Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/6906 E. 2022/9129 K. 21.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6906
KARAR NO : 2022/9129
KARAR TARİHİ : 21.06.2022

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasında verilen davanın kabulüne dair karara karşı davacılar vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine ve davalının istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekilinin temyiz başvurusu üzerine Bursa Bölge Adliyesi Mahkemesi kararının kaldırılarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin bozma ilamı neticesinde, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince bozma ilamına uyulmasına karar verilerek; davanın kabulüne dair verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi …’nın sevk ve idaresindeki araç ile 09/04/2015 günü seyir halinde iken aracının kontrolden çıkarak takla attığını, tek taraflı trafik kazası sonucu murisin hayatını kaybettiğini, murisin evli ve iki çocuklu olduğunu, sağlığında ortalama 5.000,00 TL net geliri bulunduğunu, ölmesiyle eşi ve iki çocuğunun destekten yoksun kaldığını, vefat eden … …’nın desteğinden yoksun kalan eşi ve çocukları için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere toplam 1.500,00 TL maddi tazminata olay tarihinden itibaren avans faiziyle karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle davacı eş … … için 246.763,21 TL, çocuk … … için 13.726,81 TL, çocuk …için 29.509,98 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir.
Davalı vekili, poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak kaydıyla kaza tarihi itibariyle bedeni zararlarda azami 290.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, gerçek zararın belirlenebilmesi için konusunda uzman kişiler tarafından bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile; davacı eş … … için; 212.906,30 TL, çocuk … … için taleple bağlılık ilkesi de nazara alınarak 13.726,81 TL, çocuk …için 21.690,23 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili ve davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince; davacı …’nın istinaf başvurusunun kararın bu davacı yönünden kesin olması nedeniyle HMK 352. maddesi gereğince reddine, davacılar … ve …’nın istinaf başvurularının esastan reddine, davalı …Ş’nin istinaf başvurusunun kabulü ile; Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/11/2017 tarih 2016/89 Esas 2017/1207 sayılı Kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile; davacı … yönünden; 195.147,82 TL, davacı … yönünden; 13.726,81 TL, davacı … yönünden; 18.484,63 TL destekten yoksun kalma tazminatının 12/06/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacıların temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/2248 Esas, 2020/5382 Karar sayılı 08/10/2020 tarihli ilamı ile bozulmuş, bölge mahkemesince bozma ilamına uyulmasına karar verilerek; davanın kabulü ile Bursa Bam 5. Hukuk Dairesinin 15/02/2019 tarihli kararından sonra yapılan ödemeler dikkate alınarak poliçe limiti dahilinde davacı eş … için 5.042,78 TL, davacı çocuk … için 792,32 TL ve davacı abla … için 259,64 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davadan sonra yapılan ödemelerin miktarı bakımından davacıların talepleri konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacılar ihtiyari dava arkadaşı olup, davacılar … ve …yönünden 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanununun 362/1.a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK’ya eklenen EK-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2022 yılı için 107.090,00 TL olup davada kabul ve reddedilen tutar bakımından temyize konu edilen karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01/06/1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davacılar vekili ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin ve davacı … … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına, Bölge Adliye Mahkemesinin önceki kararında toplam vekalet ücreti verildiğinden ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi talebinin reddi ile davalı vekilinin tüm, davacı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
3-Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde; davacı … için destekten yoksun kalma tazminatı poliçe limiti olan 290.000,00 TL ile sınırlı kalacağından ve bu miktarda bozma ilamından sonra yapılan ödeme miktarı kadar konusuz kaldığı ve dava açılmasına davalı taraf sebebiyet verdiğinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki bu hatanın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nın 370. maddesinin 2. fıkrası gereğince kararın aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalı vekilinin davacılar … ve …yönünden temyiz dilekçesinin miktar yönünden kesin olması nedeniyle ayrı ayrı REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm, davacı … vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı … vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi ilamının 6-b. bendinde yer alan “davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,” bendinin hükümden tamamen çıkartılarak kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA; dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 336,30 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı …’ya geri verilmesine 21/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.