Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/8258 E. 2022/14689 K. 15.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8258
KARAR NO : 2022/14689
KARAR TARİHİ : 15.11.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 15/12/2022 Çarşamba günü davacılar vekili Av. … geldi. Davalı vekili Av. … geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle iade edilen dosya ikmal edildikten sonra tekrar gelmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili, davacıların murisi …’un, Akbank … Şubesinin hatırlı müşterisi olduğunu, müşteri temsilcisi tarafından telefon ile aranarak acenteliğini yaptıkları sigorta şirketince yeni bir ürün çıkarıldığını, bu ürünün hem vefat teminatı hem ödenen paranın geri alınabileceği hem de ileride çocuklarının hayatını garanti altına alabilecek (eğitim) bir ürün olduğunu, primlerin kredi kartından döviz ile yatırılacağını, belirttiğini ve adı iyi ihtimaller sigortası olarak belirtilen, içerik olarak hayat sigortası mı, birikim sigortası mı yoksa kaza sigortası mı olduğu belli olmayan 19/07/2019-19/07/2031 tarihli 12 yıllık poliçenin davacıların murisine satıldığını (sözleşme yapıldığını), murisin 29/05/2020 tarihinde vefat ettiğini, sigorta şirketine söz konusu poliçe teminatının davacı mirasçılara ödenmesi için başvurduklarını, davalının, murisin geçmişte var olduğu bilinen hastalığını gizlediği, ölüm sebebinin bu hastalıktan kaynaklı olduğunu belirterek başvuruyu reddettiğini, değerlendirmenin hatalı olduğunu, esasen poliçe incelendiğinde görüleceği üzere bu sigortanın birikim sigortası olduğunu, bu sebeple fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile poliçeden kaynaklı 173.755 USD’nin davalı sigortadan tahsili ile davacılara ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davacılar murisinin poliçe tanziminden önce var olan kalp hastalığını gizlediğini, ölüm sebebinin gizlenen bu hastalıktan kaynaklandığını ve davacıların talebinin teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
… iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; sigorta ettirenin poliçe öncesi hastalığı konusunda sigorta şirketini bilgilendirmediği, ölümü ile bu hastalığı arasında illiyet bağı olduğu, davacıların talebinin teminat dışında kaldığı gerekçesi ile davayı reddetmiştir. Davacılar vekili karara itiraz etmiş, İtiraz Hakem Heyetince itiraz reddedilmiştir. Karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, vefat teminatı, kazaen vefat teminatı ve yaşam teminatı içeren Hayat Sigorta Poliçesinden kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar murisi sigortalı ile davalı sigorta şirketi arasında 19/07/2019 başlangıç ve 19/07/2031 bitiş tarihli hayat sigorta poliçesi imzalanmıştır. Davacılar murisi 29/05/2020 tarihinde ölüm belgesinde belirtildiği üzere “hipotansiyon –önceki nedenler instaserebral hemoloji “sebebi ile vefat etmiştir. Davacılar sigorta şirketine poliçeden kaynaklı teminatın kendilerine ödenmesi için başvurmuşlar, sigorta şirketince murisin poliçe akdedilmeden önce kendisinde var olan kalp hastalığını gizlediğini, bildirmediğini, ölümü ile gizlenen hastalık arasında illiyet bağı olduğunu belirterek talepleri reddetmiştir. Davacılar eldeki başvuruyu yapmışlardır.
… yargılaması sırasında davacılar murisinin ölümü ile poliçe tanziminden önce var olduğu iddia edilen kalp hastalığı arasında illiyet bağı olup olmadığının tespiti için İç Hastalıkları Hemödiyaliz uzmanı Dr. …’den rapor alınmıştır. 25/05/2021 tarihli asıl raporda, murisin dosyadaki mevcut tedavi evraklarının ve ölüm belgesinin incelenmesi sonucunda, ölüm nedeninin Hipotansiyon (düşük tansiyon yani düşük kan basıncı) ve beyin kanaması olduğu (bir tür felçtir), mevcut tıbbi belgelere göre murisin sigorta şirketinin iddia ettiği gibi 1 yıl öncesine dayalı kalp krizi geçirdiğine dair bilgiye rastlanmadığı, hipotansiyonun hemen tüm ölümlerde yakın dönemde ortaya çıkan bir klinik hal olduğunu, beyin kanamasının da tıpta ani gelişen durumlardan olduğunu, bu kapsamda murisin beyan edilmeyen hastalık sonucu vefat ettiğine dair bulguya rastlanmadığını belirtmiştir.
