Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/10991 E. 2022/14205 K. 09.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10991
KARAR NO : 2022/14205
KARAR TARİHİ : 09.11.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki kasko sigorta poliçesine dayanan tazminat davası üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne dair verilen karara davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyetince davalı tarafın itirazının reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü
K A R A R
Davacı vekili; davalı … şirketine “genişletilmiş kasko sigorta poliçesi” ile sigortalı aracın tek taraflı kazada hasara uğradığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.000,00 TL hasar bedeline ilişkin maddi tazminatın başvuru tarihinden avans faizi ile beraber davalıdan tahsilini talep etmiş; ıslah ile talep 45.000,00 TL’ye yükseltilmiştir.
Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince; davanın kabulü ile 45.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; davalı tarafın itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından, itirazın reddine karar verilmiş, İtiraz Hakem Heyeti kararı davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigortasının teminat kapsamını belirleyen KSGŞ A/1 maddesine göre; gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler ve fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütünü sigortanın teminatı kapsamındadır.
Diğer taraftan, poliçe tanzim tarihi ve olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 1409/1. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı, Kasko Poliçesi Genel Şartları’nın A.5. maddesi ve TTK’nın 1446/2. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer.
Uyuşmazlık, rizikonun belirtilen şekilde meydana gelip gelmediği, dolayısıyla rizikonun teminat dışı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamından; 14/01/2019 tarihinde, dava dışı …’ün sevk ve idaresinde olup davalı tarafından “ayrıcalıklı genişletilmiş kasko sigorta poliçesi” ile sigortalı davacıya ait aracın tek taraflı kazada hasara uğradığı, araçta yolcu olarak bulunan davacı tarafından kazanın ihbar edilmesi üzerine aynı tarihte düzenlenen kaza tespit tutanağında “ … D 100 karayolu üzerinde sürücü tarafından çarpıldığı iddia edilen ayırıcının yerden 40 cm yüksekte olduğu, aracın bu şekilde hasar alabilmesi için ayırıcının üzerine çıkması gerektiği ama üzerine çıkmadığı, ayrıca ayırıcının üzerinde olan yön levhasının zarar görmediği, oluşan hasara göre sürücünün ayırıcının üzerine çıkıp ayrıca yön levhasına çarpması gerektiği, sürücü hava yastığının daha önce patladığı, buna göre daha önce hasarlı olan bu aracın bilerek ve isteyerek ayırıcıya çarpıldığı kanaatinde oldukları..” şeklinde tespitlerde bulunulduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kazanın ihbar edilen yerde gerçekleşmediğine dair somut delil olmadığı kanaati bildirilmiş ise de bu raporun, kaza tespit tutanağının aksine görgüye dayalı olay yerinde düzenlenmediği; eldeki dosyada, polislerce düzenlenen 14/01/2019 tarihli kaza tespit tutanağının aksini ispata yarar somut delil olmadığı anlaşılmıştır.
Şu durumda kaza tespit tutanağı ve dosyada bulunan belgeler bir arada değerlendirildiğinde, hasarın kaza ile uyumlu olmadığının anlaşılmasına göre, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 09/11/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.