Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/14532 E. 2023/1778 K. 14.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14532
KARAR NO : 2023/1778
KARAR TARİHİ : 14.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/16 E., 2020/170 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul

Taraflar arasında görülen tasarrufun iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı borçlu … hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlu şirketin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla şirket adına kayıtlı 16743 Ada 7 parsel 21 nolu bağımsız bölümü 12.03.2014 tarihinde, borçlu şirket yetkilisi …’in dayısı davalı …’a sattıklarını belirterek, davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … vekili, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkeme 18.02.2016 tarihli ve 2015/428 Esas, 2016/ 66 Karar sayılı kararı ile Midyat Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesi ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 18.02.2016 tarihli ve 2015/428 Esas, 2016/66 sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 17.Hukuk Dairesinin 14.06.2016 tarih ve 2016/7383 Esas, 2016/7306 Karar sayılı ilamında,

“…
Mahkemece de belirlendiği gibi tasarrufun iptali davalarında HMK’nun 6.maddesi gereğince genel yetki kuralının uygulanması gerektiği,aynı Yasanın 7/1 maddesine göre de davalı birden fazla ise davanın bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği, yine HMK’nun 14 maddesi gereğince bir gerçek ve veya tüzel kişinin başka bir yerde şubesi varsa o şubenin işlemlerinden dolayı şubenin bulunduğu yerde de dava açılabileceği hüküm altına alınmıştır.

Somut olayda yetki itirazında bulunmayan davalı borçlu şirketin merkezi …’da olmasına … Ticaret Odası Ticaret Sicil Müdürlüğünün 9.10.2015 tarihli cevabi yazısından borçlu şirketin 27.12.1996 tescil tarihi ile…. adresinde şubesinin bulunduğu ve şubenin faal olduğunun bildirildiği, dava konusu alacağa ilişkin faturalarda borçlu şirketin adresi olarak …’daki şube adresinin yer aldığı, dava konusu 2015/12842 sayalı takip dosyasında ödeme emrinin borçlu şirkete 29.6.2015 tarihinde …’daki şube adresinde tebliğ edildiği yine anılan takip dosyasında borçlu şirketin …’daki şube adresinde 4.8.2015 tarihinde haciz yapıldığı anlaşıldığından davanın yetkili Mahkemede açıldığı kabul edilerek davalı 3.kişi …’ın yetki itirazının HMK’nun 7/1 ve 14.maddeler gereğince reddi ile davanın esasına girilerek taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle yetkisizlik kararı verilmesi isabetli görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkeme, davalı …’ın , borçlu şirketin kurucu ve yetkilisi …’in dayısı olduğu ve İİK’nun 278/III-1 maddesi kapsamında akraba oldukları, bu nedenle borçlu şirket tarafından davalı …’a yapılan devrin İİK’nun 278/1 ve 278/III-1 maddesine göre iptale tabi olduğunu, davaya konu taşınmazın, 12/08/2015 tarihinde davalı … tarafından elden çıkartıldığından, İİK’nun 283/2 maddesine göre tasarrufa konu taşınmazın elden çıkartıldığı tarihteki değeri 625.000,00 TL nin davalı …’tan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu taşınmazı, raiç değerinden banka kredisi kullanarak satın aldığını, muvazaanın söz konusu olmadığını, takip konusu alacağın 440.716,70 Tl olduğundan bununla sınırlı olarak tazminata karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre uyuşmazlık , İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 2.2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali hükümleri.

3.Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve üçüncü kişi …’ın borçlu şirket temsilcisi ile akraba olması nedeni ile İİK’nın 280/1 maddesi gereğince, borçlu şirketin içinde bulunduğu mali durumu bilebilecek kişilerden olmasına göre, davalı … vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tasarrufun iptali davalarında , davanın kabulü halinde , davacı alacaklının takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilmelidir. Davanın İİK’nın 283/2.maddesine göre bedele dönüşmesi halinde, bu bedelin yine davacının alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tahsiline karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın değerinin davalı üçüncü kişiden tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na (6100 sayılı Kanun) eklenen Geçici Madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR:
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı … vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2.Davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan “625.000,00 TL’nin davalı …’tan alınarak davacı temlik alana verilmesine,” ibaresinin çıkartılarak yerine “625.000,00 TL tazminatın … 31. İcra Müdürlüğünün 2015/12842 sayılı takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olarak, davalı …’tan alınarak davacı temlik alana verilmesine,” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA ,

İstek halinde peşin alınan temyiz harcının davalı …’a iadesine

14.02.2023 gününde oybirliğiyle karar verildi.