Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/16093 E. 2023/3814 K. 15.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/16093
KARAR NO : 2023/3814
KARAR TARİHİ : 15.03.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1977 E., 2022/2077 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın kabulüne/ Yeniden hüküm kurulmasına
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/218-2017/82

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; davanın kabulüne dair verilen İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı … vekili tarafından istinafa başvurulması üzerine; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurularak davanın reddine dair verilen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi kararının davacı yanca temyiz edilmesi sonucunda kararın bozularak Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen direnme kararının Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı borçlu … Grup Orman Ürünleri İnşaat Emlak Turizm Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’nden alacaklı olduğunu, borcun tahsilini teminen davalı borçlu aleyhine Ankara 10. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4480 sayılı dosya ile takip başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, davalı borçlunun adına menkul-gayrımenkul mal varlığına rastlanılmadığını, davalı borçlunun acz halinde olduğunu, borçlunun adına kayıtlı 6 adet taşınmazını davalı …’a, … tarafından da bu taşınmazlardan dördünün dava dışı 4. kişilere devredildiği beyan edilerek, davalı … elinde kalan 2 taşınmaz yönünden haciz ve satış yetkisi verilmesine, elden çıkartılan gayrımenkuller ile ilgili de elden çıkartıldığı tarihteki rayiç değerleri üzerinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili talep ve dava edilmiştir.
II. CEVAP
Davalı … vekili, takip konusu alacağın dayanağı olan 10.11.2015 tarihli satış vaadi sözleşmesi ve sözleşmede belirilen cezai şartın ve takip konusu teminat senedinin adi şekilde yapılmış olması nedeni ile geçersiz olduğunu, alacağın gerçek bir alacak olmadığını, satış bedellerinin ödendiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu gayrımenkullerin gerçek değeri ile tapuda gösterilen değerleri arasında misli aşan fark olduğunun anlaşılmasına göre davanın kabulüne, elden çıkartılan gayrımenkuller yönünden ise elden çıkartıldığı tarihteki gerçek değerleri üzerinden davalı …’ın tazminat ile sorumlu tutulmasına; Ankara ili, Sincan ilçesi, Yenikent 29 Ekim Mahallesi, 715 ada 10 parselde bulunan 2, 3, 7 ve 10 bağımsız bölüm numaralı taşınmazların davalı borçlu şirket tarafından diğer davalı …’a satışına ilişkin 07.01.2016 tarihli satış işleminin muvazaalı olması nedeniyle tasarrufun iptaline, bu taşınmazlar … tarafından 4. şahıslara satıldığından dava bedele dönüşmüş olmakla taşınmazların …’ın elinden çıktığı tarihlerdeki gerçek değeri olan ve bilirkişi tarafından belirlenen; 2 bağımsız bölüm numaralı taşınmaz için 75.000,00 TL, 3 bağımsız bölüm numaralı taşınmaz için 75.000,00 TL, 7 bağımsız bölüm numaralı taşınmaz için 135.000,00 TL, 10 bağımsız bölüm numaralı taşınmaz için 135.000,00 TL’nin davacının dava konusu icra dosyasındaki alacağı ve ferileri ile sınırlı olmak üzere davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, Ankara ili, Sincan ilçesi, … 29 Ekim …, 715 ada 10 parselde bulunan 6 ve 12 bağımsız bölüm numaralı taşınmazların davalı borçlu şirket tarafından diğer davalı …’a satışına ilişkin 07.01.2016 tarihli satış işleminin muvazaalı olması nedeniyle tasarrufun iptaline, İcra İflas Yasası’nın 283/1 maddesi gereğince davacı alacaklıya, Ankara 10. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4480 sayılı dosyasındaki alacağının tahsili amacıyla dava konusu edilen 6 ve 12 bağımsız bölüm numaralı taşınmazların haczi ve satışı için yetki verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının alacağının dayanağı olan satım vaadi sözleşmesinin hukuken geçersiz olduğunu, davacı alacaklının gerçek bir alacağının bulunmadığını, dava konusu gayrımenkullerin kaydında yer alan ipotekler ile beraber satın alındığını, davanın ön koşullarının yerine getirilmediğini, kötü niyetin de ispatlanmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “…satış vaadi sözleşmesinin hüküm ifade edebilmesi için noter önünde res’en düzenlenmesinin gerektiği, düzenlenme anında resmi şekilde yapılmamış olan bir sözleşmenin geçerli kabul edilemeyeceği, 10.11.2015 tarihli satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı için geçerli kabul edilemeyeceği, adi şekilde yapılmış ve geçersiz olan 10.11.2015 tarihli taşınmaz satım sözleşmesine bağlı olarak kararlaştırılan cezai şarta ait hükümlerin de geçersiz olduğu, cezai şarta ilişkin takip konusu alacağında gerçek bir alacak olduğundan bahsedilemeyeceği bu sebeple eldeki davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulü isabetli görülmediğinden davalı … vekilinin istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına, davalı … vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28.03.2017 tarihli, 2016/218 Esas, 2017/82 Karar sayılı kararının
kaldırılmasına, Buna göre, yeniden düzelterek esas hakkında hüküm kurmak gerektiğinden; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 19.02.2019 tarih ve 2018/1554 E.-2018/153 K. sayılı ilamı ile; “…Takip dayanağı belge şekil şartları yönünden geçersiz olması halinde borçlunun takip hukukuna göre itiraz hakkını kullanmamış olması halinde takip kesinleşmiş ise bu hususun resen araştırılmasının söz konusu olmayacağı, Bölge Adliye Mahkemesi’nin takip dayanağı belgenin şekil şartlarına uygun olmadığı gerekçesi ile alacağın gerçek olmadığı yönünde yaptığı saptamanın yerinde olmadığı, yapılacak işin davalı borçlu … Grup Orman Ürünleri İnşaat Emlak Turizm Gıda San ve Tic. Ltd. Şti’nin ticari defterleri incelenerek davacı ile aralarındaki ticari alım-satım ilişkisinin belirlenmesi, alım-satım işlemi varsa toplanan ve toplanacak delililer birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerektiği” gerekçesi ile hükmün bozulmasına, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3. Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 11.09.2019 gün, 2021/1433 E.-2021/5229 K. sayılı kararında “…bilirkişi raporunda davacı ile davalı borçlu şirket arasında ticari defterlere göre ticari ilişki bulunmadığı, senet borçlusu olduğu halde takip borçlusu olmayan şirket yetkilisi … ile davacı arasındaki ticari ilişkinin de takip konusu borçtan yaklaşık dokuz ay önce 23.02.2015 tarihinde başlamış olması, davacı ile Seyfullah arasındaki eft’lerin büyük kısmının 10.11.2015 tarihli sözleşmeden önce (muhtemelen başka bir ticari ilişki) yapılmış olması, altı adet taşınmaz alımı için adi sözleşme yapılmış olmasının hayatın olağan akışına uygun olmaması gibi maddi ve hukuki olgular gözönüne alındığında davacının davalı borçlu şirketten olan alacağının gerçek bir alacak olduğunu ispatlayamadığı, bu nedenle eldeki davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulü isabetli görülmediğinden davalı … vekilinin istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

4. Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 22.09.2021 gün, 2021/1433 E.-2021/5229 K. sayılı ilamı ile “… davacının ticari defterlerinin incelendiği, alacağın dayanağı olan satış sözleşmesinden sonra alacaklının şirketi ile davalı borçlu şirket yetkilisi ve şirket arasında ticari ilişkinin varlığının bilirkişi raporu ile de tespit edildiği, alacağın dayanağı olan 10.11.2015 tarihli adi nitelikteki satış vaadi sözleşmesinden önce, davalı borçlu şirket yetkilisi … ile ticari ilişkilerin olduğu, davacı … tarafından dava dışı … adına düzenlenen ve davalı borçlu şirket tarafından elektronik takas ortamında ibraz edilen 30.05.2015 tanzim tarihli çekler olduğu, davalı borçlu ile davacı arasında ticari ilişkinin tasarruf tarihinden önceye dayalı olduğu, her ne kadar borçlunun defterlerine ulaşılamasa da, davacı alacaklının usule uygun defterlerine HMK hükümlerine göre değer verilmesi gerektiği, bozma ilamı kapsamında dosyadaki deliller ile birlikte değerlendirildiğinde işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, gerçek bir alacak olmadığı gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararı yeniden bozulmuştur.

6. Dairemiz bozma ilamına karşı Bölge Adliye Mahkemesince aynı gerekçe ile direnme kararı verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, temyiz dilekçesinde; takibin kesinleştiğini, müvekkil ile davalı şirket arasında gerçek bir alacak olduğunu, davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmediğini, davalılar arasındaki tasarruf işleminin muvazaalı olduğunu beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

2. 2004 sayılı İcra İflas Kanun’un 277 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesinin uygun olmasına, takip dayanağı adi nitelikteki satım sözleşmesinin hukuken geçerli bir sözleşme olmadığının, davacının alacağının da gerçek bir alacak olmadığının anlaşılmasına ve bu sebeple direnme kararının uygun olmasına göre davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.