Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/16671 E. 2023/3972 K. 20.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/16671
KARAR NO : 2023/3972
KARAR TARİHİ : 20.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/151 E., 2022/346 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın Kısmen Kabulü

Taraflar arasında görülen tasarrufun iptali davasında verilen karar hakkında yapılan ilk temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine yeniden yapılan temyiz incelemesi sonucunda, bu defa Dairemizce, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı asıl davada davacı …, birleşen davada davacı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı …’den alacağı olduğunu, borçlu hakkında icra takibine girişildiğini, ancak borçlunun haczi kabil malı olmadığından geçici aciz belgesi verildiğini, borçlunun senedin vadesinin dolmasına yakın dairelerin davalı …’a 13.07.2013 tarihinde, davalı …’ın da taşınmazları davalı …’e 27.08.2012 tarihinde, davalı …’nın da aynı parselleri aynı tarihte davalı …’e muvazaalı olarak devrettiğini, yine davalılardan …’in 8 nolu daireyi 25.01.2013 tarihinde davalı …’e, yine davalı …’in 2 nolu daireyi diğer davalı …’e 08.11.2012 tarihinde, yine davalılardan …’in 3 nolu daireyi 10.07.2012 tarihinde davalı …’ya sattığını, ayrıca yine borçlu …’in müvekkilini zarara uğratmak maksadıyla dubleks daireyi davalı …’na 30.06.2011 tarihinde devrettiğini, tapuda satış gibi görünen tüm işlemlerin aslında muvazaalı olduğunu belirterek muvazaalı olarak yapılan tasarrufların iptalini talep etmiştir.

2. Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılardan …’den alacağının bulunduğunu, alacağın tahsili için takibe başlandığını, davalının takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, borçlunun haksız itirazının kaldırılması için itirazın iptali davası açıldığını ve davanın müvekkili lehine sonuçlandığını, takibin devamına karar verildiğini, haciz işlemi yapıldığını, ancak borçlunun borca batık olduğunun tespit edildiğini, borçlunun tüm malvarlığını muvazaalı olarak üçüncü şahıslara devrettiğini belirterek dava konusu tasarrufların iptalini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekilleri; ayrı ayrı cevap dilekçelerinde davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 13.01.2016 tarihli ve 2013/85 Esas, 2016/44 Karar sayılı kararı ile; her ne kadar asıl dava ve birleşen dosya davacıları tarafından 15856 parsel 3 nolu bağımsız bölüm aleyhine tasarrufun iptali davası açılmış ise de söz konusu parsel maliki …’nın davalı … ile 11.08.2010 tarihli harici protokol ile birlikte söz konusu bağımsız bölümü satın aldığı, ancak tapu işlemlerinin inşaat bittikten sonra 10.07.2012 tarihinde tamamlandığı, bu hususun gerek dinlenen tanık anlatımları, gerekse taşınmazı satan …’in beyanları, gerek dosyaya gelen belge içeriğinden sabit olduğu, bu itibarla söz konusu bağımsız bölüm açısından tasarrufun her iki davacı açısından borcun doğumundan önce olduğu anlaşılmakla ön şart yokluğundan reddine, davalı …’a yapılan tasarrufun borcun doğumundan önce olduğu anlaşılmakla … ve … aleyhine açılan bağımsız bölümlere ilişkin iptal talebinin, tasarruftan önce yapılması nedeniyle ön şart yokluğundan ayrı ayrı reddine, 2 nolu bağımsız bölüm açısından ise söz konusu taşınmazın davalı …’ten bacanağı …’a ondan sonra da …’in dayısının kızı ile evli olan …’e devredilmesine ilişkin işlemlerin taraflar arasındaki akrabalık ilişkisi, taşınmazın kısa aralıklarla yaklaşık iki aylık bir zaman diliminde 3 defa el değiştirmesi tapuda gösterilen bedelle yapılan keşif sonrası belirlenen bedeller arasındaki fahiş fark dikkate alınarak bu devrin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, öte yandan her ne kadar bu bağımsız bölüm … tarafından …’e devredilmiş ve bu şahıs hakkında dava açılmış ise de dinlenen tanık anlatımları dosyaya gelen belgelerden …’in söz konusu taşınmazın alımı için Ziraat Bankasından kredi çektiği buna dair kredi belgelerinin dosyaya sunulduğu ve halen kredi ödemelerinin devam ettiğini bu davalının diğer davalılar ile herhangi bir akrabalık bağının tespit edilemediğini, bu itibarla somut olayda …’in 4.kişi iyiniyetli kişi olduğunun kabulü ile …’in elinden çıkardığı malın değeri olan 34.080,00 TL nakdi tazminatın kendisinden alınarak ödenmesine karar verilmiş, Süheyla açısından açılan davanın iyiniyetli olması nedeniyle reddine, 8 nolu bağımsız bölüm açısından da bu taşınmazın …’ten