Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/6419 E. 2023/2997 K. 07.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6419
KARAR NO : 2023/2997
KARAR TARİHİ : 07.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manavgat 3.Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı borçlu … hakkında yaptıkları takip sırasında borçlarını karşılayacak haczi kabil mallarının bulunmadığını, alacaklılardan mal kaçırma amacıyla dava konusu taşınmazlarını 04.06.2014 ve 10.06.2014 tarihlerinde davalı …’e satmış, o da 09.09.2015 tarihinde davalı …’a satılmış, onun da 21.10.2016 tarihinde …’e satıldığını öne sürerek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı … vekili cevap dilekçesinde, davacının alacağının gerçek olmadığını, satışın muvazaalı ya.pılmadığını belirterek haksız açılan davanın reddini savunmuştur.

2. Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi, davacının alacağının gerçek olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, ilk derece mahkemesince müvekkilinin alacağının gerçek olup olmadığı noktasında hiçbir araştırma yapılmadığını, müvekkilinin taşınmazı almaya yetecek şekilde birikimi, geliri, taşınır ve taşınmaz malının bulunduğunu, müvekkilinin davalı …’ndan aldığı taşınmaz üzerinde ipotek ve haciz kaydı bulunduğu için taşınmazı devralmadığı, davalı …’nun bu haciz ve ipotek kayıtlarını kaldırmadığı, davalı borçlunun müvekkilini oyalamasından dolayı icra takibine geç başlanıldığını, davalı …’in müvekkili aleyhine sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından dolayı yaptığı şikayet sonucunda müvekkili hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının 2014 tarihi itibariyle malvarlığı ve ekonomik durumunun 950.000,00 TL değerindeki bir taşınmazı satın alacak güçte olduğunu beyan etmesine rağmen, davalı taşınmaz satıcısına ödediği toplam 800.000,00 TL’nı nereden temin ederek ödediği konusunda bir beyanda bulunmadığı ve buna dair bir belge sunmadığı, davacı tarafından taşınmaz satışına ve bedel ödendiğine dair sözleşme ve belgeler adi nitelikte olup, sonradan düzenlenmesi mümkün olduğu, davacı 2014 tarihi itibariyle yüksek bir meblağ sayılan 800.000,00 TL’nı davalı borçluya taşınmaz karşılığı verdiğini tevsik edici bir delil sunamadığı, böyle bir ödemenin kendisi ve davalı borçlunun ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olduğunu ileri sürmediği, davadan önce davalı borçlunun yakınları tarafından davalı … hakkında tapu iptali ve tescili davası açılması ve bu davalı hakkında suç duyurusunda bulunması, davacının alacağı 20.02.2014’te muaccel hale gelmesine rağmen, borçlusunun taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldıramadığı için onun ekonomik gücünün olmadığını bildiği halde pasif kalarak 4 yılı aşkın bir süre sonra alacağını tahsil için icra takibine başladığı da dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince davacının alacağının gerçek olduğunu ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; zaman aşımı süresi içerisinde takibin yapıldığını, borçlunun müvekkilini sürekli oyaladığını, üçüncü kişiye yapılan satışın muvazaalı olduğunu 2018 yılında öğrendiğini, mal varlığı araştırmasının yeterli olmadığını belirterek, mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 ve 370 inci maddeleri.

2. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali hükümleri.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı üçüncü kişiler ile borçlu arasında uyuşmazlık olması davacı takibinin bu uyuşmazlıktan sonra başlamış olması da dikkate alındığında, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın ilk derece mahkemesine , kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.