Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/9307 E. 2022/12284 K. 17.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9307
KARAR NO : 2022/12284
KARAR TARİHİ : 17.10.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tahkim davası üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen kararın davalı vekilince süresi içinde temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Geri çevirme kararı üzerine noksan ikmalinin yapıldığı anlaşılmakla, tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya incelendi, gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacı vekili; 01/02/2013 tarihinde davacının, yolcu konumunda olduğu araçla, zorunlu trafik sigortası olmayan aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucu yaralandığını ve %13 oranında malul kaldığını, davalıya yapıla başvurunun 5271 sayılı CMK’nın 254/2. maddesi uyarınca uzlaşmanın sağlanması gerekçesiyle reddedildiğini belirterek, belirsiz alacak davası olarak 5.000,00 TL iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 06/09/2018 tarihli miktar artırım dilekçesiyle talebini 173.004,82 TL ye artırmıştır.
Davalı vekili; ceza yargılamasında davacı ile kazaya kusuruyla sebebiyet veren araç sürücüsü arasında uzlaşmanın sağlanması nedeniyle başvurunun reddi gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince; davacının uzlama ile sanığı ceza yargılamasından kurtarmayı amaçladığı, şahsi haklarından vazgeçtiğine dair herhangi bir beyanı olmadığı gerekçesiyle, başvurunun kabulü ile 173.004,82 TL maddi tazminatın 30/03/2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince; zorunlu trafik sigortası bulunmayan araç sürücüsü hakkında açılan ceza davasında sanığın bilinçli taksirle yaralamaya sebebiyet verme suçundan cezalandırılmasına karar verildiği ve herhangi bir uzlaşma protokolüne rastlanmadığı gerekçesiyle, davalı vekielinin itirazının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1) Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
5271 sayılı CMK’nun 253/17. bendinde; “Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. “CMK’nun 253/19. bendine göre ise “… Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.
Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmü yer almakta olup, anılan Kanun maddesinin 253/19. bendine göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Uzlaşma belgesi, davadan ve taleplerden feragat anlamı taşır. Uzlaşma tutanağı da ilam mahiyetinde olacağından aksinin aynı kuvvetteki belge ile ispatlanması gerekir.
Yine 5271 sayılı Kanun’un 254. maddesinde; “Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, uzlaştırma işlemleri 253 üncü maddede belirtilen esas ve usule göre mahkeme tarafından yapılır. Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini defaten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından 231 inci maddenin onbirinci fıkradaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayın değerlendirilmesinde; karşı araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle hakkında bilinçli taksirle yaralama suçundan Milas 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/171 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş; temyiz incelemesinde Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 15/06/2015 tarihli ve 2014/20955 esas, 2015/10712 karar sayılı ilamıyla; cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında bilinçli taksirin oluştuğuna dair mahkeme kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olmakla birlikte, CMK 253/1-b-2 maddesi gereğince suçun uzlaşmaya tabi suçlardan olduğu ve mağdurun soruşturma evresinde sanıkla uzlaşmak istediğini beyan ettiği halde sanıkla mağdur arasında uzlaştırma işlemi sağlanmadan kamu davası açılması, yargılama aşamasında da sanığa uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukuki sonuçları anlatılıp sanığın bu yönde beyanı alındıktan sonra hukuki durumunun takdir ve tayini yönünde mahkumiyet kararının bozulmasına karar verilmiş, ceza mahkemesince bozmaya uyularak uzlaştırmacı görevlendirilmiş, tarafların uzlaştıklarına dair 13/11/2015 tarihli rapor mahkemeye sunulmuş, CMK’nın 254/2. maddesinin atfıyla CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca uzlaşma nedeniyle kamu davasının düşmesine 24/12/2015 tarihinde karar verilmiştir.
13/11/2015 tarihli uzlaştırma raporu incelendiğinde; davacı/müşteki …’in sigorta yönünden talep hakkını saklı tutmadan, sanık Mehmet Ali Tunca’nın özür dilemesi karşılığında uzlaşmanın sağlandığı, tarafların hür ve özgür iradeleriyle uzlaşmayı kabul ettikleri, taraflara uzlaşmanın sonuçlarının anlatıldığı, uzlaşmadan sonra birbirlerinden talepte bulunamayacaklarının hatırlatıldığı, bunun üzerine birbirlerinden herhangi bir talepleri olmadığını ve uzlaştıklarını beyan ettikleri ve tarafların raporu imzaladıkları, raporun ceza hâkimince onaylandığı, davaya konu trafik kazası nedeniyle uyuşmazlığın ceza yargılaması aşamasında çözümlendiği, ceza mahkemesince de uzlaşmanın sağlanması nedeniyle kamu davasının düşmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığında; uzlaşmanın sağlanması halinde ceza davasına konu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağından, açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle başvurunun kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 17/10/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.