Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/5638 E. 2022/11771 K. 10.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5638
KARAR NO : 2022/11771
KARAR TARİHİ : 10.10.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davanın kısmen kabulüne ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından davacı vekilinin itirazının reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

K A R A R

Davacı vekili; davalıların trafik sigortacısı olduğu araçların yaptığı kaza sonucunda davalı … tarafından sigortalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralanıp % 10 oranında malul kaldığını, davalı …. tarafından 03/03/2020 tarihinde 15.798,00 TL ödendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 40.472,00 TL tazminatın avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 23.09.2020 tarihli ıslah dilekçesiyle, maluliyet tazminatı taleplerini 68.763,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davalı …. tarafından sigortalı araç sürücüsünün kazada kusuru bulunmadığından, adı geçen davalının zarardan sorumlu olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine; davalı .. hakkındaki davanın kabulü ile 68.763,00 TL sürekli işgücü kaybı tazminatı ve 472,00 TL rapor ücreti olmak üzere 69.235,00 TL tazminatın 12.11.2019 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalıdan tahsiline dair verilen karara, davacı vekili ve davalı …. vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından; davacı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kararı temyiz eden davalı …. vekili tarafından davacı yanla sulh olunduğuna dair dilekçe sunulmuş olduğu için, sulh hakkında ek karar verilmek ve sonrasında davacı vekilinin temyiz talebinin incelenmesi için Dairemize gönderilmek üzere dosyanın geri çevrildiği İtiraz Hakem Heyeti tarafından, 08.04.2022 tarihli ek kararla; davacı ile davalı …. arasındaki sulh ve ibra nedeniyle Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına ve davanın bu davalı için feragat nedeniyle reddine; davalı …. yönünden ise dosyanın incelenmek üzere Yargıtay’a gönderilmesine karar verilmiş; bu karar da davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu trafik kazasında, davacının yolcu olduğu (Allianz Sigorta tarafından sigortalı) minübüs sürücüsü ile davalı …’nın sigortaladığı motorsiklet sürücüsünün kusur oranlarının tespiti bakımından alınan 20.09.2020 tarihli trafik kusur uzmanı bilirkişinin raporunda, davacının yolcu olduğu minübüs sürücüsünün kazada kusurunun bulunmadığı (kırmızı ışıkta ve sağ şeritte durmuş haldeyken yolcu (davacı) indirdiği için), minübüsten inen davacıya çarpan motorsiklet sürücüsünün ise kaldırım ile minübüsün bulunduğu sağ şerit arasından geçmeye çalışıp geçme kurallarına uymaması nedeniyle tam kusurlu olduğu yönünde bildirilen görüşün benimsenmesiyle, davalı …Ş. yönünden davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
Davaya konu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen kaza tespit tutanağında; davalı …Ş. tarafından sigortalı yolcu minübüsünün, yolcu indirme bindirme kurallarına uymama (yolun en sağında indirme yapma kuralına uymama) nedeniyle kusurlu olduğu; minübüsten inen davacıya çarpan motorsiklet sürücüsünün ise, geçme kurallarına uymama nedeniyle kusurlu olduğu tespitleri yapılmıştır. Hakem Heyeti tarafından benimsenen kusur raporu, kaza tespit tutanağı ile çelişkilidir. Davalı …’nın sorumluluğu ile derecesinin belirlenmesi bakımından, kusur tespitinin tereddüte yer bırakmayacak şekilde yapılması gerektiği dikkate alındığında, eksik incelemeyle karar verildiği izahtan uzaktır.
Açıklanan nedenler karşısında İtiraz Hakem Heyeti’nce; kazaya ilişkin ceza soruşturma (açılmışsa dava) dosyası örneğinin getirtilmesinden sonra, konusunda uzman başka bir bilirkişiden, ceza dosyası ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle, kaza tespit tutanağı (burada yapılan yol durumuna ilişkin tespitler de gözetilerek) ile daha önce alınan 20.09.2020 tarihli kusur raporu arasındaki çelişkiyi gideren, ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık bir rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
2-Trafik kazasında bedensel zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Diğer yandan; Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni … Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli ranf formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak yapılması gereklidir.
Somut olayda; davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve karara esas kabul edilen 20.09.2020 tarihli aktüer raporunda; TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre ve % 1,8 teknik faiz uygulanarak, işleyecek devre bakımından ise “devre başı ödemeli belirli süreli rant” yöntemi kullanılarak tazminat hesabı yapıldığı görülmektedir. Dairemizin içtihatları gereği hesaplamada TRH 2010 Yaşam Tablosu’nun ve progresif rant tekniğinin kullanılması gerektiğinden, karara esas alınan rapor yeterli bir rapor değildir.
Açıklanan nedenlerle; davacı için, TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömür süresinin belirlenmesi, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve işleyecek devre bakımından “progresif rant” formülü kullanılarak tazminatın hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın, hakem dosyasının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10.10.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.