Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/4599 E. 2022/11033 K. 28.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4599
KARAR NO : 2022/11033
KARAR TARİHİ : 28.09.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasında İtiraz Hakem Heyetince verilen davacı vekilinin itirazının kabulüne dair kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

K A R A R
Davacı vekili, davalı şirkete sigortalı araç ile davacı idaresindeki aracın karıştığı çift taraflı kazada davacının yaralandığını, davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün asli davacının tali kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.900,00 TL sürekli, 100,00 TL geçici olmak üzere toplam 5.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın usulden reddine karar verilmiştir. Anılan karara karşı davacı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazın kabulüne sürekli işgöremezlik tazminatı 48.816,52 TL’nin taleple bağlılık ilkesi gereği 08.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sigorta şirketinden tahsiline, geçici işgöremezlik tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Dava, bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
İtiraz Hakem Heyetince hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda; davacının TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömür süresi belirlenmeden, davacının 99 yaşına kadar yaşama ihtimali olduğu kabul edilerek ve bu yaş baz alınarak “irat yöntemi” ile işleyecek bilinmeyen devre hesabının yapılmış olduğu görülmüştür.
Bu durumda; davacının TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre bakiye ömür süresi belirlenerek (tablodaki son yaş olan 99 yaşa kadar değil, yaşına göre saptanacak bakiye ömür süresi), aktif ve pasif dönem başlangıç ve bitiş tarihleri ile süreleri gösterilmek suretiyle (kararı yalnızca davalının temyiz ettiği ve rapordaki diğer hususlarda davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınarak) daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden denetime
elverişli ek rapor alınıp, oluşacak sonuca göre hükmü temyiz eden davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak da dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
3-Somut olayda, İtiraz Hakem Heyetince kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına tam ve nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30.maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19.01.2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 6. maddesi ile adı geçen Yönetmelik’in 16. maddesine eklenen 13. Fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan Asliye Mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17.maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde Asliye Mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nispi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nispi ücretin beşte birine hükmedilir.
Açıklanan nedenlerle; İtiraz Hakem Heyeti’nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16. maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 13. maddesi ve AAÜT’nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle de bozulması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 28.09.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.