Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/6116 E. 2023/3299 K. 13.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6116
KARAR NO : 2023/3299
KARAR TARİHİ : 13.03.2023

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/3005 – 2022/375
HÜKÜM/KARAR : Direnme/ Davanın Kısmen Kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/4 E., 2019/417 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı istinafa başvurulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kaldırılarak yeniden hüküm kurularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, Daire bozma ilamına karşı direnilmesine ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi direnme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 13.01.2014 tarihinde elektrikli bisikletiyle seyir halinde iken yola dökülmüş kaygan madde sebebiyle bisikletin kayarak devrilmesi sonucunda yaralandığını ve maluliyet oluştuğunu, yolun bakım ve güvenliğini sağlamakla sorumlu olan davalı belediyenin hizmet kusuru sebebiyle kazanın meydana geldiğini ileri sürerek, 100,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 30.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında bedel artırım yoluyla talebini 236.210,13 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kazanın davacının kusuru ile meydana geldiğini, davalının kusurunun olmadığını, yola dökülen kaygan maddenin limandan çıkan ve tespit edilemeyen bir tankerden döküldüğünü, olayın öğrenilmesinden itibaren temizleme çalışmasının yapıldığını ve hizmet kusurunun olmadığını ileri sürerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda yazılı kararıyla; davacının bu kaza nedeniyle % 34 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş olduğu, dolayısıyla davalının meydana gelen kazadaki kusur oranı doğrultusunda davacının zararından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile;
“1. Davanın maddi tazminat talebinin (ıslah dilekçesi göz önünde tutularak) kısmen kabulü ile; 531,69 TL geçici iş görmezlik zararı, 46.750,33 TL sürekli iş görmezlik zararı olmak üzere toplam 47.282,02 TL nin olay tarihi olan 13.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

2. Davacının plakası tespit edilemeyen tanker sürücüsünün kusurundan dolayı davalının müştereken ve müteselsil sorumluluğu gereği davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili talebi ile fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine,

3. Davanın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 8.000,00 TL nin olay tarihi olan 13.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

4. Davacının plakası tespit edilemeyen tanker sürücüsünün kusurundan dolayı davalının müştereken ve müteselsil sorumluluğu gereği davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili talebi ile fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 22.06.2021 tarihli ve 2020/846 Esas, 2021/1108 Karar sayılı kararıyla; aktüer bilirkişi tarafından hesaplanan tazminatın tamamının müteselsil sorumluluk hükümleri gereğince davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken kusur oranında tahsil kararı verilmesinin doğru olmadığı ve dava dışı Güvence Hesabı tarafından davacının iş bu kaza sebebi ile uğramış olduğu maluliyetten kaynaklı olarak 18.12.2020 gününde 206.430,00 TL maddi tazminat ödemesi yapıldığı anlaşılmakla, kısmi ödemenin tahsilde tekerrüre esas olmayacak şekilde tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle;

“Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

Davacı vekilinin vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
1- HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.12.2019 tarih ve 2016/4 Esas, 2019/417 Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA,

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;

2- DAVANIN KABULÜ İLE;
a) 2.658,48 TL geçici iş göremezlik tazminatının olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

b) 233.751,65 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 206.430,00 TL’sinin dava dışı Güvence hesabı tarafından hüküm tarihinden sonra ödenmiş olması ancak bu tazminat miktarı için Güvence hesabı tarafından faiz ödemesi yapılmamış olması nedeni ile 206.430,00 TL maddi tazminata olay tarihi olan 13.01.2014 günü ile ödeme tarihi olan 18.12.2020 gününe kadar işleyecek yasal faizinin davalıdan tahsil ile davacıya ödenmesine

c-) Dava dışı Güvence hesabı tarafından ödemesi yapılmayan bakiye 27.321,65 TL’sinin olay tarihi olan 13.01.2014 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ve ferileriyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

