YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/17070
KARAR NO : 2023/2507
KARAR TARİHİ : 27.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Davanın Reddi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tasarrufun iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı …’nun tek ortağı ve temsilcisi olduğu …İplik Kumaş Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin davacıya bono keşide ederek borçlandığını, davalı …’nun da kefil olarak bonoya imza attığını,… İcra Müdürlüğü’nün 2019/161602 ve 2020/30395 esas sayılı dosyalarında yapılan takipte davalı borçlunun aciz halinde olduğunu, ancak dava konusu Şahinbey ilçesi, Akyol Mahallesi 1096 ada 43 parsel 22, 33, 35, 43 ve 44 numaralı bağımsız bölümleri …İplik Kumaş Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile aynı alanda faaliyet gösteren ve merkezleri arasında 100 metre mesafe olan Demir Tekstil isimli şirketin sahibi olan davalı …’e devrettiğini, devrin alacaklılardan mal kaçırmak kastıyla, muvazaalı olarak, borçlunun aciz halinde olduğunu bilen, komşusu, aynı alanda ticari faaliyet gösteren şahsa yapıldığını belirterek tasarrufların iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların bedellerinin diğer davalı borçluya ödendiğini, ipoteklerin kaldırıldığını, eldeki davada İİK.m.277 vd şartlarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
2.Davalı …; davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.05.2021 tarihli ve 2020/200 Esas, 2021/269 Karar sayılı kararıyla; borçlu …’nun ”…İplik Kumaş Tekstil…” isimli şirketin ortağı ve yetkilisi olduğu diğer davalı …’in ise ”Demir Tekstil – …” isimli ”Her türlü tekstil, triko imalatı ve satışı” faaliyet alanına sahip şahıs şirketinin yetkilisi olduğu, yani davalı borçlu ile iptale tabi tasarrufları devralan …’in aynı iş kolunda faaliyet gösterdikleri anlaşıldığından, … aciz halindeyken davalı …’in borçlunun durumunu bilebilecek durumda olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne,… ili, Şahinbey ilçesi, Akyol Mahallesi 1096 ada 43 parsel 22, 33, 35, 43 ve 44 numaralı bağımsız bölümlerinde davalı … tarafından …’e devrine dair tasarrufların İİK.m.277 ve devamı uyarınca iptaline,… İcra Dairesinin 2019/161602 ve 2020/30395 sayılı takiplerindeki alacak ve fer’ileri ile sınırlı olarak davacıya bu taşınmazların haczini ve satışını isteme yetkisi tanınmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 27.12.2021 tarihli ve 2021/1980 Esas, 2021/2082 Karar sayılı kararıyla; davalıların aynı il ve semtte, aynı sektörde faaliyette bulundukları da dikkate alınarak, davalı …’in davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğunun anlaşılmasına ve davaya konu 5 adet bağımsız bölümün alım satımının üzerlerindeki yüklü miktarlı ipotekle yükümlü olarak aynı gün gerçekleşmesinin yaşam deneyimlerine uygun olmayıp, üçüncü kişinin ipotek bedeli de nazara alınarak ödediği bedelin taşınmazların bilirkişi tarafından belirlenen bedelinden misli derecede olmasa da fahiş derecede fazla olması gerekçesiyle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 04.04.2022 tarihli ve 2022/2774 Esas, 2022/6761Karar sayılı ilamı ile;
“…
Somut olayda; ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesince de belirtildiği üzere; davalı
3.kişi … tarafından dava konusu taşınmazların üzerindeki ipoteğin kaldırılması için 300.000,00 USD ödeme yapılmış olup, taşınmazların tapuda gösterilen değerleri üzerine bu miktarın da eklenmesiyle gerçek değerleriyle arasında mislini aşan bedel farkının olmadığı sabittir. Ancak; mahkemece davalı borçlu ile dava konusu taşınmazları devralan davalı …’in aynı bölgede aynı iş kolunda faaliyet gösterdikleri anlaşıldığından, …’in borçlu …’nun içinde bulunduğu mali durumu ve alacaklısı-davacıya zarar verme kastını bilebilecek konumda olduğu gerekçesiyle İİK.m.280/1 uyarınca davanın kabulü ile tasarrufların iptaline karar verilmişse de; dava konusu taşınmazların satış bedeli ile üzerlerindeki ipotek borcunun ödenmiş olması, davacı alacaklının da davalı borçludan dava konusu taşınmazlarla aynı yerde bulunan başka taşınmazlar satın almış olması olguları birlikte değerlendirildiğinde İİK’nın 280/1 maddesinde tanımını bulan borçlunun alacaklılarına zarar verme kastının ve bu kastın davalı 3.kişi … tarafından ne şekilde bilindiğinin ya da bilinebileceğinin kanıtlanamamış olması karşısında; Mahkemece tüm bu maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı yorum ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesi ile karar bozularak dosya kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların satış bedeli ile üzerlerindeki ipotek borcunun ödenmiş olması, davacı alacaklının da davalı borçludan dava konusu taşınmazlarla aynı yerde bulunan başka taşınmazlar satın almış olması olguları birlikte değerlendirildiğinde İİK’nın 280/1 maddesinde tanımını bulan borçlunun alacaklılarına zarar verme kastının ve bu kastın davalı 3.kişi … tarafından ne şekilde bilindiğinin ya da bilinebileceğinin kanıtlanamamış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalılar arasında ticari ilişkinin varlığı konusunda araştırma yapılmadığını, davalıların aynı işi yapmakta ve 25 yılı aşkın süredir ticari ilişkileri ve komşuluklarının bulunduğunu, aynı gün 8 adet taşınmaz devraldığını, davacının davalı borçludan taşınmaz satın almasının davaya etkisinin olmadığını, davalı 3.kişinin dava konusu taşınmazların bedelini ödemesinin İİK 280 hükmünün uygulanmasına etkisi olmadığını, davalı borçlunun kardeşi Serkan Uğurlu’nun da davalı borçlu Aydın ile aynı tarihte aynı binadan 8 adet taşınmazını davalı 3.kişi …’e devrettiğini, bununla ilgili… 11.Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/191 sayılı dosya ile davanın kabulüne karar verildiğini, o dosyada ticari defterlerin incelendiğini ve Uğurlu İplik Şti.ile davalı … arasında ticari ilişkinin tespit edildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, dava konusu taşınmazların satış bedeli ile üzerlerindeki ipotek borcunun ödenmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.