Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/14545 E. 2023/1775 K. 14.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14545
KARAR NO : 2023/1775
KARAR TARİHİ : 14.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/75 E., 2022/190 K.
HÜKÜM/KARAR : Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına

Taraflar arasında görülen tasarrufun iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı borçlular …, … ve…Zeytin Zeytinyağı Gıda Hayvan. İnş. Nak. İhr. İth. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında takip başlatıldığını, borçluların alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adlarına kayıtlı taşınmazlarını davalılar … ve …’a sattıklarını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14.03.2013 tarihli ve 2012/103 Esas, 2013/153 Karar sayılı kararıyla; dava konularından 3846 parsel 1 nolu bağımsız bölümün borçlu ile ilgisi olmadığından bu parsele yönelik davanın reddine, diğer dava konusu taşınmazların borçlu hakkında bir başka alacaklının yaptığı takip sırasında icradan satılmış olduğundan bahisle davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı ve davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin 14.03.2013 tarihli ve 2012/103 Esas, 2013/153 sayılı kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 01.06.2021 tarih ve 2021/1194 Esas, 2021/2104 Karar sayılı ilamında ,
“…
HMK’nun 333/1.maddesinde davanın konusuz kalması sebebiyle,davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderinin takdir edilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Somut olayda, mahkemece, davanın açılmasından sonra dava konusu taşınmazların icraen satılması nedeni ile davacı ve davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmediği belirtilmiş ise de, bu gerekçe yerinde değildir. Davanın görülmesi için gerekli koşulların dava konusu olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, davacı ve davalı …’ın haklılık durumu tartışılmadan karar verilmiştir.

Bu halde, mahkemece davacı ve davalı …’ın haklılık durumları değerlendirilerek, yargılama giderinin haksız olan tarafa yükletilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesi ile bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkeme, 3846 parsel 1 nolu bağımsız bölümün borçlu ile ilgisi olmadığından bu parsele yönelik davanın reddine, diğer dava konusu taşınmazların borçlu hakkında bir başka alacaklının yaptığı takip sırasında icradan satılmış olduğundan ve davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, red edilen taşınmaz yönünden davalı … lehine vekalet ücreti takdirine, diğer dava konuları yönünden , davalı taraf taşınmazları devrederek davacının dava açmasına sebebiyet vermesinden dolayı diğer davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 3846 pansel 1 nolu bağımsız bölüm için davanın reddi ve lehe vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre uyuşmazlık, İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali hükümleri.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tasarrufun iptali davalarında davanın kabulü için iptali istenilen tasarrufun takip borçlusu tarafından gerçekleştirilmesi gerekir. Borçlu kendisine ait taşınır veya taşınmaz mal, hak ve alacağın, İİK’nın 277 ve devamı maddelerinde belirtilen iptali nedenlerinden birine uygun olarak devretmesi halinde, bu tasarrufun iptali gerekir. İptali istenilen taşınır veya taşınmaz mal, hak ve alacağın borçluya ait olması davanın ön koşuludur. Somut olayda , davacının iptalini istediği, 3846 parsel 1 nolu bağımsız bölüm borçluya ait olmadığı, dava dışı Ahmet Kılıç tarafından üçüncü kişi …’a satılmış olduğu anlaşıldığından bu taşınmaz yönünden ön koşul yokluğundan davanın reddine karar verilerek maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na (6100 sayılı Kanun) eklenen Geçici Madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR:
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 4 nolu bendinde yer alan “hesaplanan 13.502,25 TL nispi vekalet” ibaresinin çıkartılarak yerine “5,100 TL maktu vekalet” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davalılara iadesine,

14.01.2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.