Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/14370 E. 2022/17916 K. 27.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14370
KARAR NO : 2022/17916
KARAR TARİHİ : 27.12.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tahkime ilişkin tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; … tarafından davacı vekilinin itirazının kabulüne dair kararın davalı vekili tarafından süresi içinde temyizi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü, K A R A R

Davacı vekili, 01.07.2018 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki motorsiklet ile davalı nezdinde zorunlu trafik sigortalı aracın karıştığı trafik kazası neticesinde yaralandığını ve %24 oranında vücut fonksiyon kaybına uğradığını, sigorta şirketince eksik ödeme yapıldığını, beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminatın davalı … şirketinden faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, dava değerini 113.068,00 TL sürekli iş göremezlik ve 6.412,00 TL geçici iş göremezlik olmak üzere artırmıştır.
Davalı vekili, davacı ile %15 oranında malul kaldığına ilişkin delil sözleşmesi- mutabakatname imzalandığını, kendisine 89.698,00 TL ödeme yapıldığını, delil sözleşmesinin tarafları bağladığını, bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
… Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun sürekli iş göremezlik tazminat istemi yönünden usulden reddine, geçici iş göremezlik tazminatı istemi yönünden esastan reddine karar verilmiş, davacı vekili karara itiraz etmiştir. İtiraz Hakem Heyetince davacı vekilinin sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden yaptığı itirazının kabulüne, 90.454,40 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 05.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … şirketinden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; davalı vekili karara karşı temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, … kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı şirket nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanan davacı malul kaldığını iddia etmektedir. Davacı, eldeki davadan önce, davalı … şirketine ödeme için başvurmuş, taraflar arasında 15.03.2019 tarihli “Mutabakatname-Delil Sözleşmesi” başlıklı belge tanzim edilmiştir. Belgenin incelenmesinde, davacı …’nun sunduğu rapora göre her ne kadar maluliyetinin %24 olduğu belirlenmiş ise de medikal inceleme neticesinde mezkur kaza ile illiyeti olan sakatlık oranının %15 olarak değerlendirildiği ve bu oran üzerinden mutabakatı kabul ettiği ve mutabakatnamenin davacı tarafından imzalandığı görülmüştür. Belge altında el yazısı ile “maluliyet artışından kaynaklı fazlaya ilişkin hakkımı saklı tutmak kaydı ile mutabakatnameyi kabul ediyorum” ibaresinin yazıldığı, davacıya davadan önce bu mutabakatname gereği 89.698,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde yer alan Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilen 02.08.2019 tarihli raporda, davacının kazadan kaynaklı yaralanması nedeniyle %24 oranında kalıcı maluliyetinin oluştuğu belirlenmiştir. Davacı kendisine dava öncesi eksik ödeme yapıldığını, %24 maluliyetine göre bakiye alacağının tahsili gerektiğini belirterek eldeki davayı açmıştır. Dosya kapsamından davacının maluliyetine ilişkin gelişen bir durum bulunmadığı görülmektedir.
Bu hali ile davacının kazadan kaynaklı olarak %24 oranında malul kalmasına rağmen, davalı … şirketi ile %15 maluliyet oranı üzerinden mutabakata vardığı, mutabakat esnasında iradesinin sakatlayan bir halin de ileri sürülmediği, her ne kadar mutabakatnameye maluliyet artışından kaynaklanabilecek fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğuna dair ihtirazi kayıt koyulmuş ise de, davasını eksik ödeme iddiası ile açtığı, artan maluliyet iddiasının olmadığı, raporda da buna ilişkin bir tespitin yapılmadığı dikkate alındığında, davacının kazadan kaynaklı maluliyetini %15 olarak kabul ettiği sabittir.
Diğer taraftan, İtiraz Hakem Heyetince hükme esas alınan hesap raporunda, davalı tarafından yapılan ödeme tarihindeki veriler esas alınarak hesap yapılmamış, ödemenin yeterli olup olmadığı belirlenmemiştir. Rapor tarihi itibariyle yapılan ödemenin güncellenmesi sonucu 113.068,00 TL sürekli iş göremezlik zararının bulunduğu tespit edilmiştir. İtiraz Hakem Heyetince bu miktar üzerinden %20 müterafik kusur indirimi yapılmış ve 90.454,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedilmiştir. Ancak varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemiş, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
Tazminatın kapsamını belirleme biçimi ve tazminattan yapılacak indirimler ve sıralaması TBK 51 ve 52. (818 Sayılı BK 43-44 Mad) maddelerinde düzenlenmiştir. Hakim tarafların kusur durumunu dikkate alarak tazminatın kapsamını belirledikten sonra bir menfaat karşılığı olmayan hatır için taşıma varsa hatır indirimi yapılacak, ayrıca zarar gören zararın artmasına sebep olmuş ya da zarar doğuran fiile rıza göstermiş ise Yargıtay kararlarında yerleşmiş olduğu üzere tazminattan müterafik kusur indirimi yapılarak nihai zarar ve ödenmesi gereken tazminat belirlenecektir.
