Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/2747 E. 2022/12570 K. 19.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2747
KARAR NO : 2022/12570
KARAR TARİHİ : 19.10.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tahkim davasının Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılaması sonucunda; davacının davasının kabulüne dair verilen kararın davacı vekilinin ve davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince, taraf vekillerinin itirazlarının kısmen kabulü ile davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacı vekili 24/08/2016 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu araç ile davalıya sigortalı aracın karıştığı çok araçlı kazada davacının yaralandığını belirterek fazlaya dair talep hakkı saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00 TL tazminat alacağının temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, dava değerini sürekli işgöremezlik yönünden 129.647,11 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince, davanın kabulü ile 129.647,11 TL tazminat tutarının 14/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … kuruluşundan tahsiline karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davacı vekili ve davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine; taraf vekillerinin itirazının kısmen kabulüyle kararın değiştirilmesine, davanın kısmen kabulüyle 54.242,51 TL tazminat tutarının 25/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Hakem, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Bilirkişilik Yönetmeliği’nin Bilirkişi görevlendirilmesi ve seçimi başlıklı 22. maddesinde de “ (1) Bilirkişi, çözümü hukuk dışında uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakem tarafından görevlendirilir. (2) Hakem, görevlendirilecek bilirkişinin uzmanlık alanını belirler. İşin mahiyetine göre gerekçesi açıkça gösterilmek kaydıyla, birden fazla bilirkişi görevlendirilebilir.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Somut olayda, İtiraz Hakem Heyetince, davalı vekilinin Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararında hükme esas alınan aktüer raporundaki hesaplamanın 99 yaşa kadar yapılmış olmasına ilişkin itirazı üzerine, muhtemel bakiye ömre göre hesaplama yapılması gerektiği ve (davacı kusursuz olmasına rağmen) davacının %25 kusurlu olduğu kabulü ile bilirkişiye gidilmeden, resen hesaplama ve değerlendirme yapılmıştır.
İtiraz Hakem Heyetince bilirkişinin görüşüne başvurulmaksızın resen hesaplama ve değerlendirme yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Buna göre İtiraz Hakem Heyetince yapılacak iş, davacının maluliyeti nedeniyle uğramış olduğu tazminatın hesaplanması konusunda (ödemenin yetersiz olduğu anlaşılmakla) 2019 yılı hesap tarihi verilerine göre, davalının sigortacısı olduğu aracın sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, davacının %24 maluliyet oranı ve TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre (hesap tarihindeki yaşına göre saptanacak bakiye ömür süresi aktif ve pasif dönem başlangıç ve bitiş tarihleri ile süreleri gösterilmek suretiyle) uzman bilirkişiden ek rapor alınıp hasıl olacak sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-2918 sayılı KTK’nun 98/1, 99/1. maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B.2-b.maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
Somut olayda, davacının poliçe kapsamında ödeme yapılmasını sağlamak için davacı tarafından davalıya 31/03/2017 tarihinde başvuru yaptığı ve davalının 05/05/2017 tarihinde davacı için 17.900,90 TL ödeme yaptığı; ödemenin yetersiz olduğu iddiası ile eldeki davanın açıldığı görülmektedir.
Bu durumda davalı … şirketinin, başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düştüğü gözetilerek faiz başlangıç tarihinin buna göre belirlenmesi gerekirken, hatalı şekilde komisyona başvuru tarihi 25/06/2019 olarak kabulü doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19/10/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.