Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/3915 E. 2023/1987 K. 20.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3915
KARAR NO : 2023/1987
KARAR TARİHİ : 20.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/203 -2014/662
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/Direnme ile Davanın Kısmen Kabulü

Taraflar arasındaki kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararının taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 29/05/2014 tarih ve 2013/14470 Esas 2014/8916 Karar sayılı kararı ile bozulmuş, bozma üzerine mahkemece bozma ilamına direnilmiş ve bu kararın da taraflarca temyizi üzerine, Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.10.2021 tarihli ve 2017/4-1466 Esas 2021/1284 Karar sayılı ilamı ile direnme kararının yerinde olduğuna karar verilerek bozma nedenine göre davanın esasına yönelik diğer temyiz itirazları incelenmediğinden taraf vekillerinin temyiz itirazlarına ilişkin inceleme yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu tarafından dosya Dairemize gönderilmiş olmakla Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Çavuşköy Belediye Başkanı olduğunu, davalının da Çavuşköy Beldesinde yaşadığını ve Çavuşköy Belediye Başkanlığına hitaben bir dilekçe yazdığını, dilekçede eleştiri sınırlarını aşarak davacının …, şeref ve saygınlığını zedelediğini, davalı hakkında Kumluca Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, Kumluca Sulh Ceza Mahkemesinin 29.04.2011 tarihli ve 2010/659 E., 2011/326 K. sayılı kararı ile davalının hakaret suçundan mahkûmiyetine karar verildiğini, müvekkilinin kişilik haklarının saldırıya uğradığını ileri sürerek 10.000TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; uzun süre hükümet doktoru, başhekim ve belediye başkanı olarak çalıştığını, somut delillere dayanmayan ‘‘rüşvet’’ gibi bir iddiada bulunmanın suç olduğunu bildiğini, Danıştay ve ceza mahkemesi kararları ile kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı belirlenen evinin idare tarafından yıkılması girişimleri üzerine “umarım yapılan yolsuzlukların belgelerini rüşvetli suçlar kapsamında değerlendirilmek üzere Adalet Bakanlığına göndermek zorunda kalmam” şeklindeki sözlerinin somut delillere dayandığını ve hakaret kastı taşımadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 08.04.2013 tarih ve 2011/394 Esas, 2013/210 Karar sayılı kararıyla; davalı idare tarafından haksız bir işlem ve eylem yapılacağı kanısına varmış, bunun temelinde haksız bir çıkar ilişkisi olduğu konusunda kesin bir kanıtı olmamasına rağmen böyle bir ilişki varmış gibi davalı tarafından davalının bilgileneceğini bilerek dilekçesinde eleştiri ve şikayet sınırlarını aşar nitelikte ” umarım yapılan yolsuzlukların belgelerini rüşvetli suçlar kapsamında değerlendirilmek üzere adalet bakanlığına göndermek zorunda kalmam” şeklinde cümleler yazarak eleştiri ve şikayet sınırlarını aşıp davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile “…2.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesine…” karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 29.05.2014 tarih ve 2013/14470 Esas, 2014/8916 Karar sayılı ilâmı ile “mahkemece davacıya yönelik hakaret olarak kabul edilen ifadelerin davalının kişisel değer yargısı niteliğindeki görüşleri olduğu, ifade ve düşünce özgürlüğü hakkı kapsamında kalıp rahatsız edici de olsa davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte bulunmadığı anlaşılmakla istemin tümden reddi yerine kısmen kabulünün doğru olmadığı” gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.

B. Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Mahkeme, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “…davacının hakkını aramak veya korumak için idareye başvurması hukuka uygun ise de dilekçesine “Bu işten vazgeç, yoksa aleyhindeki rüşvet belgelerini adli makamlara gönderirim” anlamına gelen “umarım yapılan yolsuzlukların belgelerini rüşvetli suçlar kapsamında değerlendirilmek üzere Adalet Bakanlığına göndermek zorunda kalmam” şeklindeki cümlesi ne hak arama ne de ifade özgürlüğü kapsamında değil, davacıya rüşvet suçu isnadı, kişilerin şeref ve saygınlığına zarar verebileceği tehdidini içerir sözler niteliğindedir. Dilekçe bir suç ihbarı niteliğinde de değildir. Davacının eylemi hak arama veya ifade özgürlüğü sınırlarını aşmış, haksız bir fiile dönüşmüştür. Ne tehdit, ne şantaj ne de hakaretin hiçbir ulusal veya uluslararası hukuk sistemi tarafından korunmadığı” gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin, yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; mahkemenin gerekçesinde davalıyı savunur şekilde ifadeler kullandığını, davalının ithamlarının ağırlığı karşısında hükmedilen tazminatın az olduğunu ileri sürerek usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davalının idareye vermiş olduğu dilekçe ile şikayetlerini bildirdiğini ve kıyı kenar çizgisinin uygulanmasındaki kasıtlı yanlışlıkları, dava konusu olmayan parsellerin, taşınmazların dava konusu yapılmasındaki yolsuzluğa dikkat çekilmek istendiğini, bunun için de dilekçenin altına dava konusu edilen notun eklendiğini tüm bunların hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığını ileri sürerek usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Daire Kararı
6763 sayılı Kanunun 45 inci maddesi ile 6100 sayılı HMK’ya eklenen geçici 4/1 inci maddesi gereği Dairemizce yapılan incelemede, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kurulu’na gönderilmesine karar verilmiştir.

D. Hukuk Genel Kurulu Kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.10.2021 tarih ve 2017/4-1466 Esas, 2021/1284 Karar sayılı ilamı ile “…davalının Çavuşköy Belediye Başkanlığına hitaben yazdığı 15.01.2006 tarihli dilekçede yer alan “umarım yapılan yolsuzlukların belgelerini rüşvetli suçlar kapsamında değerlendirilmek üzere Adalet Bakanlığına göndermek zorunda kalmam” şeklindeki ifade ile yolsuzluk ve rüşvet isnatlarında bulunduğu, “…yapılan yolsuzlukların…” ifadesi somut bir olgu isnadı olup kişisel değer yargısı olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, eleştiri sınırlarının aşıldığı, bu nedenlerle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10 uncu maddesi ile Anayasa’nın 26 ncı maddesinde düzenlenen ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği anlaşıldığından davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı sonucuna varıldığı” gerekçesi ile direnme kararı yerinde bulunarak bozma nedeni dikkate alındığında karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

E. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalının resmi makamlara yazdığı dilekçede kullandığı ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu iddiasıyla manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci ve Geçici 4/1 inci maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu (mülga) 41 inci ve 49 uncu maddesi.

3. Değerlendirme
Davacı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde; davacı vekili mahkeme kararını, 6217 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan HUMK’nun 432/1 inci maddesinde yazılı onbeş günlük ve 427/4 ve 433/2 nci maddelerinde belirlenen on günlük süreleri geçirdikten sonra temyiz ettiğine göre temyiz dilekçesinin süreden REDDİNE,

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, Hukuk Genel Kurulu tarafından direnmenin usul ve yasaya uygun olduğunun kabul edilmiş olmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süreden REDDİNE,

2. Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan mahkeme kararının ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davacıya iadesine,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
20.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.