Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/16380 E. 2023/3428 K. 14.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/16380
KARAR NO : 2023/3428
KARAR TARİHİ : 14.03.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/87 2019/108
SAYISI : 2019/İHK-232
HÜKÜM/KARAR : Başvurunun Kısmen Kabulü – İtirazın Kısmen Kabulü,
Başvurunun Kısmen Kabulü
SAYISI : 2018/54900

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince itirazın kısmen kabulü ile başvurunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.

… kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalıya Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (…) Poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı kazadan dolayı müvekkillerinin yolcu murislerinin vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 23.03.2018 tarihli dilekçesi ile talebini … için 193.042,97 TL, … için 41.437,94 TL, … 63.094,41 TL, … için 60.196,73 TL ve Salih için 57.448,52 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. … KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “…davacılara yapılan ödemenin yetersiz olduğu, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiren bir durum bulunmadığı” gerekçesiyle alınan bilirkişi ek raporu doğrultusunda başvurunun kısmen kabulü ile … için 73.635,96 TL, … için 17.041,34 TL, … için 20.511,45 TL, … için 31.375,54 TL ve Salih için 29.836,30 TL’nin 18.01.2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek başvuranlara ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.

B. İtiraz Sebepleri
Davalı vekili itiraz dilekçesinde; hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ve vekalet ücretinin hatalı olduğunu belirtmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “…sürücünün alkollü olması nedeniyle % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, hatır için taşıma hususunun ispatlanmadığı ve vekalet ücretinin doğru olduğu” gerekçesiyle itirazın kısmen kabulüne, başvurunun kısmen kabulü ile … için 45.089,95 TL, … için 9.449,64 TL, … için 7.910,55 TL, Salih için 19.188,05 TL ve … için 19.102,45 TL’nin 18.01.2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek başvuranlara ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini ve vekalet ücretinin hatalı olduğunu belirtmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı … tarafından … Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı 01.10.2017 iki taraflı tarihli trafik kazası sonucu aynı araçta yolcu olan desteğin ölümü nedeniyle ölenin desteğinden yoksun kalanların açtığı destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53 üncü maddesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85, 89, 90 ve 91 inci maddeleri, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30 uncu maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 17 nci maddesi, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları, 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı

3. Değerlendirme
1. Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30 uncu maddesinin 12 nci fıkrası gereği sigorta tahkim komisyonlarının 40.000,00 TL’yi geçmeyen kararları kesindir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.

İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar bakımından temyiz sınırı davalının her bir davacıya yönelik temyizi bakımından ayrı ayrı belirlenecektir. İtiraz Hakem Heyetince davacı … için 9.449,64 TL, … için 7.910,55 TL, … için 19.188,05 TL ve … için 19.102,45 TL tazminata hükmedilmiştir. Dosya içeriğine göre davalının adı geçen davacılara yönelik temyize konu edilen miktarlar ayrı ayrı kesinlik sınırı olan 40.000,00 TL’nin altında kalmaktadır.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, davaya konu kazada araçta bulunanların hepsinin vefat etmesi nedeniyle hatır taşıması hususunda herhangi bir bilgi olmamasına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin davacı …’ya yönelik aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Destekten yoksun kalma tazminatına esas zararın tespitinde, destekten yoksun kalanlara, ölenin sağlığında sağlamış olduğu/olacağı yardımın miktarı doğru şekilde belirlenmelidir.

Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; desteğin çocuğu yok ise gelirini eşi ile eşit paylaşacağı kabul edilerek gelirden destek ile eşin %50’şer pay alacağı; desteğin çocuğu var ise destek ile eşin 2’şer, her bir çocuğun 1’er pay alacağı; desteğin eşi, çocuğu, ana ve babası var ise destek ile eşin 2’şer, çocuklar ile ana ve babanın 1’er pay alacağı kabul edilmektedir. Türk aile yapısıyla da uyumlu olan bu sistemde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri (özellikle çocuklar) arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, azaldıkça gelirden alınacak pay artmaktadır.

Yine istikrarlı uygulamamız gereğince; çocukların pay dağılımından çıkması durumunda, bu çocuğun payı destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılmakta, ana ve babaya verilmemektedir. Ana ve babadan birinin pay dağılımından çıkması hâlinde ise payı diğerine aktarılmakta, ana ve baba ile çocukların tamamının pay dağılımından çıkması durumunda ise desteğin gelirini eşi ile eşit paylaşacağı varsayımı ile gelirden destek ile eşin %50’şer pay alacağı kabul edilerek tazminat hesaplanmaktadır.

Destek paylarını belirlerken desteğin gelirinin bir kısmını kendisine bir kısmını da eş, çocukları ile sağ olan ana ve babasına ayıracağı varsayıldığından destekten yoksun kalanlardan bir kısmının destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmadığı durumda, talepte bulunmayan kişilerin paylarının da hesaplamada göz önünde tutulması gerekmektedir.

Somut olayda; desteğin 2 sene sonra çocuk sahibi olacağı varsayımıyla hesaplama yapıldığı ancak UYAP nüfus kayıtlarından desteğin vefat ettiği tarihte 2 çocuğunun bulunduğu, desteğin çocukları tarafından yapılan Sigorta Tahkim Komisyonun 10.11.2021 tarihli ve 2021/233206 sayılı başvurusunda yapılan pay dağılımı ile eldeki uyuşmazlıktaki pay dağılımının birbirini tutmadığı anlaşılmaktadır. Hakem Heyetince, Sigorta Tahkim Komisyonun 10.11.2021 tarihli ve 2021/233206 sayılı dosyası da incelenerek eldeki uyuşmazlıkta destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmayan ve sağ olan 2 çocuğun payları da ayrılarak destek paylarının belirlenmesi, daha sonra Dairemizin yerleşik uygulamaları ile belirlenen ve yukarıda ifade olunan destek payları esas alınmak suretiyle bilirkişiden ek rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) davacının talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru değildir.

4. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16 ncı maddesinin (13) numaralı fıkrası ve Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi (AAÜT)’nin 17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca, tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir. Yine AAÜT’nin anılan fıkrası uyarınca, konusu para ile ölçülemeyen işlerde, asliye mahkemeleri için öngörülen maktu vekâlet ücretine, ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin ise beşte birine hükmedileceği, Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekâlet ücretinin, kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceği öngörülmüştür.

Açıklanan nedenlerle; İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak yukarıda yer verilen mevzuat uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin davacı …, …, … ve …’a yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2. Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin davacı …’ya yönelik diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

3. Değerlendirme bölümünün (3) ve (4) numaralı bentlerinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin davacı …’ya yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan … kararının davacı … yönünden BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davalıya iadesine,

Dosyanın İtiraz Hakem Heyetine iletilmek üzere mahkemeye gönderilmesine,
14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.