Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/3806 E. 2022/13870 K. 07.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3806
KARAR NO : 2022/13870
KARAR TARİHİ : 07.11.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında, … tarafından verilen 13/09/2018-2018/İHK-7574 sayılı kararın, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili; 28/08/2010 günü davacının yolcu olarak kasasında bulunduğu açık kasa kamyonetle davalıya Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı çift taraflı trafik kazasında davacının yaralandığını ve maluliyet oluştuğunu, başvuru sonucu sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin zararı karşılamadığını belirterek, uğranılan zararın davalıdan tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, sigorta şirketine usulüne uygun olarak başvuru yapılmadığını belirterek, davanın usulden ve esastan reddi gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kısmen kabulü ile 45.198,30 TL’nin 29/05/2017’den itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; taraf vekillerince itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince her iki tarafın da itirazlarının reddine karar verilmiş; karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, … kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Dosyaki bilgi ve belgelerden; kaza sırasında davacı …’ın aracın arkasında (kasasında) uyuduğunu beyan ettiği, aracın açık kasasında yolcu taşınması yasak olduğu halde, bilerek ve isteyerek açık kamyonet kasasında yolcu olarak seyahat ettiği ve ayrıca uyuduğundan davacı … için hesaplanan maluliyet tazminatından %30
oranında müterafik kusur indirimi yapıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacının eyleminin sonucu itibariyle oluşan zararı artırıcı niteliği ile müterafik kusur oluşturduğundan hesaplanan tazminattan indirim yapılması doğru olmuş ise de indirimin hesaplanan toplam tazminat yerine; poliçe limitinden sigorta ödemesi düşüldükten sonra yapılması hatalı olmuş, ayrıca yapılan indirim oranı davacının müterafik kusurunun ağırlığı ve Dairemizin yerleşik içtihatları gözetildiğinde fazla olmuş, %20 oranında indirim yapılmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
Somut olayda, ayrıca davacının trafik kazası nedeniyle yaralanması sonucu hesaplanan iş göremezlik zararından önce müterafik kusur indirimi yapılıp daha sonra davalı … şirketi tarafından dava tarihinden önce yapılan ödemenin güncellenerek düşülmesi gerekirken, önce güncellenen ödeme sonra müterafik kusur indiriminin yapılması hatalı olmuş ise de indirim sıralamasının değiştirilmesi davacı aleyhine olacağından aleyhe bozma yasağı gereği bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.
3-Davalı … şirketi vekilinin temyiz itirazlarına gelince; 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 30/17 md. ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 6. maddesi ile Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16. maddesinin 13. fıkrasına “(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü eklenmiştir.
İtiraz Hakem Heyetince her ne kadar vekalet ücreti yönünden hüküm kurulmamış ise de; Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile … kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya ve davalıya geri verilmesine 07/11/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.