımından da “progresif rant” formülü kullanılarak yapılan tazminat hesabına göre karar verilmesi gerekirken 1.8 teknik faiz kullanılarak yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi doğru görülmeyip kararın bozulması gerekmiştir.

3. HMK’nın 266 ve devamı maddeleri gereğince, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir.

Somut olayda, trafik kazasında tarafların kusur oranlarının da belirlenmeden davacı yayanın kusursuz, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün ise tam kusurlu olduğu kabul edilerek yapılan hesaplamaya itibar edildiği anlaşılmaktadır.

Şu durumda, İtiraz Hakem Heyetince dava konusu trafik kazasına ilişkin varsa ceza soruşturma dosyası da dosya arasına alınarak tüm deliller değerlendirilmek suretiyle tarafların olaydaki kusur oranlarının tespiti için üniversite öğretim üyelerinden veya Karayolları Genel Müdürlüğünde görevli fen heyetinden seçilecek uzman bilirkişilerden denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

4. İtiraz Hakem Heyetince; kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine 7.561,56 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19.01.2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6ncı maddesi ile adı geçen Yönetmeliğin 16 ncı maddesine eklenen 13 üncü Fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde (AAÜT) yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.

Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.

Açıklanan nedenlerle; …’nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16 ncı maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 13 üncü maddesi ve AAÜT’nin 17 nci maddeleri gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davacı vekili ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, (3) ve (4) numaralı bentlerinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan … kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı ve davalıya iadesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,

09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi