Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/9308 E. 2022/16013 K. 01.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9308
KARAR NO : 2022/16013
KARAR TARİHİ : 01.12.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonucunda … … tarafından verilen başvurunun kabulüne dair karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince verilen itirazın kısmen kabulüne dair kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı vekili; 12.07.2017 tarihinde davacı idaresindeki araç ile davalıya trafik sigortalı aracın karıştığı çift taraflı kazada davacının yaralanarak malul kaldığını ve ömür boyu bakıma muhtaç hale geldiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 11.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; yargılamada talebini 89.734,00 TL’ye artırmıştır.
Davalı vekili kusur ve maluliyete itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince tüm dosya kapsamına göre; başvurunun kabulü ile 89.734,00 TL işgöremezlik tazminatının 15.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine itiraz hakem heyetince; davalı vekili itirazının kabulü ile … kararının kaldırılmasına, başvuru sahibinin talebinin kısmen kabulü ile 71.787,20 TL sürekli işgöremezlik tazminatının 15.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, bakiye istemin reddine karar verilmiş; … kararı, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 28. maddesinde kişilik ölümle son bulur. 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesinde de dava ve taraf ehliyeti dava şartı olarak düzenlenmiş olup, bu hükümlere göre değerlendirme yapıldığında; yargılama süresince tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları gerekliliği usul hukukunun dava şartı olarak düzenlenmiş temel ilkelerindendir.
Yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden yalnız öleni ilgilendiren yani mirasçılara geçmeyen haklara ilişkin davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalır, yalnız öleni ilgilendirmeyen yani mirasçılara geçen haklara ilişkin davalarda ise, tarafın ölmesi davayı konusuz bırakmaz, ölen kişinin mirasçıları, davayı mecburi dava arkadaşı olarak takip ederler.
Somut uyuşmazlıkta, davacının nüfus kayıt örneğinden, dosya dairemizde inceleme aşamasında iken 06.02.2021 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır.
O halde İtiraz Hakem Heyetince, davacının 06.02.2021 tarihinde vefat ettiği dikkate alınarak mirasçılarının takibi halinde dahi beden gücü kaybı zararının ölüm tarihine kadar hesaplanması gerektiği hususu değerlendirilerek ve yukarıda izah edilen mevzuata göre usuli işlemler yapılarak yargılamaya devam edilmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
2-Hakem heyetince yapılan araştırma inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
Olay tarihinde düzenlenen kaza tespit tutanağına göre; meydana gelen kazada davacı sürücünün şerit ihlali nedeniyle asli kusurlu olduğu, davalıya sigortalı araç sürücüsünün hız nedeniyle tali kusurlu olduğu, dava dışı sürücünün ise kusursuz olduğu belirlenmiştir, soruşturmada alınan trafik bilirkişi raporunda ise; ilk kazada davacı sürücünün hatalı manevra nedeniyle tam kusurlu olduğu, dava dışı sürücünün kusursuz olduğu, 2. kazada davacı sürücünün motosikletini yol kenarına almaması nedeniyle asli kusurlu, sigortalı araç sürücüsünün ise tali kusurlu olduğu belirlenmiştir. Soruşturma dosyasında; söz konusu rapor benimsenerek davacının ilk kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, sigortalı sürücünün yaralı yol kenarında yatmakta iken motosiklete çarptığı, tüm dosya kapsamına göre davacının yaralanmasının kendi kusurundan kaynaklandığı, diğer sürücülerin kusursuz olduğu kanaati ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir
Hakem Heyetince alınan makine mühendisi raporunda ise; davacının yaralanması, beyanlar ve tüm dosya kapsamına göre; sigortalı sürücünün motosikletle birlikte sürücüye de çarptığı değerlendirmesi ile dava dışı sürücünün yakın seyirle gelip motosikletin dengesini bozduğu, davacı sürücünün şerit mesafesine dikkat etmesi gerektiğinden kusurlu olduğu, sigortalı sürücünün etkili fren tedbirinde bulunmayıp kusurlu olduğu kanaati ile sigortalı araç sürücüsünün % 45 oranında, dava dışı sürücünün % 45 oranında, davacı sürücünün % 10 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş, hakem heyetince hükme esas alınmıştır.
Kusur dağılımına ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru değildir. Bu durumda itiraz hakem heyetince; soruşturma dosyası da getirtilerek davacının yaralanması, beyanlar, davacının ve araçların kaza sonrası konumu da değerlendirilmek suretiyle kaza tespit tutanağı ile hakem heyetince alınan rapor arasındaki kusur dağılımına ilişkin çelişkilerin giderilmesi yönünde İTÜ öğretim üyeleri veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan, önceki raporların da irdelendiği, denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli şekilde rapor alınarak sonucuna göre (kazanılmış haklara dikkat edilmek suretiyle) karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davalı vekilinin anılan yöne ilişkin itirazlarının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Bozma neden ve şekline göre; davacı vekilinin ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle re’sen, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile … kararının BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 01.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.