Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/4800 E. 2022/11705 K. 06.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4800
KARAR NO : 2022/11705
KARAR TARİHİ : 06.10.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; başvurunun usulden reddine dair verilen kararın davacı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davacı vekilinin itirazının kabulüne dair verilen kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacı vekili, davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan plaka sayılı aracın yapmış olduğu tek taraflı kaza neticesinde araçta yolcu olan davacının yaralandığını ve malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, başvurunun reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun usulden reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyeti’nce itirazın kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına ve başvurunun kabulü ile 60.670,00 TL’nin 16/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası nedeni ile cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Somut olayda; davacı, temyiz eden davalıya sigortalı araçta yolcu konumundadır. Davalı vekili cevap dilekçesinde olayda hatır taşıması olduğunu savunmuş, İtiraz Hakem Heyetince, başvuru sahibinin hatır için taşındığına ilişkin hiçbir bilgi belgeye rastlanmadığı, hatır taşımasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.
Soruşturma aşamasındaki ifadelerden davacının ve dava dışı araç sürücüsünün arkadaş oldukları ve olay günü Marmaris’den Muğla’ya seyahat ederken dava konusu kazanın meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, İtiraz Hakem Heyetince somut olayda hatır taşıması bulunduğu kabul edilerek tazminattan Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca % 20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerekirken yazılı olduğu şekilde ve hatalı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davacı vekili meydana gelen kaza nedeni ile ortaya çıkan zararların tazmini amacı ile eldeki davayı açmış, faiz türü olarak avans faizine karar verilmesini talep etmiş, İtiraz Hakem Heyetince de avans faizine karar verilmiştir. Zarara neden olan aracın ruhsat kaydında kullanım amacı “yük nakli-hususi” yazmaktadır. Soruşturma aşamasındaki beyanlardan kazaya karışan araç ile davacının sürücü arkadaşı ile Marmaris’den Muğla’ya seyahat ettikleri sırada kazanın gerçekleştiği beyan edilmiştir. Kazaya karışan aracın ticari kullanım sırasında gerçekleştiği ispat edilemediğinden ve hususi kullanım sırasında zarar gerçekleştiğinden faiz türü olarak yasal faize karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere avans faizine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5’i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2, 3 ve 4) numaralı bentlerde belirtilen nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 06/10/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.