Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/9436 E. 2022/13640 K. 02.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9436
KARAR NO : 2022/13640
KARAR TARİHİ : 02.11.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı …Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü;
K A R A R
Hükmüne uyulan 4. Hukuk Dairesinin 21/06/2021 tarih 2021/2157 Esas ve 2021/3331 Karar sayılı ilamında; “.. mahkemece verilen ilk hükmün sadece davalı …Ş. lehine bozulduğu, davacı tarafın ilk hükme yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verildiği, bozma ilamının kapsamında belirtilen yönler dışında 19/12/2013 tarihli rapor yönünden davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu” hususlarına değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; “davalı …. yönünden hüküm kesinleşmiş olduğundan ayrıca hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı …. (önceki ünvanı Euro Sigorta A.Ş. ) yönünden; davacı … yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 95.968,88 TL destekten yoksunluk tazminatının, davacı … tarafından …’ a velayeten açılan davanın kısmen kabulü ile 11.015,13 TL destekten yoksunluk tazminatının, davacı … yönünden açılan davanın kabulü ile 17.770,56 TL destekten yoksunluk tazminatının, davalı …. (Euro Sigorta A.Ş.)’den alınarak davacıya verilmesine, birleşen dava yönünden, davacılar … ve … yönünden davanın reddine, davacı … yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 4.696,02 TL destekten yoksunluk tazminatının davalı …. (Euro Sigorta A.Ş.)’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davacılar ve davalı …. vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin inceleme yapılmasının mümkün olmamasına göre davacılar vekilinin tüm, davalı … vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalı … vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Usulî kazanılmış hak kurumu, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
1086 sayılı HUMK’nun yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09/05/1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesinin usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda da usulî kazanılmış hakka ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta ise de bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir. Yargıtay’ın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca ve bozma kapsamına uygun şekilde işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “usulî müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10/02/1998 tarih, 1987/2-520 Esas ve 1988/89 Karar sayılı ilâmında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usulî kazanılmış hak denilmektedir…” şeklinde tanımlanmaktadır.
2 Ocak 2020 gün ve 30996 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. maddesinde ise “Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez. Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Eldeki dosyada verilen ilk karar Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 09/03/2017 tarih, 2014/18401 Esas 2017/2564 Karar sayılı kararı ile davalı lehine destek tazminatı hesaplanırken destek paylarının hangi oranlarda esas alınacağı ve destekten yoksun kalan çocukların hangi yaşa kadar destek alacağının doğru olarak belirlenmesi gerektiğine vurgu yapılarak bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmak sureti ile yeniden hesap raporu alınmış, bozma öncesinde hesaplanan tazminat miktarlarına ek olarak açılan ek dava dikkate alınarak ilk hükümdekinden fazla tazminata hükmedilmiştir.
Mahkemece bozma sonrasında verilen ikinci karar Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21/06/2021 tarih 2021/2157 Esas ve 2021/3331 Karar sayılı ilamı ile ilk kararın sadece davalı … lehine bozulduğu, davacı tarafın ilk hükme yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verildiği, bozma ilamının kapsamında belirtilen yönler dışında 19/12/2013 tarihli rapor yönünden davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gerekçesi ile ikinci kez bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmakla yeniden bilirkişi raporu aldırılarak davacılardan Rabia ve Batuhan yönünden ilk karardaki tazminata hükmedilmesine rağmen davacılardan Şahide yönünden ilk karardaki 17.770,56 TL tazminata ek olarak birleşen davada 4.696,02 TL daha destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmiştir.
Bu hali ile davalı …. lehine oluşan usulü kazanılmış hak dikkate alınmaksızın Davacı … yönünden birleşen davada kabul edilen talebin tümden reddi gerekirken kısmen kabulü hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davacılar ve davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 161,40 TL peşin alınan harcın onama harcına mahsubuna ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dava davalısı Ege Sigorta A.Ş.’ye geri verilmesine 02/11/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.