Davalı vekilinin beyanları ve dosyaya sunduğu tedavi evrakları sonucunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince bilirkişiden ek rapor alınmıştır. 30/05/2021 tarihli ek raporda, davalı tarafca sunulu 16/10/2018 tarihli Dr. Gökmen Bellur imzalı Acil Anamnez ve Fizik Muayene Formu ve diğer tedavi belgelerine göre, muriste poliçe tanziminden önce mevcut olan kroner arter hastalığı ve dislipideminin, ölüm sebebi olan intaserebral hemarji için değiştirilebilir risk faktörleri arasında yer aldığını, dolayısıyla ölüm sebebi ile illiyetinin mevcut olduğu belirtilmiş, Uyuşmazlık Hakem Heyetince işbu ek rapor hükme esas alınarak, sigorta ettirenin poliçe öncesi hastalığı konusunda sigorta şirketini bilgilendirmediği, ölümü ile gizlenen hastalığı arasında illiyet bağı olduğu, davacıların talebinin teminat dışında kaldığı gerekçesi ile başvuru reddedilmiştir.
Davacı vekili, davalı tarafca dosyayaya sunulu 16/10/2018 tarihli Acil Anamnez ve Fizik Muayene Formu yazılı evrakın, tahrif edilerek, önemli kısımları kesilerek yeniden düzenlediğini, başlığının, giriş çıkış tarihlerinin, ön tanının yer aldığı ilk 5 satırının kopyalandığını, aradaki 1,5 sayfalık Klinik Takip Bilgilerinin, test sonuçlarının, tahlil sonuçlarının yer aldığı bölümlerinin kesilmiş/silinmiş/çıkarılmış olduğunu, tarihin ve doktorun isminin yazıldığı bölümü kopyalayıp”Anamnez ve Fizik Muayene Formu” başlığı altında ayrı bir belge oluşturarak bilirkişiye sunulduğunu, doktorun isminin yazdığı en son satır da araya sıkıştırılarak yeni bir belge oluşturulduğunu ve bu belgenin de “sigortalının geçmişte kalp krizi geçirmiş olduğunun” kanıtı olarak bilirkişiye gönderildiğini, tahrifat ile yeni delil oluşturulduğunu, ek raporun tahrif edilmiş bu belgeye dayanılarak hazırlandığını ve Hakem Heyetince de tahrif edilmiş nitelikte bir belgeye dayalı olarak hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verildiğini, HMK’nın ilgili hükümleri ile TCK’nun 207 ve 281. maddelerinin ihlal edildiğini, belgenin aslının ilgili hastaneden istenmesi halinde gerçeğin ortaya çıkacağını, esasen hastanın ilk bulgulara göre kalp krizi geçirdiği endişesi ve ön tanısı ile koroner yoğun bakıma alındığını, yapılan ilk testlerde böyle bir riskin olmadığının ortaya çıktığını, ertesi günü de kalp ya da koronerle ilgili hiçbir rahatsızlık saptanmadığı için önerilerde bulunularak taburcu edildiğini belirterek rapora itiraz etmiş, İtiraz Hakem Heyetince itiraz reddedilmiştir. Davacı vekili temyizinde de itirazlarını yinelemiştir.
Tüm dosya kapsamına göre; davacılar vekili tarafından, davalı tarafca dosyaya sunulan 16/10/2018 tarihli “Acil Anamnez ve Fizik Muayene Formu” yazılı tedavi belgesinin sahteliği iddia edildiğine göre, öncelikle davacıların bu iddiasının çözüme kavuşturulması gerekliliği karşısında, Hakem yargılaması için öngörülen sürede uyuşmazlığın çözülemeyeceği anlaşıldığından, dosyadan el çekme kararı verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebebine göre davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile … kararının BOZULMASINA (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 3.815,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 15/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.