Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/15572 E. 2023/3449 K. 14.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/15572
KARAR NO : 2023/3449
KARAR TARİHİ : 14.03.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/205 D.İş, 2021/207 K.
SAYISI : 2021/İHK-4871
HÜKÜM/KARAR : Başvurunun kabulü/ itirazın reddi
SAYISI : 2020/61243

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Karara davacı vekili ile davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmiştir.

… kararı davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 23.08.2019 tarihinde müvekkilinin içinde yolcu olduğu minibüs ile davalıya Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Sorumluluk Sigortası (…) Poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı çift taraflı trafik kazasında davacının yaralandığını ve sürekli maluliyeti bulunduğunu belirterek 16.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden avans faizi ile beraber davalıdan tahsilini talep etmiş; ıslah dilekçesiyle ile talebini 137.668,76 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; başvuruya eklenen maluliyet raporunun olay tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik’e uygun düzenlenmediğini, bu nedenle sigortaya başvuru şartının yerine getirilmediğini, bu hususun tamamlanabilir dava şartı niteliğinde olmadığını belirterek başvurunun esasa girilmeksizin usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, aktüer hesabının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve 1,8 teknik faiz esas alınarak yapılması gerektiğini, kusur oranının kabul etmediklerini, müterafik kusur durumunun araştırılması gerektiğini, usulüne uygun başvuru yapılmadığı için temerrüdün gerçekleşmediğini, davacı tarafın faiz isteme hakkının olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. … KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile maluliyet raporunun olay tarihindeki yönetmeliğe uygun olduğu, tazminata ilişkin alınan bilirkişi raporunun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu gerekçesi ile başvurunun kabulü ile 137.668,76 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 29.07.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.

B. İtiraz Sebepleri
1. Davacı vekili itiraz dilekçesinde; Uyuşmazlık Hakem Heyetince alınan aktüer raporuna itiraz edildiğini, ek rapor alınmasının talep edildiğini, talepleri kabul edilmediği için rapor doğrultusunda ıslah dilekçesi verdiklerini, 28.12.2020 tarihli raporun düzenlendiği tarihte yeni asgari ücretin belli olduğunu, bu nedenle 2021 asgari ücret üzerinden karar tarihine en yakın veriler esas alınarak aktüer hesabı yapılması gerektiğini belirtmiştir.

2. Davalı vekili itiraz dilekçesinde; usulüne uygun şekilde başvuru yapılmadığından başvurunun usulden reddedilmesi gerektiğini, maluliyet raporunun olay tarihindeki yönetmeliğe uygun olmadığını, kusur incelemesi yapılmadan verilen kararın hatalı olduğunu, hesaplamanın TRH 2010 Yaşam Tablosu ve 1,8 teknik faize göre yapılması gerektiğini, müterafik kusur durumunun araştırılması gerektiğini, usulüne uygun başvuru yapılmadığı için temerrüdün gerçekleşmediğini, davacı tarafın faiz isteme hakkının olmadığını, davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen miktarın 1/5’i oranında olması gerektiğini belirtmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile maluliyet raporunun davacının muayenesi yapılarak ve tüm tıbbi evrak ile klinik seyri değerlendirilerek olay tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği, kusur dağılımına ilişkin Uyuşmazlık Hakem Heyetinin gerekçesinin yerinde olduğu, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif ranta göre düzenlenen bilirkişi raporunun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52 nci maddesinde belirtilen koşulların olayda gerçekleşmediğini, bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılamayacağını, … tarafından davacı lehine AAÜT’ye göre vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçeleriyle davacı vekili ile davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili ile davalı vekili … kararına yönelik itiraz dilekçelerinde belirtilen sebeplerle … kararını temyiz etmişlerdir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalı … tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (…) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu minibüsle çarpışması neticesinde meydana gelen çift taraflı kazada davacının yaralanması nedeniyle uğradığı maluliyetten kaynaklı sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54 üncü maddesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85, 89, 90 ve 91 inci maddeleri, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30 uncu maddesi ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16 ıncı maddesinin on üçüncü fıkrası, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 17 inci maddesi, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları.

3. Değerlendirme
1. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetince, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.

Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihi ile 01.06.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihi ile 20.02.2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.

Somut olayda, davacının maluliyet oranının belirlenmesi açısından düzenlenen ve Hakem Heyetince hükme esas alınan Çekirge Devlet Hastanesince düzenlenen 23.06.2020 tarihli raporun hangi yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği anlaşılamamaktadır. 23.08.2019 kaza tarihi itibari ile Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik yürürlüktedir.

İtiraz Hakem Heyetince; davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerinden olay tarihinde yürürlükte olan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun rapor alınarak davacının kaza nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.

2. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16 ncı maddesinin (13) numaralı fıkrası ve Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi (AAÜT)’nin 17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca, tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir. Yine AAÜT’nin anılan fıkrası uyarınca, konusu para ile ölçülemeyen işlerde, asliye mahkemeleri için öngörülen maktu vekâlet ücretine, ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin ise beşte birine hükmedileceği, Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekâlet ücretinin, kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceği öngörülmüştür.

Açıklanan nedenlerle; İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak yukarıda yer verilen mevzuat uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.

3. Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün (1) ve (2) numaralı bentlerinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan … kararının davalı yararına BOZULMASINA,

2. Değerlendirme bölümünün (3) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,
14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.