Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/8342 E. 2022/16025 K. 01.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8342
KARAR NO : 2022/16025
KARAR TARİHİ : 01.12.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın kabülüne dair verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, 18.02.2019 tarihinde davalının trafik sigortacısı olduğu araç ile müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı trafik kazası neticesinde davacının yaralandığını, davalı … şirketine başvuru neticesinde %50 kusur oranına göre ödeme yapıldığını, ceza yargılamasında davalı sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, değişen kusur oranına göre eksik ödemenin tamamlanması gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 3.000,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 100,00 TL bakıcı giderinin temerrüt tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş,ıslah dilekçesi ile sürekli iş göremezlik talebini 60.000,00 TL’ye, geçici iş göremezlik talebini 4.123,70 TL’ye, bakıcı giderine ilişkin talebini ise 4.633,37 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
… tarafından, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulüne, 60.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının reddine, geçici iş göremezlik tazminatı olarak 4.123,70 TL ve bakıcı gideri alacağı olarak 4.633,37 TL’nin kabulü ile 17.07.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sigorta şirketi tarafından davacıya ödenmesine karar verilmiş; karara taraf vekilleri tarafından itiraz edilmiştir.
Sigorta … tarafından davalı vekilinin itirazlarının kabulü ile … kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına; davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiile dayalı tazminat davalarında kusurun belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır.
Ceza yargılamasında alınan kusur raporunda, davalıya sigortalı araç sürücüsü, kavşağa girerken dikkatini vermediği, görüş alanını yeterince kontrol etmediği, süratini yol trafik durumu aracın teknik donanımı görüş mesafesine göre ayarlamadığı, kavşağa yaklaşırken hızını azaltıp geçiş önceliğine uymadığı ve ilk geçiş hakkı motorlu bisiklete ait olduğu halde yoluna devam edip kazanın oluşumunda birinci derecede tamamen kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Hakem Heyetince hükme esas alınan kusur raporunda ise, davalıya sigortalı araç sürücüsü %25 oranında kusurlu, davacının içinde bulunduğu elektrikli bisikletin sürücü ise kavşaklara yaklaşırken yavaşlaması gerektiğinden %75 oranında kusurlu bulunmuştur.
Bu yönüyle ceza dosyasında alınan kusur raporu ile hükme esas alınan rapor arasında çelişki mevcut olup bu çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince, Adli Tıp Kurumu, İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek konusunda uzman bilirkişi kurulundan, kaza tespit tutanağı ile beraber önceki raporların da irdelendiği, denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
2-Trafik kazasında bedensel zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Bu itibarla; tazminat hesaplamasında, TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş olmakla birlikte, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde PMF 1931 Tablosu’nun kullanılması gerektiğine ilişkin itiraz ve kabulü nedeniyle, tazminat hesabında PMF 1931 Tablosu’nun (TRH 2010 Tablosu’ndan daha kısa ömür süresi belirlediği ve davalı lehine olduğundan) kullanılması gerekli görülmüştür.
Davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve İHH tarafından da karara esas kabul edilen 25.08.2018 tarihli aktüer ek raporunda; 01.06.2015 tarihli … Genel Şartları dahilinde, TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre ve %1,8 teknik faiz uygulanarak, işleyecek devre bakımından ise “devre başı ödemeli belirli süreli rant” formülü kullanılarak tazminat hesabı yapılmıştır. Tazminat hesaplamasında, yeni ZMSSGŞ ve ekindeki cetvellere göre hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni … Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak yapılması gereklidir ki, esas alınan rapor bu yönüyle de yeterli bir rapor değildir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacı için, PMF 1931 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömür süresinin belirlenmesi (davalı lehine olacak biçimde daha kısa ömür süresi belirlediği halde davacı vekilinin temyiz dilekçesindeki talebiyle bağlı kalınması gerektiğinden), % 1,8 teknik faiz uygulanmadan ve işleyecek devre bakımından da “progresif rant” formülü kullanılarak tazminatın hesaplanmasının gerektiği dikkate alınmak suretiyle, bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre (davacı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek) karar verilmesi gerekirken sürekli işgücü kaybı tazminatı bakımından yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- Bozma neden ve şeklinde göre davacı vekilinin geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri talebine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1), (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri talebine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 01.12.2023 gününde oybirliğiyle karar verildi.