Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/8956 E. 2022/11659 K. 06.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8956
KARAR NO : 2022/11659
KARAR TARİHİ : 06.10.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen başvurunun reddine dair karara karşı davacı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 11/12/2020 tarih 2020/İHK-26494 sayılı davacı vekilinin itirazının kabulü ile başvurunun kısmen kabulüne dair kararın süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; davacının sürücüsü olduğu araç ile davalının zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı kaza neticesinde %18 malul kaldığını fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle şimdilik 40.000,00 TL sürekli maluliyet tazminatı ve 472,00 TL rapor ücretinin temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, talebi 136.270,00 TL’ye artırmıştır.
Davalı vekili; maluliyet raporunu ve oranını kabul etmediklerini, iyileşme sürecinin tamamlanmadan rapor alındığını, kusur oranını kabul etmediklerini, davacının müterafık kusuru olduğunu belirterek başvurunun reddine karar verilmesini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince, davacının karşı araç sürücüsü ile uzlaştığının anlaşıldığı ve tazminat davası açma hakkının bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiş, davacı vekilinin karara itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazın kısmen kabulü ile kararın kaldırılmasına, talebin kısmen kabulü ile 119.996,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 10/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
12/06/2019 tarihinde çift taraflı trafik kazası gerçekleştiği, kazaya karışan araçlardan birinde sürücü olan davacının yaralandığı dosya kapsamıyla sabittir. Olaya ilişkin olarak açılan Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/44355 soruşturma 2019/58084 karar sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiği, Savcılık tarafından Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253. maddesi kapsamında, uzlaştırma faaliyetlerinde bulunulduğu, kazadaki yaralanma nedeniyle şüpheli İbrahim Çot’un davacıya 15.000,00 TL tazminat ödediği tarafların uzlaştıklarına dair 04/11/2019 tarihli uzlaştırma raporu düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davacının uzlaştırma teklifini kabul etmek suretiyle raporun altını imzaladığı, Cumhuriyet Başsavcılığınca da uzlaşma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
5271 sayılı CMK’nın 253/17. bendinde; “Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. “CMK’nın 253/19. bendine göre ise “…Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmü yer almakta olup anılan Kanun maddesinin 253/19. bendine göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Bu yasal düzenleme ışığında da uzlaşma raporunu düzenlenmekle davacının tazminat davası açma hakkı bulunmamaktadır. Uzlaşma raporu da ilam mahiyetinde olacağından aksinin aynı kuvvetteki belge ile ispatlanması gerekir. Tüm bu nedenlerle uzlaşma raporu ilam mahiyetinde olduğundan ve uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağından başvurunun reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle başvurunun kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 06/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.