Bu durumda yukarıda izah edilen maddi ve hukuki olgulara göre; davacının kazadan kaynaklı maluliyetinin %15 olduğu kabul edilerek, dosyanın hesap bilirkişisine ek rapor tanzimi için tevdi ile davalı tarafından davadan önce yapılan ödemenin yeterli olup olmadığının tespiti için, öncelikle; ödeme tarihindeki verilere göre hesap yapılması, ödeme yeterli ise sonucuna göre karar verilmesi, ödeme yetersiz ise daha önce alınan hesap raporu tarihindeki verilere göre (davalının usulî kazanılmış hakları korunarak) hesaplama yapılıp tespit edilen miktardan %20 oranında müterafik kusur indirilmesi sonrasında, davadan önce davalı tarafından yapılan ödemenin güncellenerek düşülmesi suretiyle bulunan sonuca göre hüküm tesisi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile … kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 27.12.2022 gününde Başkan …’ın karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Borçlar kanunu haksız fiil tazminatını düzenlerken (T.B.K. 49 ve devamı maddeleri) zararın ispatı ve belirlenmesinin (50. md.) nasıl olacağını açıklamış, tam olarak ispat edilememesi halinde hakimin bu zararı belirleyeceğini öngörmüştür. Zarar belirlenirken bir takım veriler kullanılacaktır. (Türüne göre zararın kapsamı- gelir -kusur ödeme varsa vs.) Ayrıca haksız fiil sorumlusu tarafından ödemenin denkleştirici adalet gereği zarardan düşürülmesi gerekecektir. Bütün bu hesaplamalar (zararın belirlenmesi) H.M.K. 266 md. uyarınca genellikle bilirkişi marifetiyle olacaktır. Hakim önüne gelen zarardan somut olaya ve savunmaya göre (hatır taşıması) zararı artırıcı nedenler varsa (müterafik kusur) bununla ilgili bilgi ve belgeleri değerlendirip kendisi tazminatı belirleyecektir. TBK. 51. md. başlığı “tazminat ve belirlenmesi” 52. maddesi ise “tazminatın indirilmesi” ile ilgilidir. Bu maddelerin gerekçelerine bakıldığında bizzat hakimin değerlendireceği konulardır. Zararın belirlenmesi sırasında T.B.K.- 51-52 (43-44) maddeleri uygulanarak bilirkişiden rapor alırsak hakimin takdirinde olan hususlarda bilirkişi raporuna değer vermiş oluruz. Bu husus tazminat hukuk eserlerinde de (M. Reşit Karahasan) incelenmiş, zarar ile tazminat arasındaki fark şu biçimde açıklanmıştır. “Borçlar hukukunda zarar ve tazminat kavramlarının ayrı ayrı yeri ve sonuçları vardır. Zarar, malvarlığındaki eksilmeyi, tazminat ise sorumluluğun kapsamını tespit eder. Bu nedenle tazminat zarar miktarına eşit olabileceği gibi, ondan eksik de olabilir. B.K 43-44 maddeleri ile getirilen düzenleme sorumlunun zararı ne ölçüde yükleneceğini belirlemek içindir. Bu nedenle davalı ödemesi de göz önünde tutularak zarar kesin olarak belirlendikten sonra B.K. 43-44 maddelerinin somut olay içinde tartışılması ve araştırılması gerekir. Şayet olay içinde belirtilen yasa hükümlerine uygun indirim sebeplerinin varlığı tespit edilirse tazminat, başka bir deyişle hükmedilecek miktar zarardan az olacaktır.” 17. ve 4. H.D önceki içtihatları bu yöndedir.
Somut olayda itiraz hakem heyetince tazminat hesabında önce davalı tarafça yapılan ödeme tenzil edilip daha sonra müterafik kusur indirimi yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı kanaatinde olduğumdan, sadece bu yönüyle sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyorum.