Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/1689 E. 2022/13428 K. 31.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1689
KARAR NO : 2022/13428
KARAR TARİHİ : 31.10.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılaması sonunda başvurunun kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı vekili; 21/01/2014 tarihinde trafik sigortası bulunmayan aracın karıştığı kaza sonucu davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, talep miktarını 89.911,64 TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili, talebin reddine karar verilmesini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince, davacının talebinin kabulü ile 89.911,64 TL’nin 28/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine itirazın reddine karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davacı tarafa, 25/04/2016 tarihli Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı raporunda Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre belirlenen %3,3 maluliyet sebebiyle davalı tarafça 20/04/2018 tarihinde 23.122,00 TL ödeme yapıldığı, ardından 09/08/2018 tarihli Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı raporunda Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre belirlenen %5,1 maluliyet sebebiyle davalı tarafça 19/11/2018 tarihinde 22.743,00 TL ödeme yapılmış olup, eldeki dosyada davacı vekili 27/07/2019 tarihli İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı raporunda Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinde davacının maluliyet oranının %10, 3 olarak belirlendiğini belirterek tazminat talebinde bulunmuştur.
Gelişen durum; olay sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir.
Trafik kazası sonucu yaralanmalar nedeni ile ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık “gelişen durum” ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacaktır.
Gelişen durumun varlığı halinde gelişen durum yönünden yeniden dava açılabilmesi mümkündür. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir.
Davacıdaki yaralanmanın hangi tarihte tedaviyle tamamen sona erdiği, bu yaralanmadan dolayı gelişen bir durum olup olmadığı, varsa hangi tarihte gelişen durumun sona erdiği; diğer bir anlatımla, daimi iş gücü kaybının kesin olarak belirlenebilmesi için tedavilerinin ne zaman sona ereceği ve kesin maluliyet oranının hangi tarihte belirlenebileceği gerçek zararın tespiti açısından önemlidir.
Dosya kapsamından, davacının tedavisinin devam ettiğine, yeni ve gelişen durumlar nedeni ile tıbbi müdahale yapıldığına ilişkin bilgiler bulunmamaktadır. Maluliyete ilişkin raporda da gelişen durum olup olmadığı ve bunun sebebi açıklanmamış maluliyet oranının %10,3 olduğu belirlenmiştir.
Maluliyet oranları bakımından fahiş fark bulunmakla birlikte, bu farklılığın maluliyet oranında zaman içinde ortaya çıkan gelişen durum olup olmadığı konusunda yapılmış bir araştırma da yoktur.
Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyeti’nce; tüm tedavi evraklarının dosyaya teminin sağlanması, maluliyet oranları bakımından fahiş fark bulunduğu dikkate alınarak, raporlar arasındaki bu çelişkinin giderilmesi ile oran farklılığının maluliyette gelişen durum olarak kabul edilip edilemeyeceği (raporlarda maluliyet belirlemesine esas teşkil eden fiziksel ve fonksiyonel arazlarda zaman içinde gelişim olup olmadığı) hususlarında, kaza tarihinde yürürlükte olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre gerekçeli, denetime elverişli ve kaza ile illiyet bağının kurulduğu rapor alınması ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 sayılı TBK m. 54’te özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun mal varlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda davacının yaralanıp geçici iş göremediğinden bahisle de maddi tazminat isteminde bulunulmuştur. Davacı kaza tarihinde 18 yaşından küçük olup hükme esas alınan maluliyet raporuna göre davacının %10,3 sürekli maluliyet oranı tayin edildiği, iyileşme süresinin 270 gün olduğu tespit edilmiştir.
Hesap bilirkişisi tarafından davacı için kaza tarihinden itibaren 270 gün için geçici iş göremezlik tazminatı hesabı yapılmış, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak davacı için 6.975,07 TL geçici iş göremezlik tazminatına da hükmedilmiştir.
Davacı kaza tarihinde 15 yaşında olup kaza tarihindeki yaşı itibariyle kazanç getiren herhangi bir işte çalışması söz konusu olamayacağı ve bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceğinden bu zararın oluştuğunun kabulü doğru değildir. Bu nedenle hakem heyetince davacının geçici işgöremezlik zararı bulunmadığının gözetilmesi gerekir.
4-Sigortacılık Yasası 30/17 md. ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazete’de yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16. maddesinin 13. fıkrasına “(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü eklenmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3), (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 31/10/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.