Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2023/1509 E. 2023/3932 K. 16.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1509
KARAR NO : 2023/3932
KARAR TARİHİ : 16.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/1602 E., 2022/1367 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul, Karar verilmesine yer olmadığına

Taraflar arasında görülen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; bir kısım davalılar yönünden davanın kabulüne, bir kısım davalılar yönünden evvelce verilen hüküm kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin işletmesinde bulunan BOTAŞ’a ait boru hattına davalıların hırsızlık amacıyla vana takmak suretiyle gerçekleştirdikleri eylem neticesinde yargılandıklarını, yapılan yargılama neticesinde Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/49 Esas, 2006/724 Karar sayılı dosyası ile suçun sabit görüldüğünü, olay neticesinde müvekkil kurumun bakım onarım, kullanılan malzeme, fazla mesai ve işçilik, makine ve araç giderleri, petrol kaybı, işletme kaybı vs. şeklinde maddi zararının oluştuğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 40.236,45 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 23.02.2016 tarihli ve 2014/38 Esas, 2016/250 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne 40.236,45 TL’nin olay tarihi olan 18.11.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Bozma Kararı
1. Mahkemenin 23.02.2016 tarihli ve 2014/38 Esas, 2016/250 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı … vekili ve … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 15.04.2019 tarih 2019/367 Esas 2019/2313 Karar sayılı ilamı ile temyize gelen davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek “…mahkemece yapılacak iş; 23.11.2005 tarihli “teslim tesellüm ve yediemin tutanağı” başlıklı belge doğrultusunda davacıya teslimi yapılan yakıt bedelinin toplam zarardan düşüldükten sonra hesaplanacak miktara hükmetmektir. Bu yön gözetilmeksizin davacıya teslimi yapılan yakıt giderinden davalıların sorumlu tutulması, usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesi hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 31.03.2021 tarih 2020/517 Esas, 2021/462 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne 18.409,00 TL’nin olay tarihi olan 18.11.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 31.03.2021 tarih 2020/517 Esas, 2021/462 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 09.12.2021 tarih, 2021/23326 Esas 2021/10136 Karar sayılı ilamında; davacının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek “…mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 23.02.2016 tarihli 2014/38 Esas ve 2016/250 sayılı ilk kararın davalılar …, …, … tarafından temyiz edilmediği, diğer davalılar … ve … tarafından temyizi üzerine Dairemizin 15.04.2019 tarihli 2019/367 Esas ve 2019/2313 sayılı ilamıyla hükmün davalılar … ve … yararına bozulduğu, ilk kararı temyiz etmeyen davalılar …, …, …, … yönünden verilen ilk kararın kesinleşmiş olmasına rağmen mahkemece bozma sonrası, hakkında ilk karar kesinleşen davalılar yönünden infazda tereddüt oluşturacak şekilde yeniden karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır. Şu durumda, hakkında ilk karar kesinleşen davalılar …, …, …, … yönünden yukarıda açıklanan nedenle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 16.09.2022 tarih, 2022/1602 Esas, 2022/1367 karar sayılı kararı ile davalılar … ve … bakımından davanın kısmen kabulüne 18.409,00 TL’nin olay tarihi olan 18.11.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalılar …, …, …, … yönünden verilen mahkemenin 23.02.2016 tarihli hükmü kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; ceza yargılamasında boru hattının üzerinin açılarak zarar verildiği tespiti yapıldığından söz konusu eylemin sabit olduğunu, kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, mahkeme gerekçesinde davaya konu edilen eylemin teşebbüs aşamasında kaldığından maddi bir zararın olmadığı yönündeki gerekçesinin hatalı olduğunu, gerçekleşen zararın faturalarla sabit olduğunu, aleyhe vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, haksız eylem nedeniyle (hırsızlanan petrol nedeniyle) uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 42, 43, 50 ve 53’üncü maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihâi kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine
16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.