Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2023/610 E. 2023/4461 K. 28.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/610
KARAR NO : 2023/4461
KARAR TARİHİ : 28.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/41 E., 2022/266 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kurum zararı nedeniyle alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı vergi müfettişleri … ile …’nın … Tarım Gıda Hayv Dan İnş San Tic Ltd Şti’nin 2010 yılı hesap ve işlemlerinin incelemesi için görevlendirildiklerini, davalıların 07.12.2015 tarihli Vergi İnceleme Raporunu düzenlediklerini, raporda 2010 Ekim ayı için 31.922,10 TL, 2010 Kasım ayı için 101.241,00 TL Katma Değer Vergisinin (KDV) resen tarh edilmesinin ve bu dönemler için ayrıca aynı miktarlarda vergi ziyaı cezası kesilmesinin istendiğini, ancak bunların 01.01.2016 tarihi itibari ile zamanaşımına uğratıldığını ve kamu zararına neden olduklarını, Rapor Değerlendirme Komisyonu üyeleri Vergi Müfettişleri …, … ve …, Grup Başkan Yardımcısı Vergi Müfettişi … ile Grup Bakanı …’ın müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek 266.326,20 TL’nin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı … vekili; vergi mükellefiinin uzlaşmaya geldiğini ve uzlaşma sağlanamadığını, uzlaşma vaki olsaydı zarardan söz edilmeyeceğini, davaya sebebiyet veren Vergi İnceleme Raporu gibi her yıl binlerce raporun iptal edildiğini ve bunların tahsil edildiğini, Diyarbakır Grup Başkanlığına 6 ilin bağlı olduğunu, iş sayısı bakımından en yoğun başkanlık olduklarını, VDK-BİS sisteminin hatalı dönem girilmesine ilişkin uyarı vermediğini, bilişim sisteminin denetiminden ve eksikliklerinden idarenin sorumlu olduğunu, yılda 3000 adet raporun yazıldığı, okunduğu ve onaylandığı bir çalışma ortamında sistem eksiklikleri nedeniyle çalışanların hataya sürüklendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

2. Davalı … vekili; raporun kapak sahifesinde basit bir maddi hata sonucu 2015 yılı yazıldığını, raporun içeriğinde ve sonuç kısmında 2010 yılı vergilendirme dönemi olduğunun yazılı olduğunu, raporun zamanaşımı süresi içinde uzlaşma servisine gönderildiğini, raporun içerik ve sonuç kısmı incelenmediği için ve zamanaşımının dolmasına daha çok zaman olduğu düşüncesiyle bekletildiğini, müvekkilinin kast, ihmal veya savsama niteliğinde bir eylemi olmadığını, kişisel kusuru bulunmadığını, maddi hatanın önlenmesi için VDK-BİS sisteminin uyarı vermediğini belirterek davanın reddini istemiştir.

3. Davalı …; husumet ehliyeti bulunmadığını, hatanın ortaya çıkması için raporun rapor değerlendirme komisyonundan çıktıktan sonra kendileri tarafından okunması gerektiğini, böyle bir yükümlülük bulunmadığını, sadece 2015 yılı için 4470 adet raporun okunmasının fiziken mümkün olmadığını, raporun düzenlendiği yılda sisemin veri girişi yapan kullanıcıya uyarı vermediğini, vergi inceleme raporunda önerilen vergi tarhiyatı ve vergi cezasının kesinleşmiş bir kamu alacağı olarak değerlendirilmeyeceğini, mükellefin uzlaşma ve vergi mahkemesine başvurma hakkı olduğunu, muhtemel bir kamu zararından hareketle sorumluluk oluşturulamayacağını, vergi cezasının ise sadece vergi mükellefine kesilebileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.

