Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/15021 E. 2023/8159 K. 19.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/15021
KARAR NO : 2023/8159
KARAR TARİHİ : 19.06.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1601 E., 2022/1834 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Seydişehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/282 E., 2022/126 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın …… Diyaliz Merkezleri Ltd. Şti., … vekili ve…vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı…vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, davalı … yönetimindeki kamyonet ile davalı … yönetimindeki aracın 21.11.2015 tarihinde çarpışması şeklinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacı …’in eşi, diğer davacılar…ve …’un babaları …’ün 05.02.2016 tarihinde vefat ettiğini, davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını, davalı….., sigorta şirketinin davalı … yönetimindeki aracın, davalı … şirketinin davalı … yönetimindeki aracın … şirketi olduğunu, ……, yönetimindeki aracın davalı ……, Diyaliz Merkezleri Ltd. Şti. adına trafikte kayıtlı olduğunu belirterek, şimdilik davacı … için 1.000,00 TL, davacı … için 1.000,00 TL, davacı çocuk … için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 3.000,00 TL (ilerleyen aşamalarda her türlü artırma ve her türlü yasal hakları saklı kalmak kaydıyla) destekten yoksun kalma tazminatının 21.11.2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

Birleşen davada davacı vekili, desteğin ölümü nedeniyle davacı eş ……., için 40.000,00 TL, davacı çocuklar ……, ve … için ayrı ayrı 30.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmiştir.