bacanağı …’e ondan …’e daha sonra …’e ve … tarafından gelen nüfus kayıtları örnekleri içeriğinde kocasının eniştesi ile evli olan …’e satılmasına ilişkin olarak taraflar arasındaki akrabalık bağı, taşınmazın kısa aralıklarla 4 defa el değiştirmesi tapuda gösterilen bedelle keşif sonrası belirlenen bedeller arasındaki fahiş fark dikkate alınarak söz konusu devirlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle bu bağımsız bölüm açısından da tasarrufun iptaline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı … vekili ile davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 15.04.2019 tarihli ve 2016/10179 Esas, 2019/4782 Karar sayılı ilamı ile;
“…
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı
… vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, Saraycık Mah. 1178 parseldeki taşınmazın 30.06.2011 tarihinde …’na satıldığı gözetildiğinde ve bu bağımsız bölüm açısından da asıl dosya davacısının borcun doğum tarihi 29.06.2012 tarihli bonoya dayalı 50.048,00 TL’lik alacaktan kaynaklandığı ve 2 nolu bağımsız bölüm açısından ise … tarafından …’e devredilmiş, dinlenen tanık anlatımları dosyaya gelen belgelerden …’in söz konusu taşınmazın alımı için Ziraat Bankasından kredi çektiği buna dair kredi belgelerinin dosyaya sunulduğu ve halen kredi ödemelerinin devam ettiğinden somut olayda …’in 4.kişi iyiniyetli kişi olduğunun kabulüne göre, davacı … vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Somut olayda 15856 parsel 3 nolu bağımsız bölüm için bağımsız bölüm maliki …’nın davalı … ile 11.08.2010 tarihli harici protokol ile birlikte söz konusu bağımsız bölümü satın almış ise de daha önce yapılmış olan protokolun bağlayıcı nitelikte olmadığı gayrimenkül satışlarının resmi şekilde yapılmasının asıl olduğu dikkate alınarak tapudaki satış tarihi 10/07/2012 tarihinin tasarruf tarihi olarak kabul edilmesi gerekirken mahkemenin gerekçesinde yazılı olduğu üzere 11.08.2010 protokol tarihinin esas alınması doğru değildir. O halde tasarrufun borcun doğumundan sonra olduğu kabul edilerek işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmelidir.” gerekçesi ile karar bozularak dosya kararı veren Mahkemeye gönderilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 30.11.2020 tarih ve 2019/305 Esas, 2020/364 Karar sayılı kararı ile; davacılar …’in birleşen dosyada ve …’nun asıl dava dosyasında dava konusu yapılan Saraycık Mahallesi 1178 parsel 3 nolu bağımsız bölüme yönelik davalılar … Ataşer ve … aleyhine açtıkları davaların HMK 114/2,115/2 maddeleri uyarınca ön şart yokluğu nedeniyle usulden ayrı ayrı reddine, davacılar …’in birleşen dosyada ve …’nun asıl dava dosyasında dava konusu yapılan Çekmece Mahallesi 15856 parsel zemin kat 3 nolu bağımsız bölüme yönelik davalılar …, … aleyhine açtıkları davaların kabulü ile, Hatay 1. İcra Müdrülüğünün 2012/6265 ve Hatay İcra Müdürlüğünün 2014/39557 sayılı takip dosyalarındaki alacak ve fer’ilerini geçmemek kaydıyla bahsi geçen dosyalardan alacağın tahsili için haciz ve satış isteme yetkisi tanınmasına, davacılar …’in birleşen dosyada ve …’nun asıl dava dosyasında dava konusu yapılan Çekmece Mahallesi 15856 parsel bodrum kat 2 nolu bağımsız bölüme yönelik 4. İyiniyetli kişi olduğu anlaşılan … aleyhine açtıkları davaların ayrı ayrı reddine, davacılar …’in birleşen dosyada ve …’nun asıl dava dosyasında dava konusu yapılan Çekmece Mahallesi 15856 parsel bodrum kat 2 nolu bağımsız bölüme yönelik olarak davalı …’in söz konusu taşınmazın elinden çıkardığı tarihteki rayiç değeri olan 34.080,00 TL nakdi tazminatın (davacı mustafanın Hatay 1. İcra Müdürlüğünün 2012/6256 ve birleşen dosya davacısı …’in Hatay İcra Müdürlüğünün 2014/39557 sayılı takip dosyalarındaki alacak ve fer’ilerini geçmemek kaydıyla) davalı …’ten tahsili ile davacılara verilmesine, davacılar …’in birleşen dosyada ve …’nun asıl dava dosyasında dava konusu yapılan Çekmece Mahallesi 15856 parsel 1.kat 8 nolu bağımsız bölüme yönelik olarak davalı …, …, …, … aleyhine açılan davanın kabulü ile bu bağımsız bölümün davalılar tarafından birbirlerine satış yoluyla temlik etmesi şeklindeki tasarruflarının davacı …’nın Hatay 1. İcra Müdürlüğü’nün 2012/6256 esas ve birleşen dosya davacısı …’in Hatay İcra Müdürlüğü’nün 2014/39557 esas sayılı takip dosyalarındaki alacak ve fer’ilerini geçmemek kaydıyla ve bu miktarla sınırlı olmak üzere iptaline, davacılara bu taşınmaz üzerinde cebri icra hak ve yetkisi tanınmasına, karar verilmiştir.

C. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili ve davalı
… Ataşer temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 08.11.2021 tarihli ve 2021/18825 Esas, 2021/8404 karar sayılı ilamı ile
“…
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı … vekili ve davalı … Ataşer’in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptal istemine ilişkindir.
Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık”nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Mahkemece; bozma ilamına konu edilen dava konusu Çekmece Mahallesi 15856 parsel zemin kat 3 nolu bağımsız bölüm yönünden, taşınmazın devir bedeli ile gerçek bedeli arasındaki fahiş fark ve …’nın dava konusu taşınmazı alabilecek maddi güce sahip olmaması anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Tapudaki satış bedeli dışında yapılan ödemelerin davalı 3.kişi tarafından devir tarihi veya devir tarihine yakın tarihli banka hesap hareketleri, banka ödemesi, kredi kullanımı gibi delillerle ispatlanması mümkün olup bu belgelerdeki meblağların tapudaki bedele eklenerek bedel farkının varlığının buna göre değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda; dava konusu Çekmece Mahallesi 15856 parsel zemin kat 3 nolu bağımsız bölüm 30.000,00 TL bedelle davalı borçlu tarafından davalı 3.kişi …’ya 10/07/2012 tarihinde tapuda devredilmiş; bilirkişi tarafından bu taşınmaz için 60.000,00 TL rayiç değer belirlenmiştir. Davalı 3. kişi … ise; aslında taşınmazı 65.000,00 TL’ye satın aldığını, eşinin Arabistan’da çalıştığını, bu nedenle elinde Arabistan Riyali bulunduğunu ve tapuda ödenen bedel dışında 26/06/2012 tarihinde bu Arabistan Riyallerini bozdurarak taşınmaz için ödediğini beyan etmiş olup, bu konuda 26/06/2012 tarihinde 55.080,00 Arabistan Riyalinin karşılığı olarak 25.065,04 TL aldığına dair makbuz örneklerini dosyaya sunmuştur. Bu durumda mahkemece bu miktarın tapuda ödendiği ispatlanan miktara eklenmesi düşünülerek mislini aşan fark bulunup bulunmadığı hususunun buna göre değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.

3-Yargıtay tarafından bozulan bir hüküm, temyiz etmeyen taraflar bakımından ilk hali ile kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla; kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur.
Somut olayda, dava konusu edilen Çekmece Mahallesi 15856 parsel zemin kat 3 nolu bağımsız bölüm yönünden mahkemece bozmadan önce verilen kararda asıl ve birleşen dava reddedilmiş, hüküm asıl davada davacı … tarafından temyiz edilmiş ve sözü edilen taşınmaz yönünden bu davacı yararına bozulmuştur. Birleşen dosyada davacı … temyiz yoluna başvurmadığına göre hükmün bozma kapsamı dışında kalan yönleri, temyiz süresinin sona erdiği tarihte kesinleşmiştir. Bozulmasına karar verilen hususlar yönünden yeniden yapılan yargılamada, kesinleşen kısımlar hakkında hüküm kurulamaz. Yalnızca bozulan kısımlar hakkında inceleme yapılarak hüküm kurulması gerekir. Bozmanın kapsamı dışındaki kısımlar temyiz etmeyen taraflar bakımından usulen kesinleşmiş ve usuli kazanılmış hak oluşturmuştur.
Bu durumda; mahkemece Çekmece Mahallesi 15856 parsel zemin kat 3 nolu bağımsız bölüm için birleşen davada davacı … yönünden bozma öncesi verilen ilk hükmün muhafaza edilmesi gerekirken hükmü temyiz etmeyen bu davacı yönünden davanın kabul edilmesi de isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile karar bozularak dosya yeniden kararı veren Mahkemeye gönderilmiştir.

