Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/9401 E. 2022/12833 K. 24.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9401
KARAR NO : 2022/12833
KARAR TARİHİ : 24.10.2022

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tokat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili; davalı …’in aracının müvekkili sigorta şirketi nezdinde … poliçesi olduğunu, 21/12/2014 tarihinde davalı sürücünün sevk ve idaresindeki sigortalı aracı ile seyir halinde iken yaptığı tek taraflı trafik kazasında aynı araçta yolcu olan davadışı …’nın yaralanarak malul kaldığını, kaza tutanağına göre davalı sürücünün asli kusurlu olduğunu ve yapılan alkol testinde davalının 1,29 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin kazada yaralanan yolcu …’ya %28 maluliyet oranına göre 15/06/2017 tarihinde 184.923,56 TL maddi tazminat ödediğini, müvekkilinin davalı sürücünün kazada alkollü olması nedeniyle yaralanan dava dışı kişiye ödediği tazminatın sigortalı davalıdan rücu etme hakkı olduğunu, bu kapsamda müvekkilinin davalı sürücü aleyhine 20/03/2020 tarihinde 184.923,56 TL asıl alacak ve 46.007,97 TL takip tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 230.931,53 TL tutarında ilamsız icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek Niksar İcra Müdürlüğü’nün 2021/93 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa tazminatın ödenme tarihi olan 15/06/2017’den itibaren yasal faiz işletilmesine, % 20’den aşağı olmamak kaydıyla davalı aleyhine icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, davacı … şirketinin davalı aleyhine 20/03/2020 tarihinde icra takibi yaptığı, davalının itirazı üzerine işbu itirazın iptali davasının açıldığı, davalı tarafından süresinde sunulan cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürüldüğü, davacı tarafından 15/06/2017 tarihinde üçüncü kişiye zarar ödemesi yapıldıktan sonra iki yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 20/03/2020 tarihinde icra takibi yapıldığı, arada geçen sürede zamanaşımını kesecek/durduracak işlem yapılmadığı, tazminat yükümlüsü davacı … şirketinin, rücu edilecek sigortalıyı kaza tarihi itibariyle bildiği ve kendi yükümlülüğünü tam olarak yerine getirdiği üçüncü kişiye ödeme yaptığı tarih itibariyle iki yıllık zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı ve süre geçtikten sonra icra takibi yapıldığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, kazada yaralanan davadışı kişiye ödeme yapan davacı … şirketinin kendi sigortalısı ile aralarında bulunan sözleşme ilişkisine göre rücu istemi ile açtığı davada uygulanması gereken zamanaşımı süresinin 2 yıl olduğu, zarar sorumlusunu en başından beri bilen davacı … şirketinin ödeme tarihi olan 15/06/2017 tarihinden itibaren 2 yıl içinde en geç 15/06/2019 tarihine kadar davalı hakkında icra takibi yapması yada dava açması gerekirken, iki yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 20/03/2020 tarihinde icra takibi yaptığı, bu durumda ödeme tarihi ile davacının icra takibi yaptığı tarihler arasında yasada öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, yerel mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi, HMK’nın 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, zorunlu mali mesuliyet sigorta sözleşmesi kapsamında üçüncü kişiye ödenen tazminatın sigortalıdan rücuen tazmini için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/4 maddesinde; “maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.” düzenlemesine yer verilmiş olup, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Buna göre mahkemede davanın tüketici mahkemesi sıfatıyla görüldüğü anlaşılmasına göre, ilk derece mahkemesince davalı taraf yararına 2.550,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, kararda yazılı olduğu şekilde; 21.394,65 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru olmayıp bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün 5. bendindeki “21.394,65 TL” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “2.550,00 TL” ibaresinin yazılmasına hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 24/10/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.