4. Davalı …; rapor değerlendirme görevini icra ederken gerekli özeni gösterdiklerini, o dönemde kullanılan VDK-BİS sistemindeki teknik yetersizlikler dikkate alındığında ihmal veya kasıt bulunmadığının, ilgili dönemde normal kapasitenin çok üzerinde çalışmak zorunda kaldıklarını, hatayı uyaracak bir mekanizmanın sistemde bulunmadığını, raporun zamanaşımı süresinin dolmasına 20 gün kala komisyondan çıktığını, bu süre içinde hatanın ortaya çıkarılmasının mümkün olduğunu, kesinleşmiş bir kamu alacağının söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

5. Davalı …; olayın basit hata sonucu meydana geldiğini, rapor değerlendirme komisyon üyesi olarak verginin tarh edilmesinde herhangi bir yetkisi bulunmadığını, vergi inceleme elemanları tarafından düzenlenen raporların öneri niteliği taşıyan bir idari işlem olduğunu, bu raporlar esas alınarak yapılan tarhiyat işleminin kesin bir kamu geliri niteliği taşımadığını, ortada kamu gelirlerini tarhını engelleyici bir durum bulunmadığını, dava konusu dönemde iki komisyon tarafından yapılması gereken işin bir komisyon tarafından yapıldığını, sistemdeki teknik yetersizliklerin dikkate alınmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

6. Davalı …; rapor değerlendirme komisyon üyesi olarak verginin tarh edilmesinde herhangi bir yetkisi bulunmadığını, VDK-BİS sistemindeki teknik yetersizlikler dikkate alındığında durumun basit bir hata olduğunun anlaşılacağını, grup başkanlıklarına bağlı 5 il bulunduğunu ve bu illerde yılda 2 defa turne yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.

7. Davalı …; durumun ilgili dönemdeki iş yoğunluğundan kaynaklandığını, kamu zararı oluşmadığını, vergi tarhı işlemi ile ilgili yetkisi bulunmadığını, raporlardaki maddi hataların rapor değerlendirme komisyonu tarafından düzelttirilmesi gerekirken komisyonun bu yönde bir uyarısı olmadığını, inceleme raporunun grup başkanlığında aylarca işlem yapılmadan bekletildiğini, rapor tevdi yazısı ve yazı ekinde yer alan iş emri aslının dikkate alınmadığını, kesinleşmiş bir kamu alacağı bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.04.2019 tarihli ve 2017/898 Esas 2019/106 Karar sayılı kararıyla; “…davalıların eylem ve işlemleri nedeni ile bir kurum zararından bahsedilemeyeceği ve davalılara herhangi bir sorumluluk yöneltilemeyeceği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.10.2019 tarihli ve 2019/1360 Esas, 2019/1143 Karar sayılı kararıyla; “…davalıların iş yükü ve yoğunluğu, inceleme görevinin verildiği tarih ile zamanaşımı süresi arasındaki kısalık birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesince davanın reddi yönünde verilen kararda bir aykırılık bulunmadığı” gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 28.12.2021 tarihli ve 2020/36 Esas 2021/11160 Karar sayılı ilamında “…davacının bilirkişi raporuna karşı yapmış olduğu itiraz da değerlendirilerek hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişi dışında, konusunda uzman oluşturulacak bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “…davalıların görevli oldukları Diyarbakır Grup Başkanlığında yoğun bir iş yükü mevcut olduğu, vergi incelemesi için verilen iş emirlerinin zamanaşımına yakın tarihlere verilmek zorunda kalındığı, ilgili bilişim sisteminde (VDK BİS) bazı teknik zafiyetlerin söz konusu olduğu, uyarı mekanizmalarının işlemediği, davalıların eylem ve işlemleri nedeni ile bir kurum zararından bahsedilemeyeceği ve davalılara herhangi bir sorumluluk yöneltilemeyeceği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalıların sorumlu olduğunu, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, tarh edilmesi gereken KDV ve vergi ziyaı cezası zamanaşımına uğratıldığını belirtmiştir.

C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı vergi müfettişlerince dava dışı şirket ile ilgili 07.12.2015 tarihli Vergi İnceleme Raporunda kesilmesi istenen KDV ve vergi ziyaı cezasnın 01.01.2016 tarihi itibari ile zamanaşımına uğratılması nedeniyle oluşan kurum zararının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 uncu maddesi,

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi uyarınca davacıdan harç alınmamasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.