D. Mahkemece Yeniden Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacılar …’in birleşen dosyada ve … Haznedaroğlunun asıl dava dosyasında dava konusu yapılan Saraycık Mahallesi 1178 parsel 3 nolu bağımsız bölüme yönelik davalılar … Ataşer ve … aleyhine açtıkları davaların HMK 114/2,115/2 maddeleri uyarınca ön şart yokluğu nedeniyle usulden ayrı ayrı reddine, davacılar …’in birleşen dosyada ve …’nun asıl dava dosyasında dava konusu yapılan Çekmece Mahallesi 15856 parsel zemin kat 3 nolu bağımsız bölüme yönelik davalılar …, … aleyhine açtıkları davanın reddine, davacılar …’in birleşen dosyada ve … Haznedaroğlunun asıl dava dosyasında dava konusu yapılan Çekmece Mahallesi 15856 parsel bodrum kat 2 nolu bağımsız bölüme yönelik 4. iyiniyetli kişi olduğu anlaşılan … aleyhine açtıkları davaların ayrı ayrı reddine, davacılar …’in birleşen dosyada ve … Haznedaroğlunun asıl dava dosyasında dava konusu yapılan Çekmece Mahallesi 15856 parsel bodrum kat 2 nolu bağımsız bölüme yönelik olarak davalı …’in sözkonusu taşınmazın elinden çıkardığı tarihteki rayiç değeri olan 34.080,00 TL nakdi tazminatın (davacı mustafanın Hatay 1. İcra Müdürlüğünün 2012/6256 ve birleşen dosya davacısı …’in Hatay İcra Müdürlüğünün 2014/39557 sayılı takip dosyalarındaki alacak ve fer’ilerini geçmemek kaydıyla) davalı …’ten tahsili ile davacılara verilmesine, davacılar …’in birleşen dosyada ve … Haznedaroğlunun asıl dava dosyasında dava konusu yapılan Çekmece Mahallesi 15856 parsel 1. kat 8 nolu bağımsız bölüme yönelik olarak davalı …, …, …, … aleyhine açılan davanın kabulü ile bu bağımsız bölümün davalılar tarafından birbirlerine satış yoluyla temlik etmesi şeklindeki tasarruflarının; davacı …’nın Hatay 1. İcra Müdürlüğünün 2012/6256 ve birleşen dosya davacısı …’in Hatay İcra Müdürlüğünün 2014/39557 sayılı takip

dosyalarındaki alacak ve fer’ilerini geçmemek kaydıyla ve bu miktarla sınırlı olmak üzere iptaline, davacılara bu taşınmaz üzerinde cebri icra hak ve yetkisi tanınmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı …, birleşen davada davacı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davacı …, birleşen davada davacı … vekili temyiz dilekçesinde; davalı tarafça tapuda ödeme yapıldığına ilişkin herhangi bir belge sunulmadığını, ayrıca 55.080 Arabistan riyalinin kimin tarafından bozdurulduğunun belli olmadığını, Arabistan riyalinin bozdurulduğuna ilişkin belge üzerinde herhangi bir isim ve ya davalı tarafça bozdurulduğuna ilişkin bir kayıt mevcut olmadığını, bu haliyle belgenin ödemeye esas alınmasının yanlış olduğunu, davalı tarafça “PROTOKOL” adı altında dosyaya sunulan belgeyi de kabul etmediklerini, ilgili belgenin noter tasdikli olmayıp davalılarca her zaman geriye dönük olarak düzenlenebilecek belge olduğunu, Hatay İli … Mahallesi 15856 Parsel Bodrum kat 2 no lu bağımsız bölüm ve Hatay İli … Mahallesi 1178 Parsel 3 no lu bağımsız bölüme ilişkin tasarrufun iptali talebi hakkında verilen red kararının yasaya ve usule aykırı olduğunu, dosya kapsamında davalının kötü niyetinin açık olduğunu, mahkeme tarafından verilen 2013/85 Esas ve birleşen 2015/132 esas sayılı dosyaların her iki müvekkili yönünden temyiz edildiğini, bu kapsamda Yargıtay ilamında verilen ilk kararın müvekkili … yönünden temyiz edildiğinin gösterilmemesinin yanlış olduğunu belirterek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 277 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; asıl davada davacı …, birleşen davada davacı … vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl davada davacı …, birleşen davada davacı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden asıl davada davacı …, birleşen davada davacı …’e yükletilmesine,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.