Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/17064 E. 2023/4956 K. 05.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/17064
KARAR NO : 2023/4956
KARAR TARİHİ : 05.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/328 E. 2022/120 K.
DAVACILAR : 1-… 2-… 3-…
4-… 5-… … …
vekilleri … …
DAVA TARİHİ : 05…..2012
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen … sigortası poliçesinden kaynaklanan vefat tazminatı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkillerinin müşterek murisi olan …’un 28.03.2012 tarihinde vefat ettiğini, …’un ölmeden önce halen müvekkillerinin kullanmakta olduğu evi almak amacıyla … Bankası … Şubesinden kredi kullandığını ve kullanmış olduğu krediden dolayı bankaca 30.12.2011 tarihinde … sigortası yaptırıldığını, … sigortasının yapıldığı tarihte müteveffanın rahatsızlığı dolayısıyla tedavi görmekte ise de halen ayakta olup, rahatça tüm günlük ihtiyaçlarını görebilecek durumda olduğunu, … sigortası poliçesinin bitmiş olması nedeniyle bankaca talepte bulunulduğunu ve müvekkili tarafından 193/6556746 numaralı poliçenin imzalandığını, müvekkili öldükten sonra … sigortası yapan davalı kuruma başvurulduğunda ilgili kurum tarafından müvekkiller tarafından gönderilen evrakların incelenmesi neticesinde müteveffaya sigortaya başlamadan önce mide kanseri teşhisi konulduğunu, durumun başvuru formunda beyan edilmediğinin anlaşıldığını, gerçek dışı beyan sebebiyle sözleşmeden cayıldığını, sigorta poliçesi iptal edildiğinden ötürü tazminat ödemesinin yapılmayacağını beyan ettiklerini, müvekkillerinin murisi Emran Uğurun mide kanseri olması nedeni ile öldüğünü, ancak müvekkillerinin muristen kanser olduğunu sakladıklarını, çünkü kanser hastalığında moral ve motivasyonun çok önemli olduğunu, bu nedenle murisin sigorta poliçesini kanser hastası olduğunu bilmeden imzaladığını, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 3.000,00 TL nin ölüm tarihi olan 28.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkillerine verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; sigortalının ölümü üzerine … … Bankası … Şubesinin poliçe lehdarı sıfatıyla ölüm tazminatı almak için müvekkili şirkete yapılan müracaat üzerine gerekli işlemlerin yapılabilmesi için ölen sigortalılarına ait dosyanın incelemeye alındığını, sigortalının sigortaya dahil olmadan evvel var olan hastalıkları ile ilgili görmüş olduğu tedavileri gösterir hastane kayıtları ve epikriz raporlarının müvekkil şirket sağlık müşavirliği tarafından incelendiğini, sigorta başlangıç tarihinden önce yapılan muayenesinde mide kanseri olduğunu, sonuç olarak sigortalının sigorta başlangıç tarihinden önce teşhis edilen ve tedavi edilmekte olduğu mide kanseri hastalığı nedeni ile vefat ettiğini, …’un 30.10.2009 tarihinde kullanmış olduğu krediyi vefatı durumunda teminat altına almak amacıyla 30.12.2011 tarihinde sigorta sözlemesi akdettiğini ve kanser hastalığını müvekkili şirkete bildirmeyerek kendisini sigorta kapsamına aldırdığını ve sigortalılık süresi içerisinde öldüğü takdirde müvekkili şirketten alınacak ölüm tazminatı ile lehdar tayin ettiğini ve aynı zamanda borçlu olduğu bankaya olan borcundan kurtulma yoluna başvurduğunu, çünkü müvekkili şirketin sigortalının bu denli ciddi hastalığı olduğunu öğrenmiş olsa idi sigorta sözleşmesini yapmayacağını, ölen sigortalının davaya konu tüketici kredilerine yönelik … sigortası sözleşmesinde lehtar … … Bankası … Şubesi olduğunu, yani ölüm tazminatı talep hakkının davayı açma sıfatına sahip olan … … Bankası … Şubesi olduğunu, müvekkili şirketin … Sigortası Genel Şartları C.2.2 maddesi uyarınca sözleşmeden cayma hakkının bulunmadığını, çünkü sigortalının söz konusu hastalıklarının hastane kayıtları ile … olduğunu, burada kastın mevcut olmadığını kabul etmenin de hukuken mümkün görünmeyeceğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 01…..2016 tarih ve 2012/217 E.-2016/213 K. sayılı kararıyla; “…Poliçenin incelenmesinde poliçenin hiçbir sayfasında sigortalının imzasının bulunmadığı, sigortalının sağlık beyanının alınmadığının anlaşıldığı, sigorta şirketi olan davalının, poliçenin tanzimi sırasında basiretli bir tacir gibi davranarak sigortalıya bu hususlarda gerekli soruları yöneltip, cevaplarını alması gerektiği, basiretli bir tacir gibi davranmayarak, sigortalıya gerekli soruları yöneltmeyen, poliçede imzasını almayan, ancak buna rağmen poliçe prim bedelinin tamamını tahsil eden davalı sigorta şirketinin, sigortalının bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğini … sürerek bu durumdan lehine sonuç çıkarmasının kabul