d) Davanın manevi tazminat talebinin kabulü ile; 30.000,00 TL’nin olay tarihi olan 13.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 13.10.2021 tarih ve 2021/21203 Esas, 2021/6808 Karar sayılı ilamıyla; “… Davacının bisiklet sürücüsü olduğu, kaza tespit tutanağında koruyucu tertibatının bulunup bulunmadığına ilişkin tespite rastlanmadığı, ancak trafik kazası sonucu “femur boyun kırığına” bağlı sürekli maluliyet meydana geldiği anlaşılmaktadır. Açıklanan vakıalar karşısında … tarafından; KTK’nun 78. maddesi ve Karayollari Trafik Yönetmeliği hükümlerine ve aracın özelliğine göre takılması gereken koruyucu ekipman olan *dizlik takılıp takılmadığının araştırılması; kaza nedeniyle oluşan maluliyetin (femur boyun kırığı) koruyucu dizlik halinde de oluşup oluşmayacağı ve dizlik takılmayışı ile oluşan maluliyet arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda uzman doktor bilirkişi heyetinden rapor alınması; koruyucu ekipmanların takılmamış olması ve maluliyetle illiyeti bulunduğunun saptanması halinde, Dairemizin uygulamaları da dikkate alınarak TBK md. 52 uyarınca tazminattan % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru değildir.

b) Somut olayda, dava dışı Güvence Hesabı tarafından 18.12.2020 tarihinde *davacıya 206.430,00 TL sürekli maluliyet tazminatı ödendiği anlaşılmakla, bu ödemenin güncelleştirme yapılarak hesaplanan sürekli maluliyet tazminatından düşülmesi ve var ise belirlenecek bakiye zarara olay tarihinden faizi ile hükmedilmesi gerekirken, Güvence Hesabı tarafından ödenen miktara güncelleme yapılmadan, olay tarihinden ödeme tarihine kadar faiz işletilerek zararın belirlenmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 2918 sayılı KTK’un 78 inci maddesinde ve buna uygun hazırlanan yönetmelikte motosiklet, bisiklet sürücülerinin dizlik takmasına ilişkin herhangi bir zorunluluk bulunmadığı halde bu şekilde bir zorunluluk olduğu ve bu zorunluluğa rağmen dizlik takılmadığı belirtilerek zarara uğrayan kişinin tazminatından TBK’nın 52 inci maddesine göre indirim yapılmasının kabul edilemeyeceği ve Güvence Hesabınca ödeme iddiasının da her aşamada kararın icrası noktasında dikkate alınabilecek bir husus olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; ilk hüküm tarihinden sonra asgari ücretin arttığını, hesaplamanın artan asgari ücrete göre yapılması gerektiğini, bu hususun kamu düzenine ilişkin olduğu gerekçesiyle kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; bozma sonrasında davacı vekili tarafından yapılan ödemelere dair bilgi ve belgeler ibraz edilmek üzere süre verilmesi talep edildiği halde Bölge Adliye Mahkemesince süre verilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, belgeler dosya içerisine alınsa idi ödemeler sonucunda davanın konusuz kalacağının anlaşılacağını, davacının müterafik kusuru araştırılarak tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davalı idarenin sadece kendi kusurundan sorumlu olduğunu ve verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalı Belediyenin yol üzerinde gereken tedbir ve çalışmaları yapmaması nedeniyle 13.01.2014 günü meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan maluliyet nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370, 371 ve 373 üncü maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 54. maddesi.

3. Değerlendirme
Bölge Adliye Mahkemesinin nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yeniden yapılan incelemede; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle davacının yaralanmasının diz bölgesinde olması ve bisiklet sürücülerinin dizlik takmasına ilişkin herhangi bir zorunluluk bulunmaması ile dava dışı Güvence Hesabı tarafından yapıldığı ileri sürülen ödemelerin kararın infazı aşamasında gözetilebilecek hususlardan olmasına göre temyiz edilen karar usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan nedenlerle; davacı vekili ve davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkraları uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin davacı ve davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.