Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/14072 E. 2022/16489 K. 07.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14072
KARAR NO : 2022/16489
KARAR TARİHİ : 07.12.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonucunda … … tarafından verilen davanın kabulüne dair verilen karara davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince verilen itirazın reddine dair kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili; 29.12.2018 tarihinde davacının yolcu olduğu davalıya trafik sigortalı araca hemzemin geçitte tren çarpması neticesinde meydana gelen kazada davacının yaralanarak malul kaldığını beyanla belirsiz alacak olarak 5.001,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan rapor ücreti ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, hatır taşımacılığı bulunduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince tüm dosya kapsamına göre; davanın kabulü ile 100.893,58 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 200,00 TL rapor bedeli olmak üzere 101.093,58 TL’nin 02.12.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince; davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; … kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosya kapsamında, davacı vekilinin … kararına itiraz etmediği, davalı vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verildiği, davacı vekilinin aynı yönde verilen kararı temyiz etmekte hukuki yararı bulunmadığından, temyiz isteminin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, … kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
b)Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak hakem heyetince alınan 05.04.2020 tarihli Adli Tıp Uzmanlar Kurulu bilirkişi heyeti raporunda davacının maluliyeti yürüyüş bozukluğu nedeniyle % 8 olarak belirlenmiş, aynı heyet 18.04.2020 tarihli ek raporunda ise davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti yürüyüş bozukluğu ve fasial paralizi nedeniyle % 13 olarak belirlemiş, ek rapor İtiraz Hakem Heyetince benimsenmiştir. Ne var ki anılan bu raporda kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuata uygun olarak maluliyet değerlendirmesinin yapılmadığı, rapor tanziminde 30.03.2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirleme yapılmadığı gibi raporda davacının sunulan fotoğrafının incelenmesi ile davacının yüzünde fasial paraliziyi destekleyecek görünüm olduğu ve trafik kazası ile illiyetin kuvvetle muhtemel olduğu ifade edilmiş; kök raporda söz konusu sekelin maluliyet hesabına katılmama gerekçesi olarak da daha önce Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Anabilimdalı başkanlığı muayenesinde bu duruma yer verilmemesi ve dosyaya fotoğrafının sonradan sunulması olarak ifade edilmiştir. Bu yönüyle, maluliyet oranı tespitine ilişkin bu rapor, hükme esas almaya elverişli olmadığından, maluliyetin belirlenmesi konusunda yapılan araştırma yetersizdir.
Bu durumda … tarafından; kazayla ilgili eksik kalan tedavi evrakları temin edildikten sonra, yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında ve olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 30.03.2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ölçülerine göre, en yakın Üniversite Hastanesinden davacının bizzat muayenesi yapılarak davacının kaza nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı varsa oranı konusunda, yine fasial paralizi sekeli var ise kaza ile illiyetininde açıklanması suretiyle ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamındaki çelişkileri giderecek ve denetime elverişli rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
c)Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay içtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hâkim tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca hâkim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi, indirim yapacak ise de Dairemizin uygulamalarına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapması gerekmektedir.
Somut olayda, davacı davalıya trafik sigortalı araçta yolcu konumundadır. Davalı vekili, olayda hatır taşıması olduğunu savunmuş, İtiraz Hakem Heyetince hatır taşıması iddiasını ispat edecek herhangi bir belge bulunmadığı gerekçesi ile hatır taşıması indirimi yapılması yerinde görülmemiş davalı tarafın anılan yöne ilişkin itirazı reddedilmiştir. Dosya kapsamından davacı ile araç sürücüsünün arkadaş olduğu, olay günü beraber avdan dönerken kazanın meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, İtiraz Hakem Heyetince, olayda hatır taşıması olduğu kabul edilerek Dairemiz uygulamasına göre tazminattan %20 oranında indirim yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
d)5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5’i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2/a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2/b,c,d) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile … kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya ve davalıya geri verilmesine 07.12.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.