edilemeyeceğini, dava dışı … … Bankasına sigortalının borcunu ödememesi ve borcun davalı haricinde ödenmesi üzerine dain mürtehin … sahibi … … Bankasının 10.09.2014 tarihinde sigorta bedelinin davalı tarafından varislere ödenmesine muvafakat etmesi ile sigorta bedelinin davacılar yönünden talep edilebilir hale geldiği, dolayısıyla sigorta sözleşmelerine ilişkin 2 yıllık zamanaşımı süresi de bu tarihte işlemeye başlamış olup ıslah tarihi itibariyle 2 yıllık zamanaşımı süresi henüz dolmadığından davalının zamanaşımı define itibar edilmediği” şeklindeki gerekçesi ile davacılar tarafından açılan davanın kabulüne, 120.876,81 TL tazminatın, 3.000,00 TL’sinin dain-i mürtehin … sahibi … … Bankasının davaya muvafakat ettiği 10.09.2014 tarihinden itibaren, 117,876,81 TL sinin ıslah tarihi olan 12.05.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/17406 E.-2019/8607 K. ve 26.09.2019 tarihli bozma ilamında özetle, “…Poliçenin akdinden sonra murisin 28.03.2012 tarihinde vefat ettiği, ölüm belgesinde murisin kanser tedavisine yönelik olarak uygulanan kemoterapi sonrasında gelişen koplikasyonlar neticesinde vefat ettiği, dosya kapsamından poliçenin akdinden önce murise, 07.12.2011 tarihinde … … Tıp Fakültesinde yapılan mide endoskopisi neticesinde 12.12.2011 tarihinde kötü huylu mide kanseri teşhisi konulduğu, daha sonra Onkoloji Bölümüne sevk edildiği, 27.12.2011 tarihinde … … Hastanesinde çekilen … sonucu iskelet sistemine sirayet ettiği için kemoterapi ve radyoterapi tedavisi planlandığı, 02.01.2012 ile 13.01.2012 arası 1. kez, 30.01.2012 ile 10.02.2012 tarihleri arası 2. kez ışın tedavisi uygulandığı, 12.03.2012-14.03.2012 arası 1 kür kemoterapi verildiği, sonrasında gelişen komplikasyonlar neticesinde 28.03.2012 tarihihnde vefat ettiği, buna göre murisin, poliçenin akdinden önce geçirdiği rahatsızlığı ve gördüğü tedaviyi poliçenin tanzimi sırasında bilerek gizlediği ve bu konuda bilgi verme yükümlülüğünü ihlal ettiği, bu nedenle poliçe genel şartlarının C.2/2.2. maddesi uyarınca teminat dışında kalan talebin tümden reddi gerekirken yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği, kabule göre de somut olayda davacıların murisinin 28.03.2012 tarihinde vefat ettiği, davacıların 01.08.2012 tarihinde dava açtığı, davalı vekilinin 12.05.2016 tarihli dilekçe ile ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunduğu, ıslah tarihi itibari ile 6762 sayılı TTK’nın 1268. maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olup ıslahla talep edilen kısım yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı” şeklindeki gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın kısmen kabul, kısmen reddine, 3.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; konut kredisi niteliği itibariyle tüketici kredisi olduğundan dolayı davaya bakmakla görevli olan mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunu, sigorta ettirenin sigorta poliçesini tanzim etmeden önce kanser hastalığını biliyor olsa dahi kendisine yöneltilen sorulara evet ya da hayır şeklinde bir cevap vermediği ve poliçeyi tanzim ettiren kuruluşun da bu eksikliği tamamlamadığı, 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığını belirterek, kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; bozma ilamı sonrasında yerel mahkemenin 2021/328 E. Sayılı dosyası ile yargılamaya devam olunduğu, 22.02.2022 tarihli celsede “Usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmasına” denilse de devamında Yargıtay tarafından verilen kararla çelişki oluşturacak şekilde davanın kısmen kabul kısmen reddine şeklinde karar oluşturulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, … sigortası poliçesinden kaynaklanan vefat tazminatı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6762 sayılı TTK’nın 1268 inci maddesi, 1487 inci ved. maddeleri , … Sigortası Genel Şartları,

3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Dosya kapsamından, mahkemece Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/17406 E.-2019/8607 K. ve 26.09.2019 tarihli bozma ilamına uyma kararı verilmesine rağmen gereğinin yerine getirilmediği, anlaşılmaktadır. Bozma ilamında “… poliçe genel şartlarının C.2/2.2. maddesi uyarınca teminat dışında kalan talebin tümden reddi gerekirken yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği” belirtilmesine rağmen davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu nedenle bozmaya uygun karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının davalı lehine bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bentinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.