Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/9850 E. 2022/13641 K. 02.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9850
KARAR NO : 2022/13641
KARAR TARİHİ : 02.11.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki haksız fiilden kaynaklanan maddi manevi tazminat istemine ilişkin mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/06/2015 günlü direnme kararının Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca incelenip direnmenin uygun olduğuna, davalı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmekle; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen 05/06/2012 tarihli ilk kararın Dairemizin 26/03/2014 tarih, 2013/8842 Esas ve 2014/5067 Karar sayılı ilamı ile davalılardan PTT Genel Müdürlüğü bakımından idarenin işlemi ya da eylemi nedeni ile doğan zararlardan dolayı idari yargı davası açılması gerektiğinden, davalı … bakımından ise icra müdürünün tebligat yapılan kişilerin gerçekte var olup olmadıklarını ve kimlik bilgilerini kontrol etme yükümlülüğü bulunmadığından davalı …’nın sorumlu tutulması hatalı olduğu gerekçesi ile bozulması üzerine, davacı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuş, Dairemizin 11/12/2014 tarih, 2014/16399 Esas ve 201417025 Karar sayılı ilamı ile davalı PTT Genel Müdürlüğü yönünden bozma kararı kaldırılarak, İlk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiş, mahkemece Yargıtay 4 Hukuk Dairesinin 2013/8842-2014/5067 sayılı, 26/03/2014 günlü ilamının 3 nolu bendine uyulmasına yer olmadığına, Yargıtay 4 Hukuk Dairesinin 2014/16399-17025 sayılı, 11/12/2014 günlü tashihi karar ilamına 2 nolu bent yönünden uyulmasına, mahkememizin 2006/339-2012/148 sayılı 05/06/2012 günlü kararında direnilmesine, davanın kısmen kabulüne, 13.000,00 TL maddi tazminatın, 1.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline,bu miktara 19/04/2004 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Bunun üzerine dava dosyası Hukuk Genel Kurulu’na gönderilmiş, Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/4-1436 Esas ve 2022/267 Karar sayılı ilamı ile davalı PTT Genel Müdürlüğü vekilince direnme kararının temyiz edilmesi hukukî sonuç doğurmayacağından temyiz isteminin incelenmesine yer olmadığına oy birliği ile direnme uygun olduğundan, davalı … vekilinin hükmedilen tazminat kapsamına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine oy çokluğu ile karar verilmiş, tazminat kapsamına yönelik temyiz itirazının incelenmesi için Dairemize gönderilen dosyada işin esasının incelenmesine geçildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı …’nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı …’nın diğer temyiz itirazlarına gelince; manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri, bilinçsizleri ve acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile BK’nın 49. maddesi daha kapsamlıdır. TMK’nın 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; TMK 26, 174, 287); bunların dışında BK’nın 49. maddesi uygulanır.
TMK’nın 24. ve BK’nın 49. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir.
Dosya kapsamından, davalıların usulsüz tebligat nedeni ile davacının malvarlığına karşı gerçekleştirdiği eylemine dayalı olarak manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Mal varlığına karşı gerçekleştirilen dava konusu eylemler, davacının cismani zararına neden olmadığı gibi, TBK 58. maddesine göre kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem de değildir. Dava konusu olay nedeniyle davacı hakkında herhangi bir ceza yargılaması söz konusu olmamıştır. Şu durumda mahkemece davacının manevi tazminat isteminin tümden reddi gerekirken, kısmen kabulü doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 02.11.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.