YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6819
KARAR NO : 2022/11432
KARAR TARİHİ : 05.10.2022
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki faiz alacağı davasının mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/01/2022 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 03/02/2021 tarih 2020/1515 esas ve 2021/402 karar sayılı ilamında; “… Hükmedilen manevi tazminata ilişkin asıl alacağın, eldeki dava tarihine kadar ödenmediği ve davacının talebi de gözetilerek mahkemece, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 60/2 maddesi ve 765 sayılı TCK’nın 459; 102/4 maddeleri uyarınca eldeki davanın açıldığı tarihten geriye doğru asıl alacağın uzamış ceza zamanaşımı süresi kadar yani 5 yıllık süreye ilişkin olarak yasal faize hükmedilmelidir. Bu kapsamda 06/03/2008 ile 05/03/2013 tarihleri arasında asıl alacağın işlemiş yasal faizi hesaplanarak bu miktara hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile 3.424,44 TL yasal faiz alacağının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisinde, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Karar gününde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. maddesinde, Tarife’nin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarife’nin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla Tarife’nin üçüncü kısmına göre belirleneceği ancak, hükmedilen ücretin kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinde, davalının kendisini vekille temsil ettirdiği ve davanın kısmen reddedilmiş olmasına karşın, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olduğu, davacı yararına iki kez vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmaktadır. Şu halde, mahkemece davalı lehine yukarıda bahsedilen yasal düzenleme çerçevesinde vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki, belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7 maddesi gereğince kararın davalı yararına düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 6 nolu bendinin çıkarılarak yerine “davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 3.424,44 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” sözcük dizisinin yazılmasına, (1) no’lu bentte gösterilen nedenlerle davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının reddi ile kararın davalı yararına bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 80,70 TL temyiz peşin harcının onama harcına mahsubuna ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 05/10/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.