Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/16902 E. 2023/3930 K. 16.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/16902
KARAR NO : 2023/3930
KARAR TARİHİ : 16.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/404 E., 2022/70 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı … ile müvekkilinin 1962 yılında evlendiklerini, davalı …’ın 1969 yılında işçi olarak Almanya’ya gittiğini, burada tanıştığı … adlı kadınla yaşamaya başladığını, bu ilişkiden 1981 yılında davalı …’ın dünyaya geldiğini, Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesinde (aile mahkemesi sıfatıyla) 2009/98 Esas sayılı dosyası ile tazminat ve nafaka istemli boşanma davası açıldığını, davalı … ile davacının boşanmasına, davalının davacıya 10.000,00 TL maddi 15.000,00 TL manevi tazminat ile aylık 300,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verildiğini, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek tazminatlar yönünden bozulduğunu, bozma sonrası davacı lehine 35.000 maddi 20.000 manevi tazminata hükmedildiğini, ilgili mahkeme ilamlarının icrası için Beyşehir İcra Müdürlüğünün 2009/12 ve 2011/84 sayılı dosyaları ile takip başlatıldığını ancak davalı …’ın müvekkilinden ve diğer çocuklarından mal kaçırmak
maksadı ile bütün malvarlığını oğlu davalı …’a devrettiğinden ilgili icra dosyalarından tahsil kabiliyetinin bulunmadığını, söz konusu satış işlemlerinin davacıdan mal kaçırmak için yapıldığını belirterek muvazaalı satış işlemlerinin iptali ile davalı … adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili …’ın 1969 yılından beri ayrı yaşadıklarını dolayısıyla davanın zamanaşımına uğradığını, eşini Almanya’ya götüremeyen müvekkili …’ın … adlı şahısla birlikte yaşamaya başladığını, bu birliktelikten 1981 yılında diğer davalı …’ın dünyaya geldiğini, dava konusu edilen taşınmazların … ile birlikte satın aldıklarını, taşınmazların ölünceye kadar bakma akdi ile müşterek çocukları … adına kayıt ve tescil ettiklerini, müvekkili …’ın davacıya karşı borçlu olduğunun tespitinden sonra hiçbir tasarrufu söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.09.2015 tarihli ve 2013/426 Esas 2015/399 Karar sayılı kararıyla; davalı …’ın 1988 yılında davacıya karşı bir boşanma davası açıp 1990 yılında boşanma talebinin reddedildiği, sonrasında 2005 yılında ikinci kez açılan boşanma davasının 2009 yılında neticelenerek tarafların boşandıklarını, davacı lehine yoksulluk nafakası ve maddi manevi tazminata hükmedilmesi üzerine söz konusu icra dosyaları ile bunların takibe konulduğu ancak tam olarak tahsil edilemedikleri, boşanma davasından sonra 1999 yılında davacının gayri resmi birlikteliğinden olan devir tarihinde on sekiz yaşını yeni dolduran oğlu ve diğer davalı olan …’a ölünceye kadar bakma akdiyle dava konusu taşınmazların devredildiği, bu devrin fiilen ayrı olan ve boşanma durumu söz konusu olan davacıyı haklarından ve alacaklarından mahrum etmek amaçlı olduğu gerekçesi ile dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davalı … adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin 16.09.2015 tarihli ve 2013/426 Esas 2015/399 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 18.01.2021 tarih ve 2020/859 Esas 2021/16 Karar sayılı ilamında; “….dosya kapsamında bulunan takip dosyalarının incelenmesinde ise; Beyşehir İcra Dairesinin 2009/12 sayılı dosyasında 07.01.2009 tarihinde takip başlatıldığı, takibe konu edilen tazminatın ödendiği, nafakaya ilişkin ödemelerin ise icra dosyası hesabına yatırılmaya devam edildiği, Beyşehir İcra Dairesinin 10.01.2011 takip tarihli 2011/84 sayılı dosyasında ise borçlu … adına kayıtlı Manavgat ilçesi … mahallesinde kain 388 ada 1 parselde kayıtlı 3.755 m2 arsa vasıflı taşınmazın borçlu adına kayıtlı 49/3755 hissesine karşılık gelen kısmına alacaklı lehine haciz şerhi işlendiği, takip dosyasının birden fazla takipsiz bırakılarak en son 11.08.2018 tarihinde borçlu …’ın bankalar nezdinde bulunan hesaplarına haciz konulmasına karar verildiği, öte yandan her ne kadar davacı dava konusu edilen taşınmazlardaki hisselerin davalı eski eş … tarafından diğer davalı …’a ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile mal kaçırmak için devrettiği iddiasında bulunmuş ise de, taşınmazın davalı … tarafından diğer davalı …’a devir tarihinin 19.07.1999 olduğu, tazminatlara konu boşanma davasının 14.11.2005 tarihinde açıldığı, davalı …’ın davacıya ödemesi gereken tazminat kararlarının kesinleşme tarihlerinin ise 12.07.2010 ve 29.12.2011 olduğu, davalı aynı zamanda takip borçlusu …’ın üzerine kayıtlı olan davaya konu taşınmazlardaki hissesini alacağın doğumundan yaklaşık altı yıl kadar önce diğer davalıya devrettiği, dava konusu tasarruf işlemlerinin tarihi ve boşanma davasının dava tarihi nazara alındığında, davalının henüz doğmamış bir alacak ve takibi sonuçsuz kılmak için söz konusu devirleri yaptığının kabulünün yerinde olmadığı, dolayısı ile muvazanın varlığı için bulunması gereken şartların somut olayda bulunmadığı, bu durumda açılan davanın belirtilen nedenlerle reddi gerektiği gerekçesi…” ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Dairemizin 18.01.2021 gün ve 2020/859-2021/16 sayılı ilamına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş, temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu tasarruf işlemlerinin tarihi ve boşanma davasının dava tarihi nazara alındığında, davalının henüz doğmamış bir alacak ve takibi sonuçsuz kılmak için söz konusu devirleri yaptığı hususu ispatlanamadığından ve dolayısıyla muvazaanın varlığı için bulunması gereken şartların mevcut olmadığı gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı …’ın eşi olan müvekkilini ve üç çocuğunu terk ettiğini, 12.08.1988 tarihinde haksız ve mesnetsiz olarak boşanma davası açtığını, boşanma davasının reddedildiğini, davalı tarafından açılan işbu boşanma davasının dikkate alınmadığını, müvekkilinin tek başına hayat mücadelesi verdiğini, davalının kötü niyetle hareket ederek müvekkilinin oturduğu evden çıkartılması için dava açtığını, bu davanın reddedildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; 6098 sayılı TBK’nun 19. (mülga 818 sayılı BK’nun 18.) maddesinde düzenlenen genel muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 818 sayılı BK’nın 18 inci (TBK’nın 19 uncu) maddesi.

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.