Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/5189 E. 2023/632 K. 18.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5189
KARAR NO : 2023/632
KARAR TARİHİ : 18.01.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/3509 E., 2022/201 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ :… Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/52 E., 2021/290 K.

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 18.01.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..

Belli edilen gün ve saatte gelen davacı vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 18.01.2023 gününde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; borçlu … hakkında yapılan takibin semeresiz kaldığını, dava konusu taşınmazını 16.08.2016 tarihinde davalı …’a devrettiğini onunda 20.03.2018 tarihinde davalı …’e devrettiğini belirterek, bu tasarrufların iptalini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın davalılardan … adına kayıtlı iken, müvekkilinin verdiği para ile onun adına …’un satın aldığını, …’e bir kısım ödemenin yapıldığını, kalan kısım için lehine ipotek tesis edildiğini, daha sonra tapunun müvekkili adına geçirildiğini, kalan borcun ödenememesi üzerine, yeniden davalı …’e devredilidiğini belirterek, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

2.Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile , dava dayanağı bocun 09.02.2017 tarihli kira sözleşmesinden kaynaklandığı, ilk tasarrufun 16.08.2016 tarihinde borcun doğmunundan önce gerçekleştiği, takibin kesinleşmediği gibi aciz belgesinin de sunulmadığından bahisle davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili, tasarrufun gerçek bir satış olmadığını, gerçek malikin … olduğunu, …’un gayrımenkülü diğer davalı …’den satın alırken hiçbir bedel ödenmediğini, bu satış işleminden önce cüz’i miktarlarda … tarafından paralar ödendiğini, …’un dava konusu yeri satın aldıktan 5 gün sonra …’a sattığını, …’ın da, … ve eşi …’a karşı… Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/320 E. sayılı dosyasınının karar duruşmasından bir gün önce 20.03.2018 tarihinde ilk malike yani davalı …’e sattığını,

2. Vergi dairesinden gelen yazılardan ve haciz zaptından, anlaşılacağı üzere …’un… Belediyesi mülkiyetinde olan oteli ihale ile kiraladığını, bu kiraladığı yerde başkalarına devir ve temlik yetkisi olmadığı halde …’a uydurma bir kira sözleşmesi yaparak vergi levhası uydurduğunu, bu vergi levhasının gölgesi altında işleterek otelde hacizleri engellediğini, haciz tutanağının aciz vesikası niteliğinde olması nedeniyle mahkemenin bu yöndeki gerekçesinin yerinde olmadığını, dava konusu gayrimenkulün 20.03.2018 tarihine kadar gerçekte borçlu …’a ait olduğunu, bu nedenlede de iptali istenen tasarrufun borçtan sonra doğmuş olduğunu, taşınmazın çok düşük miktarda satıldığını, sadece satış öncesi ve parça parça, cep harçlığı denilebilecek miktarlarda … tarafından ödeme yapıldığını, … adına alındığını, 5 gün sonra …’tan … adına tescil edildiğini, 20.03.2018 tarihinde de diğer davalı ve eski malik … adına tescil edildiği halde niçin satış işlemlerinden sonra bir kuruş dahi ödenmediğinin sorgulanmadığını davalılarca satışın gerçek bir satış olduğu hususunda banka kanalı aracılığıyla yatırılan cüzi tutarlar dışında somut bir delil sunulamadığını belirterek, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile
1. Takibin kesinleştiği, 07.02.2019 tarihli haciz tutanağının, aciz vesikası niteliğinde olduğu, icra dosyasında yapılan malvarlığı araştırması da bu durumu desteklediğinden İlk Derece Mahkemesinin bu yöndeki tespitinin doğru bulunmadığı,

2.Takip dayanağı kira sözleşmesinin 09.02.2017 tarihinde imzalandığı, davacının bu sözleşme öncesinde bir alacağı olduğunun iddia ve ispat edilmediği, tasarrufa konu taşınmazın borçlu tarafından davalı-3.kişiye satış tarihi olan 16.08.2016 tarihinin borçtan önce olduğu, İİK’nun 277 ve devam maddelerinde yer alan tasarrufun iptali davasının görülebilme şartlarıdan olan, “iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması” şartının gerçekleşmediğinden, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.nun 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı …’a yapılan satış gerçek olmadığından ilk tasarruf tarihinin 20.03.2018 tarihi olduğunu, anılan davalıya yapılan satışın yolsuz tescil niteliğinde olduğunu,

2. Satışların düşük bedel ile mal kaçırma amacı ile yapıldığından kararın bozulması gerektğini belirtmiştir

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2.İİK’nın 277 ve devamı maddeleri

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen 466 gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine.

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

179,90 TL 0.H.
80,70 TL P.H.
99,20 TL Kalan