II. CEVAP
Davalı … vekili, davacıların murisinin kaza nedeniyle ölmediğini, davalının murisin ölümünden sorumlu olmadığını, davalının olayda kusursuz olup, asıl kusurlunun diyaliz hastalarını taşıyan aracın sürücüsü … olduğunu, davacıların murisinin diyaliz hastası olup yanlış teşhis ve tedavi sebebiyle vefat ettiğini, davacılardan…’in 18 yaşını doldurduğunu, kendi hayatını devam ettirebileceğini, murisin eşinin de maaş almaya başladığını ve çocuklarına bakabileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı…,Sigorta vekili, davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, davalı şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, hatır taşıması olduğunu, desteğin kaza anında emniyet kemerini takıp takmadığı hususunun belirlenmesi gerektiğini, ölüm ile kaza arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının tespiti gerektiğini, müteveffanın ölümü sonrasında davacılara SGK tarafından bağlanan gelirlerin hesap edilecek tazminat miktarından tenzili gerektiğini, sağ kalan eşin kaza tarihi itibari ile evlenme ihtimalinin tespiti gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatının teminat dışında olduğunu, poliçe mevcut değilse Güvence hesabına davanın ihbar edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı …. vekili, davalı … yönetimindeki aracın 23.02.2015 ile 23.02.2016 tarihlerini kapsayacak şekilde davalı şirkete sigortalı olduğunu, poliçe ile kişi başına toplam 290.000,00 TL’lik sakatlanma ve ölüm zararı teminatı sağlandığını, her koşulda bu limitle sınırlı olarak sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalının zorunlu mali mesuliyet sigortası teminat limitleri ve plakalı aracın kusur oranı ile sınırlı sorumlu olduğunu, araç sürücüsünün kusuru bulunmaması sebebiyle davanın reddi gerektiğini, eşin evlenme ihtimali dahil tüm denkleştirme sebeplerinin göz önüne alınması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Dava ihbar edilen … vekili, … yönünden HUMK’a uygun olarak dava açılmadığından aleyhine işlem yapılmamasını talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile; Yerel mahkemece 22.05.2018 tarih, 2016/639 Esas-2018/327 Karar sayılı önceki kararda; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı …. vekili, davalı … vekili, davalı……, Diyaliz Merkezleri Ltd. Şti. ve … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, istinaf incelemesi sonunda 10.12.2021 tarih, 2021/1825 Esas-2021/2388 Karar sayılı kararla davalı …., vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi hükmü gereğince İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalı …. vekilinin sair, davalı … vekili, davalı ……, Diyaliz Merkezleri Ltd. Şti. ve … vekilinin istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiş, kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonunda kaldırma ilamında belirtildiği gibi araştırma yapıldığı, ……., Türk Sigorta A.Ş. tarafından verilen cevapta; 21.11.2015 olay tarihinde … plakalı aracın geçerli Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası kaydının bulunduğu, bu durumda davacıların zararının öncelikli olarak Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası tarafından karşılanması gerektiği, olay tarihi itibari ile …..,poliçe limitinin 268.000,00 TL olduğu, davacıların toplam destek tazminatı zararı 217.081,93 TL olup, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası limiti kapsamında kaldığı, bu poliçe limitini aşan zarar bulunmadığı, sıralı sorumluluk ilkesine göre, davacıların zararlarının karşılanmasını kaza tarihi itibari ile geçerli ZKTMSS poliçesi limiti dahilinde talep etmeleri gerektiğinden, ZKTMSS limitini aşan zarar olmaması nedeniyle her hangi bir sorumluluğu bulunmayan davalı … şirketi ………,Sigorta A.Ş. aleyhinde açılan davanın reddine karar vermek gerektiği, davacıların desteğinin söz konusu araçta yolcu olduğu dikkate alındığında olayda herhangi bir kusuru olmadığı, kaldırma kararı öncesinde verilen manevi tazminat miktarına davacılar tarafından istinaf kanun yoluna da başvurulmaması nedeniyle davalılar lehine kazanılmış hak oluştuğundan eşini kaybeden davacı … için ilk kararda olduğu gibi 15.000,00 TL, babalarını kaybeden diğer davacılar için yine ilk kararda olduğu gibi 7.500,00’er TL manevi tazminat takdirinin dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun düşeceğinin değerlendirildiği, asıl dava ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde …….,. Diyaliz Merkezleri Ltd. Şti., … vekili ve…vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davalılar…….. Diyaliz Merkezleri Ltd. Şti. ve … vekili istinaf dilekçesinde, davalı …’ın hiçbir kusuru bulunmadığını, diğer davalı … kuralları ihlal ettiğinden kazanın gerçekleştiğini, davalı sürücü hakkında acelesi olduğunu iddia eden beyanların haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı … , diğer davalı şirket tarafından hastaların diyaliz merkezlerinden evlerine getirilip götürülmesini sağladığını, bu taşıma işlemi, aciliyeti gerektiren bir durum asla olmayıp diyaliz merkezinde tedavisi tamamlanan hastaların evlerine bırakılmasından ibaret olduğunu, davalı şirket tarafından bu hizmetin ücretsiz olarak yapıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde, ceza mahkemesi dosyasının sonucunun beklenmediğini, kusur ve davacıların murisinin ölümü yönünden ihtilaf bulunduğundan, bu hususların değişmesi olasılığı bulunduğunu, murisin tedavi evraklarından da anlaşılacağı üzere bir çok hastalığı ve rahatsızlığının bulunması ve yine kazadan 70 gün sonra ölmesi, davacıların, murislerinin ölümüne hastanede yeterli bakılmaması, yanlış tedavi ve hastanede virüs kapmasının sebep olduğu yönündeki şikayetleri de değerlendirildiğinde illiyet bağında değişme olasılığı olduğunu, murisin kaza sebebiyle ölmediğini, bu nedenle bir sorumluluk ve kusurları olmadığını, dosyada ilk rapor ile keşif sonrası aldırılan rapor arasında ve heyet raporu arasında gerekçe ve oranlar yönünden de çelişki bulunduğunu, savcılık dosyasında tanık olarak dinlenen kişiler diyaliz hastası olup diğer davalı …’nın sürekli taşıdığı ve sağlık yönünden de aracın sahibi olan diyaliz ünitesi kurumuna bağımlı olan kişiler olduğundan, beyanlarının sağlıklı ve tarafsız olmadığını, merhum …’ün fazlaca sağlık sorunu bulunmakla birlikte, tedavisini gördüğü hastalıklar yüzünden çok miktarda ilaç kullandığını, sağlık durumundaki gerileme ile şahsında olan hastalıklar arasında illiyet bağı olduğunu, kendisi böbrek hastası olup diyaliz tedavisi gördüğünü, kaza esnasında içinde bulunduğu aracın diyaliz hastalarının taşındığı araç olduğunu, …’ün vefat sebebi olarak trafik kazasını göstermenin, hukuki dayanağı olmadığını, …’ün VRE virüsü kapması, hastaneye yatışı sırasında gerekli tedavinin tam zamanında gerçekleştirilmemesi ve şahsında mevcut olan hastalıkların ölümüne neden olduğunu, ölüm tarihi 05.02.2016 tarihi ile kazanın meydana geldiği 21.11.2016 tarihi arasında yaklaşık 2.5 aylık bir zaman olduğunu, olaylar arasında illiyet bağı bulunmadığını, ailesinin hastane görevlileri hakkında şikayetçi olduğunu, bilirkişi raporunda merhumun ölümünün mevcut hastalıklara ilaveten trafik kazasına bağlı yaralanma neticesinde gerçekleştiğinin, merhumun yaşadığı kazaya bağlı yaralanma nedeni ile ölüm neticesi arasında illiyet bağının mevcut olduğunun belirtildiğini, zararın hesaplanmasında dikkate alınacak ücret olarak brüt asgari ücretin esas alınmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, kusur indirimi yapılması gerektiğini, maktulün kalan ömrü 22 yıl 7 ay 16 gün hesaplanırken davacı eşin destekten yoksun kaldığı yaşın 23 yıl 4 ay 11 gün olarak belirlendiğini, 47 yaşında bulunan davalı eşin evlenme ihtimalinin bulunmadığının belirtildiğini, bilirkişinin çocukların destek göreceği ihtimal dahilindeki yaşlar ile ilgili beyan ve öngörülerinin de doğru olmadığını, ıslah talebinin zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin yasal olmadığını, ıslah edilen kısım için faizin ancak ıslah tarihinden itibaren istenebileceğini, reeskont faizi talebinin hukuka aykırı olduğunu, manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaların zamanaşımı süresi içinde açıldığı, ıslah talebinin de zamanaşımına uğramadığı, desteğin davalı … yönetimindeki araçta yolcu konumunda olması nedeniyle kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı, hukuk hakiminin, ceza mahkemesinin beraat yada mahkumiyet kararı ile bağlı olmadığı, sadece ceza mahkemesinde kabul edilip kesinleşen maddi vakıanın hukuk hakimini bağlayıcı olduğu, bu nedenle ceza davası sonucunun beklenmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, hükme esas alınan kusur durumunun kazanın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun bulunduğu, destek kaza tarihinden 2.5 ay kadar sonra vefat etmiş ise de, İstanbul ATK 1. Adli Tıp İhtisas Kurulunca düzenlenen 30.06.2017 tarihli raporda, müteveffanın kaza sonucu yaralanması ile ölümü arasında illiyet bağı olduğu, hesaplamaların içtihatlara uygun olduğu, dava dilekçesinde talep edilen destek tazminatlarına talep gibi müteveffanın ölüm tarihinden itibaren faiz işletilmesi, davacı tarafın ıslah dilekçesindeki talebi ile bağlı kalınarak ıslah dilekçesi ile talep edilen destek tazminatlarının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi, kazaya karışan araçlardan birinin davalı ….. Şti. tarafından servis aracı olarak işletilen minibüs, diğerinin ticari nitelikteki kamyonet olması nedeniyle talep gibi reeskont faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı … vekilinin tazminat raporuna itirazları 20.03.2018 tarihli ek aktüer bilirkişi raporunda karşılandığı,…….., Diyaliz Merkezleri Ltd. Şti.’nin ücret karşılığı hastalara diyaliz hizmeti vermesi, diyaliz hastalarının tedaviden sonra yürüyemeyecek kadar halsiz olmaları sebebiyle servis hizmeti sunulmasının artık teamül haline gelmesi ve tedavi için ücret alındığından bu taşımanın menfaat karşılığı olmadığı, manevi tazminat takdirinde isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle davalılar ……….. Diyaliz Merkezleri Ltd. Şti., … vekili ve…vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı…vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı…vekili temyiz dilekçesinde istinaftaki itirazlarını tekrar ederek ve ayrıca harç yükletilmesinin hatalı olduğunu, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; asıl dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma, birleşen dava aynı trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51 inci, 53 üncü ve 56 ıncı maddesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85, 89, 90 ve 91 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları

3. Değerlendirme
Davacı … yönünden;
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı…vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde, hakimin, tazminatın kapsamını, durumun gereğine ve kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiştir.

Somut olayda; davacıların desteği olan … hakkında İstanbul ATK 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 30.06.2017 tarihli raporunda kaza ile ölümün arasında illiyet bağı olduğunu, kronik böbrek yetmezliği, diabet, kronik kalp yetmezliği, bulunan destekte ölümün mevcut hastalıklara ilaveten trafik kazasına bağlı yaralanma sonucu gelişen üst kol kırığı, kaburga kırığı ve gelişen komplikasyonlar neticesinde meydana geldiği belirtilmiştir. Desteğin ölümüne kaza dışındaki hastalıkların da etki ettiği anlaşılmasına göre davacı … yönünden hesaplanan tazminattan 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesi gereği hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

3. Diğer davacılar …, … ……, … yönünden;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 362/1-a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle HMK’ya eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı dikkate alındığında 2022 yılı için 107.090,00 TL’dir.

HMK 362/1-a ve 362/2. maddeleri gereğince temyiz edenin sıfatına göre hükmedilen ya da mahkemece kabul edilmeyen bölümünün miktar veya değeri 107.090,00 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi kabil değildir. Kesin olan kararların temyizinin istenilmesi halinde Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi tarafından bu konuda temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, verilmemiş olması halinde Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebilecektir.

İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların talebi bakımından temyiz sınırı her bir davacı lehine hükmedilen tutar açısından ayrı ayrı belirlenecektir. Davacılar hakkında, asıl dava ve birleşen dava yönünden temyize konu edilen miktar temyiz kesinlik sınırının altında kalmaktadır. O halde Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmayıp davalının, davacılar …, … Şengül, ve … hakkındaki temyiz dilekçelerinin HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı…vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE

2. Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle davalı…vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

4. Davalı vekilinin, davacılar …, … , ve … hakkındaki temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalılara iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.